Ana SayfaKültür-SanatFeminist bir ütopya: ‘Kadınlar Ülkesi’

Feminist bir ütopya: ‘Kadınlar Ülkesi’

HABER MERKEZİ – Üçüncü baskısını yapan ‘Kadınlar Ülkesi’, Otonom Yayıncılık’tan çıktı. Charlotte P. Gilman’ın kaleme aldığı kitap, birçok klasikleşmiş erkek ütopyasında yok sayılan veya satır aralarında yer verilen kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığına dikkat çekiyor..

Charlotte Perkins Gilman’ın Kadınlar Ülkesi adlı ütopya denemesi Otonom Yayıncılık’tan çıktı.

Üçüncü baskısını yapan kitap kadınları, sınıflı-erkek egemen toplumun kadın kalıpları, tanımları ve davranışlarına uymayanların anlatısını sunuyor.

Birinci dalga feminist akımın önde gelen kalemlerinden olan Charlotte P. Gilman, klasikleşmiş erkek ütopyalarından farklı olan bu ütopyasıyla 20. yüzyılın temel çelişkileri olan ulusalcılık, yurttaşlık ve kadın hareketi içerisindeki eşitlik ve özgürlük gerilimini gözler önüne seriyor.

Seher Özbay’ın çevirdiği Kadınlar Ülkesi’ne kitapçılardan ulaşılabilir

Ütopyalar her zaman eleştiri ve özlemlerin bir arada kaleme alındığı politik-edebi metinler olma özelliği taşıdı. Charlotte Perkins Gilman’ın Kadınlar Ülkesi adlı ütopya denemesi ise iki bakımdan farklılık gösteriyor. Kadınlar Ülkesi’nin birinci özelliği, birçok klasikleşmiş erkek ütopyasında (Platon’un Devlet, Thomas More’un Ütopya’sı vb.) yok sayılan veya satır aralarında yer verilen kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığına dikkat çekilmesidir.

İkinci özelliği, kadınları ele alan edebi denemeler içerisinde ilk defa feminist öğelerin ütopya tarzıyla açık ve bilinçli bir şekilde işlenmesidir. Bu anlamda Kadınlar Ülkesi’nin kadınları, sınıflı-erkek egemen toplumun kadın kalıpları, tanımları ve davranışlarına uymayanların anlatısıdır. Birinci dalga feminist akımın önde gelen kalemlerinden Charlotte P. Gilman, bu ütopyasıyla 20. yüzyılın temel çelişkileri olan ulusalcılık, yurttaşlık ve kadın hareketi içerisindeki eşitlik ve özgürlük gerilimini de gözler önüne seriyor. Ataerkil toplumların mizahi bir dille eleştirildiği Kadınlar Ülkesi rekabet, cinsiyet ayrımcılığı, cinsiyet temelli işbölümü, yoksulluk, savaş ve dışarıda bekleyen düşmanlar gibi kavram ve yaşantıların bilinmediği, duyulmadığı, yaşanmadığı bir ülkedir.