Ana SayfaDünyaDSG’nin Rakka yolculuğunun ‘aşamaları’ ne olacak? – ÖZEL

DSG’nin Rakka yolculuğunun ‘aşamaları’ ne olacak? – ÖZEL

HABER MERKEZİ – Demokratik Suriye Güçleri uzun tartışmaların ardından Rakka operasyonunu başlattı. Gazete Karınca’nın “Operasyon nasıl olacak?” sorusunu yönelttiği DSG kaynakları, operasyonun ‘aşamalı’ olacağını ve ‘şimdilik iki aşama’ olarak belirlendiğini ifade ediyor. Operasyonun birinci aşaması Rakka’nın kuzeybatısını, ikinci aşama ise kent merkezini kapsıyor. ‘Her iki aşamanın da aşamaları olacağını’ kaydeden kaynaklar, pratikte ortaya çıkacak aksaklıklar ve operasyon sürerken ortaya çıkabilecek kimi yeni girişimler üzerine ise ‘müttefik tarafların durumu yeniden değerlendirme opsiyonu olduğunu’ belirtiyor.

Demokratik Suriye Güçleri (DSG) uzun tartışma ve görüşmelerin ardından 5 Kasım’da Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) “Hilafetin başkenti” ilan ettiği Rakka’ya operasyon başlattı. Operasyonun duyurusu ise 6 Kasım’da yapıldı.

Operasyona katılan güçler ve olası hesaplara geçmeden önce kısaca Rakka’nın dünü-bugününe bakarsak…

Rakka

Halep, Heseke ve Dêra Zor kentleri arasında bulunan Rakka, Suriye’nin 14 vilayetinden biri.

Önemli bir kent çünkü Suriye’nin sosyo-ekonomik yapısı göz önünde bulundurulduğunda Rakka, Halep’ten sonra Sünni nüfusun hakim sınıf olduğu en önemli kent.

2011 yılında yapılan nüfus sayımına göre; 944 bin kişinin yaşadığı kentte ağırlıklı olarak El-Cês, El-Bo-Seraya, El-Sexane, El-Bo-Esaf, El-Bo-Hemîd, El-Amir Bo-Şeiyan, Evdalê, El-Mûsa El-Zahir, El-Xanim El-Zahir, El-Kewatî, El-Birêc, El-Xûl, El-Cemase, El-Becrî El-Kerame, El-Şiêb ve El-Kiwêdir gibi Arap aşiretler hakim.

Kürtler ise daha çok El-Rimêla, El-Methene (Kürt Mahallesi/El-Endelus), El-Dirêîyê ve tren hattının kuzeyindeki bölgelerde yaşıyor.

Fırat Nehri’nin üzerinde yer alan ve Abbasilerin kısa bir dönem de olsa başkent ilan ettiği Rakka da Musul gibi 1258 yılında Moğol istilasından nasibini alan bir kent.

Önce El Nusra sonra IŞİD

2011 yılında Suriye iç savaşının başlamasından sonra El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra (şimdilerde Fetih El Şam ismini kullanıyor) Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) bazı gruplarıyla birlikte 4 Mart 2013 tarihinde kenti ele geçirdi.

Kenti ele geçiren El Nusra, önce Cehhet El Ekrad (Kürt Cephesi) ismiyle örgütlenen Kürtleri ardından da kendilerine Rakka’nın kapılarını açan ÖSO gruplarını tasfiye etti. Kentteki Kürtler ise zorla kentten çıkarılmaya başlandı.

Ancak tarihler 2014 yılının Ocak ayına vurduğunda IŞİD, Rakka’yı ele geçirdi ve El Nusra’nın hükümranlığına son verdi.

Kenti ele geçirdikten sonra Suriye ve Irak’ta elinde bulundurduğu topraklarda “hilafet” ilan eden IŞİD, “hilafetin başkenti” olarak da Rakka’yı seçti ve ismini de “İslam Devleti” olarak değiştirdi.

Tehcir politikası

Kürtleri, devrimci grupları, sol ve demokrat çevreleri tehcir etme politikası IŞİD döneminde daha da sert uygulanmaya başlandı. Rakka’dan tehcir edilenler ise yönünü Rojava bölgesinde bulunan Cizire ve Kobane’ye çevirdi.

Rakka’dan çıkarılan Kürt, devrimci ve demokrat kesimler ağırlıklı olarak göç ettikleri Kobane’de YPG/YPJ güçlerinin yanında örgütlülüklerini korumak istediler.

demokratik suriye güçleri

Burkan El Fırat

Bu güçlerin büyük bir kısmı 10 Eylül 2014 tarihinde Kobane’de YPG/YPJ güçleri ile birlikte Burkan El Fırat Ortak Operasyon Odası’nı kurdu.

Burkan El Fırat’ın kuruluşunda özgürleştirilmesi hedeflenen yerler arasında Minbic, Sirrin, Cerablus, Bab, Ezaz ve Gire Spi (Til Ebyad) ile birlikte Rakka da bulunuyordu.

Kobane savaşı, Gire Spi, Sirrin, Hol, Şeddade ve en son da Minbic’in alınmasından sonra sıra Rakka’ya geldi.

Türkiye’nin tavrı

Aslında Rakka, Cerablus ve Bab’tan sonraki hedefti ancak Türkiye’nin bir Kürt deyimi olan “bela atına binmesi” ve “dört nala Suriye’ye girişmesi” sıralamayı şimdilik değiştirdi.

“Fırat Kalkanı” operasyonu ile Cerablus ile El Rai hattını ilhak eden Türkiye, daha önce “Rakka operasyonu için hazırız” demişti.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bunu Çin’de düzenlenen G-20 zirvesi dönüşü uçağındaki gazetecilere söylemişti.

Daha sonra defalarca ABD’ye “YPG’den vazgeç, Rakka’yı beraber alalım” çağrıları yapıldı. İstenilen sonuç alınmayınca “Rakka’da YPG varsa biz yokuz” denildi. ABD’den gelen cevap ise “YPG operasyonda var” şeklinde olmuştu.

Türkiye’nin Rakka operasyonuna “hevaskar” görünmesi o dönem “Türkiye heveskar görünerek, YPG’yi Rakka’ya sürdükten sonra Efrin ile Kobane arasındaki hat ile Kobane ile Cizire arasındaki Gire Spi’yi ele geçirme planı” olarak yorumlanmıştı.

Türkiye’nin bu girişimi ABD’nin gözünden de kaçmamış olacak ki, ertesi gün Gire Spi sınır hattında ABD’nin bayrağı beliriverdi.

DSG’nin siyasi çatısı Demokratik Suriye Meclisi (MSD) de Türkiye’nin böyle bir girişimi olduğunu dile getirdi ve önlem talep etti.

demokratik suriye güçleri

“Fırat’ın Gazabı”

DSG’nin  uzun bir zamandır müttefikleriyle planlamasını yaptığı operasyon “Fırat’ın Gazabı” ismiyle başladı. Operasyonun startını veren açıklamayı yapan DSG komutanı Cihan Ehmed, operasyonu 30 bin savaşçı ve ABD öncülüğünde kurulan IŞİD karşıtı koalisyon güçlerinin desteği ile başlattıklarını duyurdu.

Operasyona DSG çatısı altında faaliyet yürüten Kürt, Arap, Türkmen, Süryani ve diğer halkların oluşan şu gruplar yer alıyor:

YPG, YPJ, Lîwa Siqûr El-Reqa, Lîwa El-Tehrîr, Lîwa Şuheda El-Reqa, Tugaya Şuheda Hemam El-Turkam, Lîwa Ehrar El-Reqa, Siwaar Til Ebyed ve Süryani Askeri Meclisi ve çok sayıda Türkmen, Arap ve Kürt güçleri.

demokratik suriye güçleri

Operasyon nasıl olacak?

Gazete Karınca’nın “Operasyon nasıl olacak? sorusunu yönelttiği DSG kaynakları, operasyonun “aşamalı” olacağını ve “şimdilik 2 aşama” olarak belirlendiğini ifade etti.

“Her iki aşamanın da aşamaları olacağını” kaydeden DSG kaynakları, “Müttefiklerimizle prensipte yaptığımız anlaşma ve bu anlaşmanın planlaması var. Pratikte ortaya çıkacak aksaklıklar ve operasyonu sürerken ortaya çıkabilecek kimi yeni girişimler üzerine her tarafın da yeniden değerlendirme opsiyonu var” ifadelerini kullandı.

Operasyonun birinci aşaması Rakka’nın kuzeybatı yani Suriye’nin en büyük barajı Tabka’nın doğusundaki kırsal alanı kapsarken, ikinci aşaması ise kent merkezini kapsıyor.

DSG kaynaklarının altını çizdiği “aşamaların da aşamaları” ifadesi,  “operasyonun bir anda başlayıp Rakka’ya bayrak dikme şeklinde bir operasyon olmayacağı” anlamı taşırken; “tarafların opsiyonunun olması” ifadesi çok daha önemli.

Bu, Türkiye ve ona bağlı grupların olası bir “fırsattan istifade Bab ve Minbic  girişimine” karşı fren işlevi görüyor. Operasyon ilanın yapıldığı gün ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford’un Ankara’da olması da bu çerçevede yorumlanıyor.

Türkiye’nin olası bir “fırsattan istifade” hamlesini sorduğumuz Demokratik Suriye Meclisi kaynakları ise “Türkiye’nin koalisyonun bir parçası” olduğunu hatırlattıktan sonra  “anlaşma tüm koalisyonla yapıldı, koalisyonun içerisindeki 62 devletten birinin bunu kabul etmemesi ise koalisyonun sorunu. Çözmesi gerekenler onlar” yanıtını verdi.

Bunun daha sade yorumu ise “Türkiye’yi frenlemek ABD’nin işi” anlamına geliyor ki Dunford’un Ankara’da 4 buçuk saat süren görüşmesinde de Türkiye’ye “Fırat Kalkanı’nda mevcut pozisyonunuzu koruyun” uyarısı tarzında olma ihtimali çok güçlü.

Previous post
Dink davasında savunma yapan Güler: Ben devleti de savunuyorum
Next post
Hükümet politikaları kadınları öldürüyor