Ana SayfaGüncelNobel ödüllü Asturias’ın 5 kitabı Yordam Edebiyat’tan çıktı

Nobel ödüllü Asturias’ın 5 kitabı Yordam Edebiyat’tan çıktı

HABER MERKEZİ – 10’uncu yılını kutlayan Yordam Kitap, Nobel ödüllü Guatemalalı yazar Miguel Angel Asturias’ı okurla buluşturdu. Asturias’ın ‘Guatemala Efsaneleri’, ‘Guatemala’da Hafta Tatili’, ‘Kasırga’, ‘Yeşil Papa’ ve ‘Gözleri Açık Gidenler’ isimli romanları Yordam Edebiyat etiketiyle yayımlandı.

Yordam Kitap, Nobel ödüllü Guatemalalı yazar Miguel Angel Asturias’ın 5 romanını birden yayımladı.

Asturias’ın ilk olarak ‘Sayın Başkan’ isimli kitabını yayımlayan yayınevi Nobel ödüllü yazarın ‘Guatemala Efsaneleri’, ‘Guatemala’da Hafta Tatili’, ‘Kasırga’, ‘Yeşil Papa’ ve ‘Gözleri Açık Gidenler’ isimli romanlarını da yayımlandı.

Guatemala Efsaneleri

Çeviri: Tahir ALANGU- A. Cengiz BÜKER | Sayfa Sayısı: 160
Çeviri: Tahir ALANGU- A. Cengiz BÜKER | Sayfa Sayısı: 160

Asturias, bu ilk edebi yapıtında kaybolmuş büyük Maya kültürünün hayata yansıyan, sözlü gelenekte sürüp gelen yüksek anlatım gücünü keşfeder.

Sonu gelmeyen tümceler, sınır tanımayan bir düş gücüdür Guatemala Efsaneleri. Ne öykü, ne şiirdir anlatılan. Ne olaylar ne de duygulardır verilen… Psikoloji ile biyolojinin ötesinde, doğal yaratıcı öğelerin kökensel yaşamsallığıdır aktarılmak istenen.

Kızgın doğanın bir tür karışımıdır. Karmaşık bir bitki örtüsü, çağlar ötesinden gelen yerli büyüleri, deli bir düş içinde birbirine karışan “yanardağ” tutkusu, rahipler, haşhaş kafalı adam, değer biçilmez mücevherlerin dükkâncısı, “Kutsal Efendi’nin papağan sürüleri”, dokuma tezgâhlarının ve sıfırın değerini öğretmek için köyleri dolaşan büyücü öğretmenler…

Asturias’ın büyük bir şiirsellikle kaleme aldığı bu otantik söylenceleri, kişilerini aynı efsanelerden alan “Kukulkan” adlı bir tiyatro oyunu tamamlıyor.

Guatemala’da Hafta Tatili

Çeviri: Leylâ GÜRSEL | Sayfa Sayısı: 288
Çeviri: Leylâ GÜRSEL | Sayfa Sayısı: 288

Guatemala’da Hafta Tatili, Asturias’ın halkına adadığı bir kitap.

Asturias bu eserinde, ABD marifetiyle başlatılan kanlı darbe sırasında, Guatemala halkının çektiği acıları ve barbarlığa karşı verdiği mücadeleyi çarpıcı kesitlerle hikâye ediyor.

Komünizmle mücadele dernekleri, mezarları kendilerine kazdırılarak kurşuna dizilen sendikalı işçiler, halkı kırıp geçiren paramiliter güçler, silahsız insanların inatçı ve beklenmedik direnişleri, kitle hâlinde tutuklamalar, iftira ve gözden düşürme kampanyaları… Asturias’ın üstün sanat dili, en acı gerçekleri, en çıplak haliyle resmederken bile tavizsiz, benzersiz.

Kasırga

Çeviri: Leylâ GÜRSEL | Sayfa Sayısı: 240
Çeviri: Leylâ GÜRSEL | Sayfa Sayısı: 240

 

Asturias’ın 1950-60 yılları arasında kaleme aldığı, “Muz Trilojisi” olarak da bilinen üçlemesinin ilk kitabı olan Kasırga, yerli kültürüyle harmanladığı yazınsal dilinin ve “büyülü gerçekçilik” akımının en önemli yapıtlarından biri.

Bir yanda büyük Amerikan tekellerinin bakir ormanları sökerek açtığı muz tarlalarında çalışan işçiler, köylüler ve yerliler; diğer yanda küçük toprak sahipleri ve onları örgütlemeye çalışan Amerikalı bir karı koca… Hepsinin üstünde ise kendini bu kez bir “kasırga”yla gösteren o amansız Doğa!

Yazar, edebiyat tarihçisi ve folklor araştırmacısı Tahir Alangu’nun sözleriyle, “Kasırga, burada toplum çatışmalarının, halktan yana olan o esrarlı tabiat güçleri karşısındaki aczini ve küçüklüğünü anlatırken, bir yandan da yabancıya karşı çıkacak büyük bir Yerli direnişinin sembolü olarak kullanılıyor.”

Yeşil Papa

Çeviri: Cemal Süreya | Sayfa Sayısı: 416
Çeviri: Cemal Süreya | Sayfa Sayısı: 416

Asturias, Yeşil Papa’da da ülkesi Guatemala’nın ve yerli halkın toplumsal sorunları özelinde, dünyaya, doğaya, emperyalist sömürüye ve kurtuluş olanaklarına bakmaya, kendine has edebî diliyle okurları etkilemeye devam ediyor.

Asturias’ın “Muz Trilojisi” olarak da bilinen üçlemesinin ikinci kitabının odağında, Chicago’daki büyük muz tröstünün başkanı, “Yeşil Papa” lakaplı Geo Maker Thompson var.

Toprakları, çaresizliklerinden ya da zorla ellerinden alınan köylüler ve yerliler, birleştirilerek büyük muz tarlaları hâline getirilmiş kendi eski arazilerinde, çok ağır sömürü şartları altında çalıştırılırken; Yeşil Papa da, güçsüz, örgütsüz, saf insanları sömürmekteki dehası sayesinde, büyük bir servet biriktirmektedir. Peki, Yeşil Papa’ya karşı bir direniş mümkün müdür? Mümkünse, kimlerle, nasıl, ne zaman?..

Muz hevenklerini tarlalardan vagonlara, vagonlardan gemilere yük hayvanları gibi sırtlarında taşıyan köylülerin çetin hayatı bir yanda, Yeşil Papa’nın zalimliği ve hükümetteki adamların alçaklığı diğer yanda… Bu kavganın kazananı kim olacak sonunda?

Yazar, edebiyat tarihçisi ve folklor araştırmacısı Tahir Alangu, Asturias’ın bu büyük kavgayı anlatırken geliştirdiği özgün dili şu sözlerle anlatıyor:

O, ele aldığı temalara ve yurdunun gerçeklerine uygun düşen, canlı, Avrupa roman geleneğini aşan bir anlatım tekniğine ulaşmıştır. Dünya romanında başka öncüleri de olan bu yeni ve güçlü roman anlayışında, gündelik gerçekleri, olağanüstü bir söz gücü ve canlı bir lirizmle aktaran, iklimin, tropikal bitkilerin, eski inançların, büyücülüğün, geleneklerin, kültür çatışmalarının, iktisadi savaşların birleşerek ortaya konduğu, okuyanları sarsan bir etkileme gücü var.

Gözleri Açık Gidenler

Çeviri: Erdoğan TOKATLI | Sayfa Sayısı: 656
Çeviri: Erdoğan TOKATLI | Sayfa Sayısı: 656

Asturias, bölgenin yerel halklarının, köylülerin ve emekçilerin yaşamlarını, kölelikle eşdeğer çalışma koşullarını, doğayla ve sömürücülerle sürdürdükleri mücadelelerini anlattığı destansı üçlemesinin bu ayağında ise Muz Şirketi’ne karşı gerçekleştirilen grev ekseninde, “gözleri açık gidenler”e ve onların ardından sürdürülen kavgaya odaklanıyor.

Gözleri açık gidenler, toplumsal mücadelelerde yitirilen değerler; eşit ve özgür yarınlarda huzur bulabilsin, gözleri artık kapanabilsin diye…

Asturias’ın çizdiği renkli karakterler arasında sıradan köylüler, Yerliler ve işçilerle birlikte, devrimci önderler, öğretmenler, çocuklar, ABD askerleri, “yankee”lerin yerli işbirlikçileri, şirket yöneticileri ve patronlar da var.

Üçlemenin bu son kitabında, okudukça insanın içine işleyen güçlü bir aşk öyküsüne de tanık oluyoruz.

Ana kahramanlardan biri olarak ise yine karşımızda Doğa var. Gizem dolu mağaraların dehlizlerinden gelen iniltiler, gürül gürül akan nehirler, yüce dağların ulu dili, fırtınalar, kasırgalar…

(GAZETE KARINCA)

Previous post
Barış İçin Yazarlar'dan okurlara: 'Kitabına, yazarına, sözün anlamına sahip çık'
Next post
Urfa'da Süryanilere ait tek tarihi kilise kültür merkezine çevrildi