Ana SayfaGüncelAyşe Hür: ‘Derin devlet’ ile iktidar arasında çatırdama var

Ayşe Hür: ‘Derin devlet’ ile iktidar arasında çatırdama var

HABER MERKEZİ – Tarihçi Ayşe Hür bir kez daha uzatılan OHAL’i değerlendirdi, ‘derin devlet’ diye tabir edilen güçler ile AKP arasında bir ‘çatırdamanın’ olduğunu savundu.

Tarihçi yazar Ayşe Hür, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’in bir kez daha uzatılmasını değerlendirdi.

OHAL’in Türkiye’deki tarihsel tekrarına değinen Hür, Kürt kentlerinde ilan edilen OHAL’lerin son derece katı olduğuna vurgu yaptı.

Değerlendirmesinde daha önce bir ‘müesses nizam’ olduğu hatırlatmasında bulunan Hür, “’Derin devlet’ diye bazen tarif ediyorduk ya da asker sivil klikler diyorduk. Onların devlet için daha iyi dedikleri ana bir çerçeve vardı. Bugün artık o yapı ile iktidarın arasında da bir çatırdama olması muhtemel” dedi.

Ayşe Hür’in dihaber’e yaptığı OHAL değerlendirmesi şu şekilde:

“Türkiye tarihi sıkıyönetim tarihidir”

Türkiye tarihi aynı zamanda demokrasiye ara veren sıkıyönetimler tarihidir. Takrir-i sükûn bunun tarihsel başlangıcı sayılabilir. 1925 Şeyh Sait isyanına karşı çıkan o kanundan sonra birinci dünya savaşına giden yolda ilan edilmiştir. 2. Dünya savaşı sırasında, 60, 71, 80 dönemlerinde sürekli sıkıyönetim olmuştur. 80’lerden sonra 90’lı yılarda Türk bürokratların, entelektüellerin Güney Doğu Anadolu ya da Doğu Anadolu dediği Kürtlerin de Kürdistan dediği coğrafyada belki 40 kere OHAL ilan edilmiş.

Kürt illerinde ilan edilmiş OHAL’ler son derece katı olmuştur. Daha gaddar, kitlesel ölümlerin olduğu veya faili meçhul diye adlandırılan ölümlerin olduğu bir süreçti. Batı bunun bu kadar sertini hiç yaşamadığı için, darbe dönemleri dışında çok algılayamıyordu. ‘Ne diyor bunlar. Ne olmuş yani OHAL ise’ diyorlardı. Ki orada kırsal bölgeleri kontrol ediyordu askerler, yol kesiliyordu, bilmem kaç kilometrede bir karakollar oluyordu. Şüphelendiğini alıp götürüyor, kaybediyordu.

“Bugünkü OHAL başka”

Bugün onu yaşamıyoruz. Ama bugünkü OHAL’de başka bir şey var. Kanun Hükmünde Kararname yetkisini iktidar öylesine ölçüsüz ve pervasızca kullanıyor ki hiçbir dönemde olmadığı kadar sistemin her şeyine müdahale ediyor.

Mesela üniversitelerde rektör seçimlerini kaldırıyorlar. Atama yöntemini getiriyor veya müsadere yöntemini olağanlaştırıyor. Bir sermaye aktarımı yapılıyor. Şuanda kendi iç çatışmalarından dolayı Fethullah Gülen cemaatinden kendi kanadına aktarıyor. Ama bu ilerde daha yayılabilir. Burjuvaziye, Kürtlere, liberallere veya kendisine muhalif gördüğü, gücünü kısmak ihtiyacı duyduğu bütün kesimlere karşı kullanabilir. Bu Osmanlı’dan beri ilk kez yaşanan bir şey.

“Bir korku egemen, insanlar çekiniyor”

Müsadere, Cumhuriyet tarihinde ve diğer dönemlerde hiç bu kadar yoğun yaşanmadı. 1927, 1938’de Kürt bölgelerinde isyanlardan sonra devletin Kürt topraklarına el koyması vardı. Ama orada onun mali boyutu büyük değildi. Bugün çok büyük servet transferleri oluyor. Tabii gayri Müslimlere yönelik sermaye transferlerini bunun dışında tutarak söylüyorum. Bir diğeri ise KHK’ler çok önemli bir kadrolaşmaya neden oluyor. Orduda, poliste, eğitim kurumlarında, maliyede, dış işlerinde, iktidar kendisine muhalif gördüğü bütün kesimleri tek bir torbaya koyarak ve onları neredeyse bir ömür boyu da işte darbecilikle etiketleyerek, hayatın dışına atıyor. Ancak bu müthiş bir memnuniyetsizler ve mağdurlar grubu yaratıyor ki bunun ilerde nasıl bir geri dönüşü olacağını hepimiz göreceğiz. Bence çok kötü bir geri dönüş olacak diye düşünüyorum.

Bir korku egemen olduğunu ve insanlar çekiniyor. Suçunu öğrenemeden bir iki yıl en azından içeride kalıyor. Gazetelerin kapatılması, gazetecilerin hapse atılması hem de dışarıda kalanların iktidar ile hizaya getirilmeye çalışılması bu dönemde yaşadığımız şey. Korku otosansürü getiriyor, otosansür gerçeğin saptırılmasını getiriyor. Derken sonuçta iktidar sahte bir gerçeklik dünyası kendine göre yarattı. Bakalım nereye kadar gidecek bu balon. Ne bunu patlatacak. Hepimiz merakla bekliyoruz.

“‘Derin devlet’ ile iktidar arasında çatırdama var”

Daha önce bir müesses nizam dediğimiz bir şey vardı. Böyle ‘derin devlet’ diye bazen tarif ediyorduk ya da asker sivil klikler diyorduk. Onların devlet için daha iyi dedikleri ana bir çerçeve vardı. Bugün artık o yapı ile iktidarın arasında da bir çatırdama olması muhtemel. Her ne kadar iktidar o yapıyı kontrol etmeye çalışıyor ve ele geçirdiğini iddia ediyorsa da bence o çok kolay değil. Derin devlet diye tabir edilen bu güçler ile iktidar arasında çatırdama var.

Previous post
Ahmet Türk’ten mesaj
Next post
2016'da iş cinayetleri: En az 1970 işçi yaşamını yitirdi