Ana SayfaDünyaÇocuklara duyguları öğretmek için dünyanın sokaklarında bir kadın: Olga

Çocuklara duyguları öğretmek için dünyanın sokaklarında bir kadın: Olga

HABER MERKEZİ – Dünya çocuklarına duyguyu öğretmek için bebeğiyle yollara düşen Olga’nın hikâyesi.

Olga, dünyanın farklı yerlerindeki çocuklara duyguları öğretmek için yola koyulan bir Klinik Psikolog.

Sokakta, açık havada, çocukların gözünden oyunlarla bunu icra etmeye çalışan Olga, çantasında oyuncakları, derme çatma muşambadan poşetleri ile yollara düşerken; çocuklarla bazen sokaklarda karşılaşıyor, bazen tanıştığı birilerinin yardımıyla kurumlar buluyor, kimi zaman da çocuk esirgeme kurumu benzeri yerlerle iletişime geçiyor.

Olga’nın projesinin adı ise “Czuj czuj Projekt”. Czuj, Türkçe’de “hissediyorum” demek. Yani Olga’nın projesi duyguların öğrenilmesi, ifade edilmesi ve paylaşılması üzerine.

Gaia Dergi’den Ayça Alaylı, Olga’nın hikâyesini şöyle anlatıyor:

Olga bugüne kadar yanında taşıdığı bir sürü oyuncak, boya kalemi, kırtasiye malzemeleri, gökkuşağı örtüsü ile bir çok yere gitmiş. Türkiye de dâhil olmak üzere Ukrayna, Moldova, Hindistan, Irak, Meksika, Moğolistan, Gürcistan, Ermenistan ve daha birçok ülkede çocuklarla buluşmuş.

Olga tüm bu gezilerini minimum parayla yapıyor ve yolculuk masrafları için de otostop, tren, otobüs, tanıdık gibi yöntemlere başvuruyor.

Alaylı, Olga’nın çocuklarla aynı dili konuşamasa da nasıl anlaşabildiği sorusunun yanıtını ise şöyle veriyor yazısında:

İşte onu sihirli kılan da bu. Hiç dil bilmeden insanlarla anlaşabiliyor bu kadın. Çocuklarla duygular üzerine oyunlar oynayabiliyor, oynatabiliyor. Çok karmaşık oyunlarda yardım aldığı oluyor tabi. Ama bu nadiren oluyor. Çocuklarla gruplar halinde resimler yapıyor duygular üzerine. Farklı farklı rollere giriyor onlarla beraber ve dünyanın bir köşesinde çocuğun hayatına bir dokunuş yapmış oluyor. Onlara gülümsüyor, dokunuyor, beden dilini kullanıyor, mimikler yapıyor ve kalplerini bir saniyede çalmayı başarıyor!

Türkiye gezisi sırasında hamile olan Olga, bu hamileliği boyunca da İstanbul’dan yola çıkıp önce Bursa’ya, oradan Ege kıyısı boyunca güneye, sonra da güney kıyısı boyunca ilerleyerek Duhok’ta bulunan mülteci kampına kadar gitmiş.

Doğum zamanı yaklaştığında Polonya’ya dönen ancak oğlu dünyaya geldikten ve biraz büyüdükten sonra projesine kaldığı yerden devam eden Olga, bu kez de Doğu Avrupa’daki ülkeleri dolanmaya başlamış.

Şimdi, Olga’ya destek olan takım arkadaşları da var.

Alaylı’nın yazısındaki Olga tarifi şöyle sonlanıyor:

Olga karanlık zihinlerdeki stereotiplere meydan okuyan bir kadın. Evet, “kadın başına” yollara düşen, sokaklarda istediği gibi gezinen hür bir kadın. Evet, hatta hamile haliyle bile insanların ne dediğini, nasıl gözle baktığını umursamadan hedefine doğru yol alan cesur bir kadın. Kendisine bir “koca”, bebeğine bir “baba”ya ille de ihtiyaç duymayan bir kadın. Bugünlerde her gün sokağa tedirgin çıkan, bırakın sokağı evinde bile korkmaya mecbur bırakılan biz kadınlar için umut verici ve öncü bir örnek.