Ana SayfaGüncelReferanduma giderken: İki aylık süreçte hangi dinamikler belirleyici olacak?

Referanduma giderken: İki aylık süreçte hangi dinamikler belirleyici olacak?

HABER MERKEZİ – Kamuoyu araştırma şirketi KONDA’nın genel müdürü Bekir Ağırdır, ‘başkanlığı’ içeren Anayasa değişikliği referandumuna ilişkin değerlendirmesinde “Kesin ‘evet’ çıkar” demenin mümkün olmadığını söyledi. Önümüzdeki iki aylık süreçte hangi dinamiklerin belirleyici olacağı konusunda bazı temel noktaların altını çizen Ağırdır, ekonomiden Suriye’ye dek 5 dinamiğe dikkati çekti.

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, referandum koşullarına ilişkin değerlendirmesinde, AKP’nin önceki seçim başarılarına rağmen bu referandum için “Kesin ‘evet’ çıkar” demenin mümkün olmadığını söyledi.

Referandumdan ‘Hayır’ nasıl çıkar?

Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’a açıklamalarda bulunan Ağırdır, “’Hayır’cılar başarabilir ama önce ‘başarabiliriz’ özgüvenine ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu:

Hani o laik kesimler, seküler hayat tarzına sahip kesimler, illa CHP’li, HDP’li de olmayabilir, hayat tarzı olarak seküler kesimlerin, 12 yıldır bütün seçimlerde, referandumlardaki mağlubiyetten ve özellikle 1 Kasım’dan sonraki çaresizlik duyguları, benim gözlediğim, kırılıyor artık, tersine dönüyor. Bundan daha dibi yok çünkü. Şimdi herkes ‘ben de bu ülkede olduğuma göre bu ülke için daha aktif, etkin olmalıyım’ arayışında. Dolayısıyla bütün bu arayışlar doğru bir enerjiye, stratejiye dönüşebilirse o zaman referandumda ‘hayır’ çıkma ihtimali de vardır yani.

Hangi dinamikler belirleyici olacak?

OHAL koşullarına dikkat çeken Ağırdır, toplumun Anayasa paketinin içeriği konusunda yeterli bilgisi olmadığına da dikkat çekerek “Böyle bir iklimde başlıyoruz referanduma” dedi ve önümüzdeki iki aylık süreçte hangi dinamiklerin belirleyici olacağı konusunda bazı temel noktaların altını çizdi:

AKP’nin çalışma modeli

Birincisi, AK Parti makinesinin nasıl çalışacağı, 7 Haziran’dan önce olduğu gibi, lakayt, kendi içinde çatlamış, problemleri olan mı, 1 Kasım’da olduğu gibi ‘aman, iktidar elden gidiyor, aramızdaki bütün kavgaları, eleştirileri, bir kenara koyalım’ deyip yeknesak çalışan bir makine mi olacak bilmiyoruz.

Erdoğan faktörü

İki, Recep Tayyip Erdoğan’ın maharetini biliyoruz, ülkenin ya da toplumun 3’te 1’i üzerindeki liderlik algısını biliyoruz. Onların algılarını ve tercihlerini yönetme becerisini, onlarla olan ilişkisini biliyoruz. Erdoğan ne kadar ağırlığıyla sahneye çıkacak, nasıl yönetecek o süreci, onu bilmiyoruz.

Ekonomi

Üç, bu sürecin içinde önümüzdeki günlerde, ekonomik meselelerin, döviz kurunun, işsizliğin, sanayideki üretim problemlerinin nasıl evrileceğini bilmiyoruz.

Suriye

Dört, Suriye meselesinin nasıl evrileceğini bilmiyoruz. Yani El Bab’da şu veya biçimde, gündelik hayatımızda hissetmiyor olabiliriz ama sonuçta Türkiye bir ucuyla savaşta, fiilen askerimiz var orada. Oradaki başarının ya da başarısızlığın, ölümlerin, kalımların ne üreteceğini toplumsal psikolojide, ya da olur mu olmaz mı böyle şeyler, onu bilmiyoruz. Tabii terör meselesini bilmiyoruz.

Kutuplaşma

Bir yandan da elimizde şöyle bir veri var: Bütün bu dinamiklerin yanı sıra, bugünden baktığımızda, bu ülkenin kimliklerden bakınca ve sadece siyasi kimliğinden, hem kültürel kimliğinden, hem siyasi kimliğinden baktığımızda ciddi bir kutuplaşma yaşıyor Türkiye toplumu.

Ayrıca referanduma kadar OHAL’in kaldırmayacağını da belirten Ağırdır, Meclis’teki telaşın sebebinin referanduma OHAL içinde gitmek olduğunu düşündüğünü de ifade etti:

Nisan başına yapmak istediler. Referandumdan evet çıkarsa ertesi hafta OHAL’in oylamasına da ihtiyaç duymadan kaldırdık diyebilirler. ‘Bu ülkeyi psikolojik olarak rahatlatacak’ diye bir taktik plan yapılıyor da olabilir.

Ağırdır, OHAL koşullarındaki bir referandumun iktidara büyük avantaj sağlayacağını da sözlerine ekledi.


* Söyleşinin tamamına buradan bakabilirsiniz.