10 EKİM DAVASI  | ‘Polis bilançonun artmasına sebep oldu, bu katliam bilerek ve isteyerek gerçekleştirildi’

HABER MERKEZİ – 10 Ekim Ankara Katliamı duruşmasında konuşan müşteki avukatı İlke Işık, katliam sonrasında polisin yaralılara yardım etmek yerine aksine gaz kullanarak bilançonun artmasına neden olduğunu ifade ederek, “‘Bu katliam bilerek ve isteyerek gerçekleştirildi’ dediğimiz dosyanızda artık sabittir. Yine ailelerimiz anlattı, patlamalardan sonra neler yaşandığını dinledik. Aklın mantığın alamayacağı şeyler yaşanıyor” dedi.

10 Ekim Ankara Katliamı davasının 2’inci duruşması son gününde müşteki avukatların talepleri alındı.

Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden duruşmaya müştekiler ve avukatları ile failler ve avukatları yanı sıra çok sayıda kişi izleyici olarak katıldı.

Duruşma öncesi mahkeme heyeti, müşteki ve avukat yoklaması yaptı. Avukat beyanları öncesi duruşma salonundaki jandarma ve çevik kuvvet polisi sayısı iki katına çıkarıldı.

Ara karar ile avukatların talep ve itirazlarının dinlenebilmesi için kalan yaklaşık 40 müştekinin bir sonraki duruşmada dinlenmesi kararı alındı.

Zorla getirme kararı

Mahkeme, tanık Abdülkadir Tancan, Ceren Demir, İshak Yıldırım, Emine Haydaroğlu, Bayram Cerrrah, Ertuğrul Öksüzler, Mahmut Alyaz, Mehmet Şakir Ceydeliler ve İsmail Sözüdoğruol’un ifadelerinin alındığı, Tanık Necmi Altıntuğ’un tanıklıktan kaçınma hakkını kullandığı, talimata rağmen tanıklığa gelmeyenler Mustafa Şahin, Özlem Büyük, Mustafa Yılmaz ve Cahit Çalışkan hakkında “zorla getirme” kararı aldı.

Firari sanıklara kırmızı bültenle arama talebi

Dosyanın firari sanıklar olan Ahmet Güneş, Bayram Yıldız, Deniz Büyükçelebi, Edremit Türe, Hasan Hüseyin Uğur, İlhami Balı, Kasım Dere, Muhammet Zana Alkan, Mustafa Delibaşlar, Nusret Yılmaz, Ömer Deniz Dündar, Savaş Yıldız, Yakup Selağzı, Kenan Kutval, Walentina Slobodjanjuk ve Cebrail Kaya hakkında da “kırmızı bültenle arama” için Adalet Bakanlığı’na talepte bulunuldu.

Duruşmada konuşan müşteki avukatı İlke Işık, mitinge katılanların beyanlarını hatırlatarak polisin az olmasından kaynaklı özel bir durumun yaşandığını belirtti ve bunun tutanaklara geçtiğini de söyledi.

Işık şunları söyledi:

‘Bu katliam bilerek ve isteyerek gerçekleştirildi’ dediğimiz dosyanızda artık sabittir. Yine ailelerimiz anlattı, patlamalardan sonra neler yaşandığını dinledik. Aklın mantığın alamayacağı şeyler yaşanıyor. Orada sağlık hizmeti ulaştırılması gerekirken yapılmıyor, sağlık görevlisi yok, toplam gaz müdahalesi nedeniyle; ‘IŞİD öldüremedi ama polis öldürecek bizi’ gibi şeyler dinledik. Tek bir müvekkil bile ‘Beni güvenlik gücü kaldırdı, bu sayede hayattayım’ diyen olmadı. Bunun tersine gaz kullanarak, müdahale engellenerek bilançonun artmasına neden olundu.

Müşteki avukatlarından Ziynet Özçelik ise toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin güvenliğin sağlanmasına yönelik çalışmaların nasıl yürütüldüğü ve Adana, Diyarbakır, Suruç saldırıları ve diğer saldırılara dair canlı bomba saldırıları ihbarlarına ilişkin bilgiler ışığında güvenlik prosedürünün güncelleme çalışmalarının yapılıp yapılmadığını, güncellenmiş ise buna ilişkin bilgi ve belgelerin İçişleri Bakanlığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden talep edilmesini istedi.

Ardından müşteki avukatlarından Sevinç Hocaoğulları söz aldı. Hocaoğulları da mahkeme heyetinden şu taleplerde bulundu:

Bütün sanıkların ilişki ağlarının ve soruşturma sürecinde eksikliği olan kamu görevlilerinin tespit edilebilmesi açısından bütün sanıkların haklarında sürmekte olan veya dava açılmadan kapatılan soruşturma dosyalarının ilgili savcılıklardan talep edilmesi. ‘Hakkında kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verilen Mehmet Şükrü Yoldaş, Abdülselam Hitay, İbrahim Halil Hurma, İbrahim Halil Kaya, Muhammed Cengiz Dayan ile Yunus Emre Alagöz, Halil İbrahim Durgun ve Yunus Durmaz hakkındaki dava dosyaları ile savcılık dosyalarının ilgili mahkeme ve savcılıklardan talep edilmesi.

Hocaoğulları, 2012 yılında El Kaide’ye yönelik başlatılan soruşturma kapsamında açılan ve Antep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dosyanın Nusret Yılmaz, Talha Güneş, Ahmet Güneş, Cebrail Kaya ve Erman Ekici’nin yargılanmakta olduğu dava dosyası ile birlikte 1 Mayıs 2015 Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’ne dönük saldırı, Suruç ve Antep düğün katliamı dosyalarının da mahkemeye getirilmesi talebinde bulundu.

Hocaoğuları’nın talep ettiği başka dosya ise, Abdulmuttalip Demir ve Talha Güneş hakkında ayırma kararı verilen soruşturmada davası ve Mehmet Kadir Cebael’in öldürüldüğü soruşturmaya dair dosyalar oldu.

Bayraktar’dan sonra da müşteki avukatlarından Özcan Karakoç konuştu. Karakoç şunları söyledi:

Antep’teki bir dava dosyasında en önemli delillerden birinde hala çözümleme yapılmadı. Burada birbiriyle ilişkisi olmadığı iddia edilen sanıkların yüzlerce telefon görüşmeleri çıktı. Ama hala çözümleme yapılmamış. Soruşturma başlarken 72 klasör vardı. 40’a yakın avukat sayfa sayfa okuduk bu klasörleri. Gelirken buraya bu sanıkların ceza alacağını bilerek geldik. Ancak kamu sorumluluğu… Biz sürekli bunun altını çizdik. Bu yargılama boyunca somut delillerin tümü toplanmalı. Sadece Cumhurbaşkanı, Başbakan değil. Biz bu işin nereye gideceğini bilemeyiz. Ama delillerin tümü bura tarafından toparlanmalı. Sanıkların tutukluluğuna karar verilmesi gerek. Çünkü olası bir tahliye durumunda yeniden bomba hazırlayıp patlatmayacaklarının bir garantisi yok. O yüzden tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istiyoruz.