Ana SayfaEkolojiBeyza Üstün: Faşizm sermayeye yeni birikim alanları açar; OHAL ekolojik yıkımı artıracak

Beyza Üstün: Faşizm sermayeye yeni birikim alanları açar; OHAL ekolojik yıkımı artıracak

HABER MERKEZİ – HDP MYK ve Ekoloji Kurulu üyesi akademisyen Beyza Üstün OHAL’in artarak devam eden ekolojik yıkımı daha da hızlandıracağı uyarısında bulundu.

OHAL süresince ‘mega’ projelere dokunulmazlık getirildi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ek olarak Bakanlar kurulu kentsel dönüşümde söz sahibi oldu ve doğrudan ‘riskli alan’ ilan etme yetkisi verildi.

Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) çok sayıda ekoloji derneği kapatılırken, acele kamulaştırma kararları gerekçesinde ise Hidroelektrik Santrali (HES) ve diğer enerji projelerine ek olarak köprü ve yol yapımları yer aldı.

Doğayı tahrip edecek daha bir çok uygulamanın yürürlüğe konduğu OHAL’de, bunun ekolojiye yansımasını Halkların Demokratik Partisi (HDP) MYK ve Ekoloji Kurulu üyesi akademisyen Beyza Üstün değerlendirdi.

Gazete Şûjin’e konuşan Üstün OHAL sürecinde yasak ve operasyonların düzenlendiği bölgelerde hızlandırılan projelerin aslında 2002 yılında planlandığını belirtti.

2015’in Temmuz ayından itibaren de bu bölgelere operasyonların başladığını ifade eden Üstün, şimdi ise OHAL kapsamında buralara kimsenin sokulmadığını belirterek  “Doğayı katlediyorlar, karakollar kuruyorlar” şeklinde konuştu.

Yapılan kalekollara da dikkat çeken Üstün, şunları söyledi:

Bu yerleştirme sınıfsal olacak mutlaka. Kültür, tarih yok edilecek. Bu süreçlerin planlama tarihleri 2000’li yılların başları.

Hevsel için bunun planlamaları yapılıyordu. OHAL’de hem müdahaleyi kolaylaştırmak ve kendi istedikleri gibi elinde tutmak için karakollarla işlerine hız kazandırdılar. Sermaye planlarından vazgeçmedi.

Artan ve halen yapımı süren Hidroelektrik Santrallerine (HES) de dikkat çeken Üstün, şöyle devam etti:

Bütün dereleri şirketlere devrettiler. Şimdi maden şirketleri, güneş enerji santralleri, nükleer santraller en küçük birimlere kadar çoğalacak. Kaya gazı sondajları Diyarbakır’da Hozat-Silvan arasında çoktan başladı. Yaklaşık 5-6 yıldır planlama yapılıyor, bunlar daha da yaygınlaşacak. Elleri şöyle güçlü; faşizmin tüm araçlarını kullanıyorlar. Karakoldan, askerine, yasaklamalardan, tek kişinin kararına kadar, hepsi bu döneme eşlik ediyor. Şöyle tarihsel bir gerçeklik var; faşizmin yoğunlaştığı, hortladığı yerlerde sermayeye yeni birikim alanları açılır. Bizi bekleyen sıkıntı bu şimdi.

Özellikle ekolojik talanın Kürt illerinde yoğunlaşacağı uyarısını yapan Beyza Üstün, iktidarın burada her yeri sermayeye açacağını ve girilmedik alan bırakmayacağını ifade etti.

Maraş’ta Terolar’daki meranın mülteci kampı yapılmasını örnek veren Beyza Üstün şunları söyledi:

Çevreden getirdikleri kişiler buraya yerleştirilmeye başlandı. ‘Belki mülteci belki değil bunu hiç bir şekilde kontrol edemiyoruz. Gene OHAL kapsamında o alana mülteci kampına girişler yasak. Şimdi bundan güç alıyorlar. Çıkardıkları yasalar yeni değil. Mesela, SİT alanlarını yeniden tanımlıyorlar. Başlattıkları her şey daha da yoğunlaşarak devam ediyor. Yaşam alanlarını halktan alıyorlar, sermayeye devrediyorlar. Ormanından, deresine, kırına her alan kullandılar şimdi denizleri kullanmaya başladılar. İstanbul’da, Ege’de denizin içini doldurarak yeni yapı alanları açılıyor. Bütün bunları daha derin ve hızlı yaşayacağız ama bunun başını Mezopotamya bölgesi oluşturacak.