Ana SayfaGüncel‘KCK Basın Davası’nda savcı mütalaa için dosyayı istedi

‘KCK Basın Davası’nda savcı mütalaa için dosyayı istedi

HABER MERKEZİ – 46 gazetecinin yargılandığı ‘KCK Basın Davası’nda iddia makamı, esas hakkında mütalaa hazırlamak için mahkeme heyetinden dosyanın kendisine tebliğ edilmesini istedi. Duruşma 20 Haziran’a ertelendi.

46 Kürt gazetecinin yargılandığı “KCK Basın Davası”nın 3’üncü duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya tutuksuz yargılanan bazı gazeteciler ile avukatları katıldı. Duruşmayı Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi avukatları da takip etti.

İddia makamı, esas hakkında mütalaa sunmak için dosyanın kendilerine tebliğ edilmesini talep etti.

Duruşmada ilk olarak söz alan avukat Özcan Kılıç, hukuken sıkışık bir dosya olduğunu ifade ederek, “AİHM’in istediği cevaplara hükümet yanıt veremiyor” dedi.

Avukat Sinan Zincir ise Gülen cemaatine yönelik yapılan operasyonlarda gözaltına alınan ve tutuklanan davanın hakim ve savcılarına atıfta bulunarak, “Dosyadaki hukuksuzluklar ortaya çıkarılmadan savcının mütalaa sunmaya çalışması kabul edilir değildir. Bu dava bizim için daha yeni başlıyor” diye konuştu.

Avukat Kadir Tunç da söz alarak, “Bütün davaların kumpas olduğu öne sürüldü. Tüm davaların kumpas olduğu bir yerde Kürtlerin yargılandığı davalar kumpas neden olamıyor. Burada bir eşitlik olmalı. Eşitlik talebinde bulunuyoruz” diye konuştu.

Kaplan: Davanın devam etmesini anlayamıyoruz

Tutuksuz yargılanan gazeteci Çağdaş Kaplan şöyle konuştu:

O dönem 10 binlerce kişi cezaevine atıldı. Biz gazetecilerin payına da düşen bu. Nasıl bir yargılama olduğunu anladık. Bu hukuksuzluk karşısında savunma yapılmayacağını, hukukun olmadığını söyledik. Bu operasyonun Kürt basının imha etmeye yönelik olduğunu söyledik. Daha önce var olan savcı ve hakimlerin topladığı delillerle yargılama yapılması zor. Kaçarken yakalanan davanın yürütücüleri bu davalarla kendilerini kurtarmaya çalışıyor. Bu haliyle bu davanın devam etmesini anlayamıyoruz.

Kırkaya: İsteğimiz adil bir yargılama yapılması

Gazeteci Kenan Kırkaya ise savunmasında şunları ifade etti:

28 Şubat ve biz burada yargılanıyoruz. Süreklileşen bir darbe sürecinde gazetecilerin nasıl yargılandığını çok iyi biliyoruz. Şu anda cezaevlerinde onlarca meslektaşımız var. Bunlardan bir kısmı biz tutuklandığımız zaman alkış çalanlar bir kısmı da bizim gibi yazanlar. Bu soruşturmanın özneleri bizleriz. Bizim savunma yapmamız bile engellendi, mahkeme salonlarından atıldık. Bunun bir hukuki yargılama olmadığını söyledik. Biz ilk söylediğimizde dikkate alınsa idi 15 Temmuz darbe girişimi olmazdı. Biz bir kumpasın olduğunu söyledik. Bunların bizim ile ilgili topladığı deliller nasıl geçerli olacak. Siz bunların hazırladığı iddianame üzerinden nasıl bizi yargılayabilirsiniz. Bir terör örgütünün hazırladığı bir iddianame üzerinden nasıl bizi yargılayabilirsiniz. Bizim hakkımızda dosya hazırlayanlar bugün terör örgütü üyesi olarak yargılanıyor. Bu işin sonu kötüye gidecek dedik. Biz haklıyız. Bu davayı sürdürmek ahlaki ve vicdani de değildir. Anayasa Mahkemesi de bu yargılamanın hukuksuz olduğunu biliyor ve topu taca atıyor. Sayın savcı neyin üzerinden mütalaa hazırlayacaksınız. Avukatlarımız konuşturulmadı, biz konuşturulmadık. Sanki ortada hukuki bir yargılama varmış.

Kırkaya’nın savunmasını yarıda kesen mahkeme başkanı, “Savcı mütalaa vereceğini söyledi. Nasıl bir mütalaa vereceğini bilmiyoruz. Belki de sizin lehinize bir mütalaa verir. Yargılamanın artık bitmesini istiyoruz. Siz de böyle istemiyor musunuz?” dedi.

Bunun üzerine savunmasına devam eden Kırkaya, “Bizim derdimiz erken ya da geç bitmesi değil. Bizim isteğimiz adil bir yargılama yapılması” diye konuştu.

Kırkaya’nın savunmasının ardından mahkeme heyeti, duruşmayı 20 Haziran 2017 tarihine erteledi.