22 yıl sonra aynı yerde
HAYRİ TUNÇ
95 Martıydı, mahallenin çamurlu sokaklarının kana bulandığı bu yerlerde, Gazi’nin sıvasız, inşaat halindeki kondularının arasında, Gaziosmanpaşa Belediyesi imzalı çöp konteynrının yanına, lacivertin en resmi tonundan isimsiz biri tarafından ayaklarında sürüklenerek atılmıştı Özlem.
Sokaklarda slogan sesleri silah seslerine karışıyor, çamurun aktığı kaldırımlardan kan akıyordu.
Üstü başı çamur içinde, yüzü kanın karıştığı çamura gömülmüş öylece duruyordu Özlem. Hayatının en güzel yerindeydi.
Orada durdu hayat.
Sloganlar, silah sesleri, pankartlar durdu…
Özlem, çöp konteynırının yanında, çamurlar içinde durdu.
Öylece…
22 yıl sonra.
Aynı yerde.
Aynı belediyenin aynı renk çöp konteynırının yanında.
22 yıldır bitmeyen acının sloganları arasında bir işçi, Özlem’in hayallerini bıraktığı yerde kendi hayallerini arıyordu belki.
“Dinle beni” dedi yaralar içinde ellerini göstererek…
“Bir kızım var, o okusun diye çekiyorum bu acıları. O özlemesin istiyorum benim özlediklerimi.”
Sloganlarla geçiyordu insanlar, ne o çöp konteynırına, ne de o işçiye bakarak…