Ana SayfaGüncelHollanda ile diplomatik kriz: Türkiye iki nota verdi

Hollanda ile diplomatik kriz: Türkiye iki nota verdi

HABER MERKEZİ – Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik krizde yeni bir gelişme yaşandı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Hollanda’ya iki nota verildi.

Hollanda ile Cumartesi günü başlayan diplomatik krizde, Türkiye’den nota geldi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Hollanda Maslahatgüzarı’nın üçüncü kez Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldığı ve iki nota verildiği belirtildi.

Türkiye’nin Hollanda’ya verdiği notada, bakanlara yönelik diplomatik nezaket ve uluslararası teamüle uymayan söz konusu muamelelerin, güçlü bir şekilde kınandığı ve bu uygulamalar konusunda Hollanda makamlarından resmi bir yazılı özür beklendiği bildirildi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre verilen iki nota şöyle:

İlk nota

İlk Nota’da; Türk vatandaşlarıyla biraraya gelmek üzere 11 Mart 2017 tarihinde Hollanda’yı ziyaret eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Sayın Fatma Betül Sayan Kaya ile Hollanda’daki diplomatik ve konsüler misyonlarımıza ve mensuplarına yönelik muamelenin, 1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi ile 1963 tarihli Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin açık ihlalini teşkil ettiği vurgulanmıştır. Tarih boyunca Devlet Ricaline gösterilen diplomatik nezaket ve iplomatik/konsüler misyonlar ile mensuplarının dokunulmazlıkları, diplomasinin en temel ilkelerinden biri olagelmiştir. Başta Sayın Bakan olmak üzere sözkonusu kişilere gereken saygının gösterilmesi, şahsi özgürlük ve onurlarına yönelik herhangi bir saldırının önlenmesi, Kabul Eden Devletin yükümlülüğüdür. Bu bağlamda, diplomatik nezaket ve uluslararası teamüle uymayan sözkonusu muameleler, güçlü bir şekilde kınanmış ve bu uygulamalar konusunda Hollanda makamlarından resmi bir yazılı özür beklendiğinin altı çizilmiştir.

Nota’da ayrıca, tazminat hakkı saklı tutulmak kaydıyla, sözkonusu ihlallerin araştırılması, ihlalleri gerçekleştirenler hakkında adli, idari ve cezai yaptırımlar uygulanması ve sonucundan Bakanlığımıza bilgi verilmesi talep edilmiştir.Bu hususların yanısıra, Hollanda’yı ziyaret eden tüm üst düzey zevat ve resmi görevlilerimiz ile Hollanda’da görev yapan tüm diplomatik ve konsüler misyonlarımızın, misyon çalışanlarının, tüm misyon emlakı, taşınır ve taşınmaz malları ile araçlarının, ilgili uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan hakları, dokunulmazlık, ayrıcalık ve bağışıklıklarına bundan böyle saygı gösterileceğinin yazılı olarak teyid edilmesi istenmiştir.

İkinci nota

İkinci Nota’da ise Hollanda güvenlik makamlarının geçtiğimiz haftasonu yaşanan olaylarda barışçıl toplantı hakkını kullanan kişilere orantısız müdahalede bulunduğu, insanlık dışı ve aşağılayıcı yöntemler kullanarak, Türk toplumu ile vatandaşlarımızı kötü muameleye maruz tuttuğu belirtilmiştir. Bu uygulamaların temel insan haklarının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlüklerin ve ilgili sözleşmelerde tanımlanan uluslararası sorumlulukların ağır ihlalini oluşturduğu vurgulanmıştır. Sözkonusu müdahale neticesinde zarar gören vatandaşlarımızın durumu hakkında bilgi verilmesi talep edilmiştir. Diğer yandan, yaşanan olaylar sırasında vatandaşlarımızın Rotterdam Başkonsolosluğumuza erişiminin engellenmiş olmasının, ilgili uluslararası anlaşmalara ve diplomatik teamüllere aykırı olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca, bahsekonu olayları takip etmekte olan basın mensuplarımızın haber alma ve haber yayma hürriyetlerinin yine orantısız güç kullanılarak engellendiğinin altı çizilmiştir. Nihai tahlilde, Hollanda makamlarından, vatandaşlarımıza kötü muamelede bulunan, barışçıl toplantı hakkı ile basın özgürlüğünü gözardı eden güvenlik yetkililerinin tespit edilerek, cezai yaptırımlara tabi tutulmaları konusunda gerekli hukuki önlemleri alması talep edilmiştir.

Ne olmuştu?

Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanmasıyla Almanya ile Türkiye arasında başlayan gerginlik, Türkiyeli bakanların ülkedeki ‘referandum’ toplantılarının iptal edilmesiyle krize dönüşmüştü.

Karşılıklı ithamlarla büyüyen kriz ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’yı ‘Nazi’ uygulamaları ile suçlaması ve Almanya’nın bu suçlamalara “Bu tür benzetmeler sadece Nazilerin insanlığa karşı işlediği suçları önemsizleştirmeye yarar” yanıtı vermesiyle derinleşmişti.

Öyle ki AKP’li siyasetçilerin Almanya’daki Türklere yönelik düzenleyeceği referandum mitinglerinin art arda iptal edilmesini başka ülkelerdeki iptaller izlemeye başlamıştı.

Son olarak da Hollanda, ‘referandum’ için Rotterdam’a gideceğini açıklayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçuş iznini iptal etmişti.

Çavuşoğlu’nun “Eğer Hollanda uçuş iznimi iptal ederse yaptırımımız çok ağır olur” sözlerini hatırlatan Hollanda hükümeti, “Yaptırım tehdidi, çözümü imkansızlaştırdı” demişti.

Gelişmeler iki ülke arasında krize neden olurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hollanda’ya da ‘Nazi yaftalaması’ yapması Hollanda Başbakanı’nın da “Çizgiyi aştı” açıklamasıyla kriz derinleşmişti.

Türkiye ile Hollanda arasında yaşanan kriz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın sınır dışına çıkarılması ile de doruğa tırmanmıştı.

  Hollanda ile Türkiye arasında diplomatik kriz

Krize ilişkin Karınca’da yer verilen değerlendirme yazılarına ve haberlere de aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.

  Hariciyede lale devri: ‘Evet' kampanyası nihayet aradığı hikayeyi buldu
  Bayağı dilin şahlanışı, diplomasi ve kapıdaki yeni krizler
  CHP'li Cihaner: İçeride düşman yaratamayınca ‘Evet’ oyları için gözlerini dışarıya çevirdiler
  Hollanda'ya 'misliyle karşılık' vermek kolay mı?