Ana SayfaGüncelYıldırım’dan referandum ‘espirisi’: Anayasa değişikliği Erdoğan için değil, her doğan için

Yıldırım’dan referandum ‘espirisi’: Anayasa değişikliği Erdoğan için değil, her doğan için

HABER MERKEZİ – Başbakan Binali Yıldırım, partisinin referandum mitinginde konuştu. “‘Bu anayasayı Recep Tayyip Erdoğan kendisi için yapıyor’ diyorlar. Unutmayın, anayasa değişikliği Erdoğan için değil, her doğan içindir” ifadelerini kullanan Yıldırım ‘tek adam sistemi’ eleştirilerine karşı ise “Tek adam seçiyoruz ama iki sandık arasında yetki veriyoruz” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, ‘başkanlığı’ da içeren anayasa referandumu kampanyasının startını Amasya mitingiyle verdi.

Değişikliği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için yapmadıklarını savunan Yıldırım, “Erdoğan için değil, her doğan içindir” dedi.

Yıldırım ‘tek adam sistemi’ eleştirilerine ise “Tek adam seçiyoruz ama, iki sandık arasında yetki veriyoruz. Onun ötesi yok” diye yanıt verdi.

Yıldırım’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

16 Nisan’da yapılacak referandumun temelini de Amasya’da atıyoruz. Sizden, Amasya’ya yakışır bir sonuç bekliyoruz. Hazır mısınız? 16 Nisan’da sandığa gidiyoruz ve ne diyoruz? “Kararımız evet”. Amasya gümbür gümbür geliyor. Evet, evet, evet. Amasya bir kez daha göğsümüzü kabartıyor, Türkiye’nin geleceğini aydınlatıyor. Siz bizi 3 Kasım 2002’de Türkiye sevdalısı, milletle yolda yürüyen kurucu genel başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan tanıyorsunuz. “Bu anayasayı Erdoğan, Recep Tayyip Erdoğan kendisi için yapıyor” diyorlar. Unutmayın, anayasa değişikliği Erdoğan için değil, her doğan içindir.

Hepimiz faniyiz. Az yaşa, çok yaşa. Ölüm gelir başa. Onun için milletimizden saklayacağımız, gizleyeceğimiz hiçbir şey yok. Ne yaparsak millet için yaparız. Milletin dediğini yaparız. Bugün de ne yapıyorsak, sizinle yapıyoruz ve birlikte yapıyoruz. Demokrasi ile yönetilen bütün ülkelerde, milletten gücünü alan iki kuvvet var. Birincisi yasama, yani meclis. Meclisin seçtiği milletvekillerinden oluşan parlamento. İkincisi de icra, yani yürütme, yani hükümet. Mevcut sistemde biz milletvekillerini seçiyoruz ama, hükümetin başında kim olacak onu seçmiyoruz. Peki ne oluyor? Biz seçimleri yapıyoruz, milletvekilleri yemin ediyor falan. Sonra cumhurbaşkanı birine görev veriyor. O görev verdiği de genellikle en fazla oyu alan partinin genel başkanı. Bazen tersi de oluyor, böyle bir şart yok çünkü. Daha önce olmadı mı? DYP-Refah koalisyon hükümetinde olmadı mı? Sonra 28 Şubat krizi gelmedi mi? O yılları yaşayan, üniversitede okuyan, imam hatiplerde okuyan genler bunu çok iyi bilirler. Sonra hükümet kuruldu, kurulmadı, güven oyu aldı, almadı. Bekle, zaman akıp gidiyor ortada sonuç yok. Kurulsa da en fazla 3 ay, 5 ay… Bilemedin 1.5 yıl. Türkiye’de 1960’tan beri kurulan hükümetlerin ömrü 1.5 yılı geçmiyor. Neyi değiştiriyoruz? Vatandaş işi sağlama alıyor. Hadi seçelim.

Bazen vekiller sizin istediğiniz gibi yapmayabilir, telafisi yok. Zaman geçiyor. Onun için bu sefer iki tane sandık. Geleceksiniz, birinde cumhurbaşkanını seçeceksiniz. Yüzde 50 en az, birine de şehrin milletvekillerini seçeceksiniz. Dolayısıyla, muhalefet diyor ki, “Burada güven oyu yok. Meclis zayıflıyor”. Yahu be kardeşim, vatandaşın güven oyundan daha büyük güven oyu olur mu? Vekillerin güven oyuna mı bırakalım? Sandıkta oyunuzu kullanıyorsunuz, cumhurbaşkanını seçiyorsunuz. Sonra cumhurbaşkanı seçimler belli olur olmaz hükümeti kuruyor, verdiği sözleri yerine getiriyor. İkinci yanlış ne? “Efendim Meclis, gelecek değişiklikle etkisiz hale geliyor. Meclis’in görevleri tırpanlanıyor, azaltılıyor”. Külliyen yalan. Yalan bunların sanatı haline gelmiş. Meclis aksine daha da güçleniyor. Nasıl mı? Şimdi hükümeti sandıkta seçtik. Bir de vekilleri seçtik. Vekillere diyorsunuz ki “Ey, vekiller. Ankara’ya gideceksiniz. Hükümetin, memleketin, çiftçinin, çalışanın, iş verenin, emeklinin, köylünün, şehirlinin, öğrencinin, kadın, erkek; ihtiyacı olan kanunları siz yapacaksınız”. Şimdi nasıl yapılıyor? Hükümet yapıyor. Hükümetin istediği kanun geçer, istemediği geçmez. Meclis hükümetin baskısı altında. Bu değişiklikle hükümete diyorsunuz ki “Sen işine bak”, Meclis’e de “Siz de kendi işinize bakın” diyorsunuz.

Efendim bir başka yalan “Canı sıkılınca cumhurbaşkanı Meclis’i feshedecek”. Külliyen yalan. Dedik ya, yalanda bunların hiçbir ölçüsü yok. Zannediyorlar ki millet bunları araştırmıyor. Aşağı mahallede yalanı söylüyorlar, yukarı mahalleye gelip kendileri de inanıyorlar. Ya bunların hayatı “Hayır”. Bunlardan hayır gelmez. Bunlar hangi işe “Evet” dediler. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaparsın, bunlar “Hayır” der. Dünyanın en büyük havalimanını yaparsın, yine bunlar “Hayır” der. Marmaray’ı yaparsın, ecdadımızın hayallerini gerçeğe dönüştürürsün, bunlar yine “Hayır”cı. Bunlar, hayırlı işlere “Hayır” diyerek bugünlere geldiler. Sevgili Amasyalılar, Meclis’i feshetme diye bir şey yok. Diyelim ki cumhurbaşkanı ile Meclis arasında anlaşmazlık var, işler yürümüyor. Hatırlayın, “Çankaya’nın şişmanı, bilmem neyin düşmanı” diye diye rahmetli Özal’ın Demirel, gitmesine neden oldu. Ecevit daha sonra Ahmet Necdet Sezer’i seçti, kısa süre sonra onlar da papaz oldular. Bu, sistemin arızasından kaynaklanıyor. Bu sistem baba ile oğulu birbirine düşürür. Keyfi bir iş yapmıyoruz.

Bu sistemle birlikte Türkiye seçimlerle zaman kaybetmeyecek. Daha çok proje, daha çok iş, aş. Bir de diyorlar ki, “Bu tek adam olacak”. Allah aşkına, siz şimdi belediye başkanı seçiyorsunuz beş yılda. İki tane belediye başkanı mı var Amasya’da. Bir tane değil mi, Cafer. Nasıl belediye başkanınız iyi mi? İyi mi iyi mi… Bu taraftan iyi ses geldi de, bu taraftan gelmedi. He tamam oldu şimdi. Hadi bakalım. Dört buçuktan 5, geçtin sınıfı hadi.

Cumhurbaşkanı bir tane. Kılıçdaroğlu’nun hatırı için bir tane daha mı cumhurbaşkanı seçelim? İstiyorsa gelsin muavin olsun. Engel yok. Ona da yer var. Kıskanma ne olur, biraz daha çalış senin de olur. Tek adam seçiyoruz ama, iki sandık arasında yetki veriyoruz. Onun ötesi yok. Milli irade var. Değerli kardeşlerim, hamd olsun son 15 yıldır işler tıkır tıkır yürüyor. Cumhurbaşkanımızla aynı istikamette son derece uyum içinde çalışıyoruz. Ama bu mevsimlik bir şeydir. Sonrası ne olacak? Kişilere göre sistem olmaz. İşte bu referandumla birlikte insanlardan bağımsız olarak milli iradenin, sizlerin verdiği kararla kim gelirse gelsin, işler aynen devam edecek.

 




Önceki Haber
'Daha güvenli' Bilgi: Öğrenciler yeni 'güvenlik' uygulamalarını protesto etti
Sonraki Haber
Lice Belediyesi'ne atanan kayyum kadın merkezini kapattı