Ana SayfaGüncel103 gündür tutuklu gazeteciler: İddianamemizi neden göremiyoruz?

103 gündür tutuklu gazeteciler: İddianamemizi neden göremiyoruz?

HABER MERKEZİ – Redhack’in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Albayrak’ın maillerine ilişkin haberler nedeniyle gözaltına alınan gazeteciler Ömer Çelik, Tunca Öğreten ve Mahir Kanaat 103 gündür tutuklu. CHP heyeti ile görüşen gazeteciler, halen ortada olmayan iddianamelerini sordu.

Redhack’in yayınladığı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın maillerine ilişkin haberler nedeniyle İstanbul merkezli 25 Aralık 2016 günü yapılan baskınla gözaltına alınan ve gözaltında 24 gün tutulan kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Haber Müdürü Ömer Çelik, Diken eski haber editörü Tunca Öğreten ve BirGün Gazetesi Muhasebe Sorumlusu Mahir Kanaat, tam 103 gündür tutuklu.

Cumhuriyet Halk Partisi’nden bir heyet Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazetecileri ziyaret etti.

CHP Malatya Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Ankara Milletvekili Avukat Şanal Sarıhan, Ankara Milletvekili Necati Yılmaz ve Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir’den oluşan heyet, cezaevindeki tutuklu gazetecilerden aldıkları bilgileri kamuoyu ile paylaştı.

Tutuklu gazeteciler hem cezaevi koşulları hem de gözaltı ve tutukluluk süreçleriyle ilgili bilgileri heyete sundu.

Tunca Öğreten: İddianamemizi neden göremiyoruz?

BirGün’den Erk Acerer’in haberine göre Tunca Öğreten, heyete şunları aktardı:

Avukatım, Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait elektronik postaları paylaştığım için gözaltına alındığımı belirtirken, DHKP-C üyesi olduğum gerekçesi ile tutuklandığımı ifade etti. Gözaltı ve tutuklama kararı için birbirinden farklı iki neden! Ben, söz konusu örgütle hiçbir zaman yan yana gelmedim. Gerçekten bir komedi yaşanıyor. Cezaevinde, Albayrak’a ait e-postaları haberleştirdiğimiz için bulunduğumuzu biliyoruz. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşinin elini sıkmayan Enerji Bakanı ve Erdoğan’ın damadı Albayrak’ın maillerinde ‘genel tavrını yansıtmayan’ çok sıkıntılı şeyler gördük. Karmaşık ilişkilere şahit olduk. “Şehrazat Konakları” gibi usulsüz işlerin olduğunu fark ettik. Aslında bizlerin değil bu karmaşık ilişkilerin öznesi olanların cezalandırılması gerekmiyor mu? Müjdat Gezen’in tiyatrosunu kundaklayan kişi tahliye edildi. Metroda bir kadına cinsel saldırıda bulunan şahıs da aynı şekilde. Açıkçası bize; ‘Yak, yık, öldür, tecavüz et, çal, haber ol ama haber yapma’ mesajı veriyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cezaevindeki tüm gazetecilerin ‘terörist’ olduğunu dile getiriyor. Demek ki, Erdoğan iddianameleri görmüş. O hâlde biz hâlâ neden kendi iddianamelerimizi göremiyoruz? Yine Erdoğan, ‘Rıza Sarraf benim vatandaşım, elbette durumuyla ilgileneceğim’ diyor. Peki bizler Çin vatandaşı mıyız? Sarraf’ın ülke bütçesindeki açığı kapattığı ifade ediliyor. Oysa biz sadece evimizdeki açığı kapatmaya çalışıyoruz. Sadece gazetecilik yaptık. Yaptığımız haberler dünyanın her yerinde takdir görür, ödül alır. Ne var ki biz bu haberler yüzünden cezaevine konulduk.

Ömer Çelik: Çocuğumun yanında işkenceye uğradım

Ömer Çelik ise CHP heyetine, ‘gözaltı süreci ve tutukluluğuna dair’ şu bilgileri verdi:

Mailleri haber yaptım ama terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorum. Bana ‘Kobani’ye neden gittin?’ diye sordular.

Gözaltına alınırken yaşadığı şiddeti de heyetle paylaşan Çelik, şunları aktardı:

Otuz beş günlük bebeğimin yanında işkenceye uğradım, şiddet ve kaba kuvvete maruz kaldım. Beni balkona çıkardılar, burada bulunan ve içinde soğuk su olan genişçe bir kabın içine sokup beklettiler. Balkonda yaptıkları bu işkenceyi de kamerayla kayıt altına aldılar. Avukat çağırmama izin vermediler.

Mahir Kanaat: Biz gazetecilik yaptık

Mahir Kanaat ise heyetle şunları paylaştı:

Suçumuzu bilmiyoruz. 102 gündür hukuksuzca cezaevinde tutuluyoruz. 24 günü gözaltında geçirdik. İddianamelerimizi istiyoruz ama ısrarla hazırlayıp, önümüze getirmiyorlar. Biz, gazetecilik yaptık. Kimileri gibi hırsızlık değil!