Ana SayfaGüncelHDP’li Yıldırım: 550 çocuk cezaevinde

HDP’li Yıldırım: 550 çocuk cezaevinde

HABER MERKEZİ – Meclis’te düzenlenen 23 Nisan özel oturumunda konuşan HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, “550 çocuk cezaevinde bulunuyor.Devlet çocukların geleceğine yatırım yapacağına, çocukların kalacağı cezaevlerine yatırım yapar hale geldi” dedi.

Meclis’te düzenlenen 23 Nisan özel oturumunda gerginliğin ardından konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, konuşmasını parlamenter sistem ve çocuk hakları olmak üzere iki ayrı başlıkta yaptı.

“Geleceğimiz, saflığın nişanesi, sevgi yumakları tüm dünya çocuklarının Çocuk Bayramını Kutluyorum. Tüm Dünya çocuklarına savaşsız, sömürüsüz, gözyaşısız, çocuk işçiliği ve istismarının olmadığı özgür, mutlu bir yaşam diliyorum” diyerek sözlerine başlayan Yıldırım’ın konuşması şöyle:

Parlamenter sistem

En son Çözüm Süreci olarak adlandırılan Devletin Kürt halkı ile barış iklimine de, 30 Ekim 2014 MGK’sı ile dinamit döşendi ve AKP Hükümeti çözüm sürecine noktayı koydu. Ve o günden beri şehirlerin yıkıldığı, binlerce insanın yaşamını yitirdiği ve yaralandığı, yine binlercesinin tutuklandığı bir karanlık döneme girmiş olduk. Bu karanlık dönem 15 Temmuz darbe girişimine giden yolu açmıştır. Kürtlerin şehirlerini yok eden, katliamlar gerçekleştiren askerler/generaller yine AKP Hükümeti’nin getirdiği bir yasa ile dokunulmazlık zırhı elde ettikten sadece 40 gün sonra darbe girişiminde bulunma cüreti buldukları unutulmamalıdır.

Ancak suç sadece üniformalılarda değildir. Çünkü sivil siyasette darbelerden beslenmeyi bildi maalesef. 15 Temmuz darbesinden sonra da darbeler olmaya devam etmiştir. 4 Kasım’da milletvekillerinin tutuklanmasına yol açan yargı darbesi ve 16 Nisan’da referandumu yani halkoylarını sabote eden YSK darbesi olmuştur. Bu anlamıyla sivil siyaset de darbecilerin zihniyetiyle hareket etmiş ve 4 Kasım 2016’da sivil demokratik siyasete darbe yapmıştır.

Ancak gelinen nokta, sadece bir darbe sözcüğü ile anlatılıp bitirilemez. Tüm ülkenin yargısının bağımsızlığının da tarafsızlığının da biteceği; parlamentonun işlevsizleşeceği; tekliğin ve erilliğin gittikçe daha fazla yüceltileceği bir nokta, sonuçlarını bizim meşru görmediğimiz referandumdan sonra karşımızda durmaktadır.

Son Anayasa taslağı; Basın özgürlüğü önündeki engellerin kalkacağına dair hiçbir somut verinin olmadığı; sansürlerin ve yasakların devletin bekası adına devam edeceğini; farklı inanç ve kültürlerin yok sayılacağı, kadının eşit yurttaşlık haklarının tanınmayacağının; işçinin, emekçinin hakkının gasp edileceğinin ve tüm bu sorunların çocuklarımızın geleceğini doğrudan etkileyeceği bir sistem olarak önümüzde durmaktadır.

Çocuk hakları

Ülkemiz maalesef eril ve militarist bakış açısını çocuklarımız üzerinden devam ettirmektedir. Çocuk dünyanın her yerinde çocuktur ve haklarını korumak tüm insanlığın görevidir. Devletler ise bunun gerekliliklerini yerine getirmekle mükelleftir. Bir çocuğun ilk hakkı yaşam, beslenme ve güvenlik ise ikinci hakkı dünyaya geldiği anadilini öğrenme ve eğitimini bu dil üzerinden sürdürmesidir. Ancak Türkiye’de Türkçe dışında tüm diller baskı ve asimilasyon politikalarına maruz kalmaktadır. Devlet yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi yerel yönetimlerin ve özel kurumların anadilde eğitim konusundaki girişimlerini bazen yönetmelikler bazen cezalar ve bugünlerde kayyumlar eliyle engellemektedir.

‘600’e yakın çocuk öldürüldü’

Geçtiğimiz bir buçuk yıl içinde savaştan dolayı yerinden edilmek zorunda kalan, sağlık haklarına ulaşamayan binlerce Kürt çocuğu vardır. Sadece AKP Hükümetleri döneminde 600’e yakın çocuğun kolluk güçlerinin ateşiyle öldürüldüğünü düşünecek olursak konunun hangi boyutlarda olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Bu konuda sadece siyasi partilerin, STK’ların söylemleri raporları tespitlerde bulunmamıştır, aynı zamanda uluslararası kuruluşlar da bu konuda Türkiye Devletini mahkûm edebilecek raporlar yayınlamıştır. Gelecekte detayları ortaya çıktıkça herkesin birey olarak tüm bu yaşananlar olurken sessiz kaldık diye yüzleri kızaracak, ama iş işten geçmiş olacaktır.

‘550 çocuk cezaevinde bulunuyor’

Oldukça can alıcı bir nokta olan cezaevinde olan çocuklar ile devam etmek istiyorum. Bu konuda kamuoyunda çokça tartışıldığı için bilinen 8 aylık Miraz bebek, 13 aylık Roza Diner, 10 aylık Roza Yakutlu ve daha 550 çocuk cezaevinde bulunuyor. Devlet çocukların geleceğine yatırım yapacağına, çocukların kalacağı cezaevlerine yatırım yapar hale geldi.

Emek alanından çocuk konusuna baktığımız zaman ise gerçekler daha korkunçlaşıyor.

Çocukken yoksulluk, göç, geleneksel bakış açısı ve eğitim olanaklarının yetersizliği sonucu “işçi” olmak zorunda kalan çocuklar Türkiye’de ciddi ve uzun yıllardır çözümsüz bir sorun olarak karşımıza durmaktadır.

Türkiye Avrupa ülkeleri arasında çocuk yoksulluğunda en kötü ülke konumundadır.

2016 yılında hayatını kaybeden çocuk işçi sayısı 56’dır. Son 3 yılda ise bu rakam 180’in üzerindedir.

UNICEF verilerine göre; 6-18 yaş arasında 393 bin çocuk mevsimlik tarım işinde çalışıyor. Bu çocukların yarısı okula gitmeyip hafta da 40 saatten fazla çalışmaktadır. Yani eğitim, sağlık, ekonomik sömürüden korunma, uygun standartlarda yaşama, oyun oynama hakları ihlal edilmektedir.

Yine TÜİK verilerine göre Türkiye’de engelli olan 3-17 yaş aralığında 422 bin çocuk var. Bu çocuklar gerekli düzenlemeler yapılmadığı için, bilinçlendirme tam işlemediği için toplumsal yaşama etkin bir şekilde katılamamaktadır.