Ana SayfaGüncelKADINLARIN ‘HAYIR’I | “Özgürlüklerimin elimden alınmasına ‘Hayır'”

KADINLARIN ‘HAYIR’I | “Özgürlüklerimin elimden alınmasına ‘Hayır'”

HABER MERKEZİ – 16 Nisan referandumuna yönelik Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda çalışma yapan kadınlar Gazete Karınca’ya anayasa değişikliğine ilişkin görüşlerini açıkladı. ‘Hayır’ gerekçelerini açıklayan kadınlardan Gonca Ersöz, “Var olamayacağımı düşünüyorum ben artık bu anayasayla, bu ülkede. Bütün özgürlüklerimin elimden alınacağını düşünüyorum ve artık eskisi kadar huzurlu ve rahat bir hayatım olmayacak” dedi.


Haber: EZGİ GÜL


16 Nisan’da oylanacak ‘başkanlığı’ da içeren anayasa değişikliği referandumuna sayılı günler kaldı.

Ülkedeki her değişimden en çok etkilenen ancak fikri en az sorulan kadınların ‘Hayır’ gerekçeleri ne?

Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda çalışma yapan kadınlara anayasa değişikliğini ve maddelerin içeriklerini Gazete Karınca’ya değerlendirdi.

Bakırköylü kadınların ‘Hayır’ gerekçeleri şöyle:

Gonca Ergöz: Anayasa değişikliğinde kadının adı yok

Bu ülkede ben bir kadın olarak var olmaya çalışıyorum, öncelikle kadının adı gerçekten yok bu anayasa değişikliğinde. Bu anayasada beni koruyan hiçbir şey yok kadın olarak. Tacizi önlemiyor, tecavüzü önlemiyor, caydırıcı hiçbir yanı yok.

Kadının sokağa çıkmasından tutun, özgürlük alanına kadar, eve hapsine kadar, çocuk doğurmamdan tut, giydiğim kıyafete kadar, gideceğim okula kadar bugüne kadar elde ettiğim bütün kısıtlı haklarımın da bu anayasa ile beraber geri alınacağını düşünüyorum aslında. O yüzden de çok endişeliyim.

Benden sonra gelecek nesilde de özellikle kız çocukları büyürken gerçekten çok büyük bir tehlike ve tehdit altında diye düşünüyorum. O nedenle ilk ‘Hayır’ımın sebebi bu. Onun dışında başka bir sürü şey var. Özgürlüklerimiz var, kamusal alanda kendimizi ifade edemediğimiz her alan için de bu geçerli.

“Bu anayasayla artık var olmayacağımı düşünüyorum”

Var olamayacağımı düşünüyorum ben artık bu anayasayla, bu ülkede. Bütün özgürlüklerimin elimden alınacağını düşünüyorum ve artık eskisi kadar huzurlu ve rahat bir hayatım olmayacak.

Bir önceki dönemde çok daha mı rahattık? Hayır ama değiştirmek için bir şansım varken bunu kullanmak istiyorum ve toptan belki de hepimizin başkaldırısı bu işin sonu olur diye düşünüyorum.

“Kadınların gücüne inanıyorum”

Bence ‘Hayır’ çıkar. Bu inançla çalışıyorum zaten. Her şeyin bir bam teli var aslında. Burada kadınlara ve gençlere çok dokunduğunu düşünüyorum. Bu ülkenin yarısını oluşturan kadınlar, sokağın yarısını oluşturan kadınlar ve ben kadınların gücüne çok inanıyorum. Bir çıkış noktası da olduğunu düşünüyorum. O yüzden ‘Hayır’ çıkar.

Evet çıkarsa da bence yeni baştan bir mücadele başlar. Bunu da böyle kabul etmeyiz diye düşünüyorum.

Muazzez Töre: ‘Evet’ de çıksa ‘Hayır’ da çıksa mücadeleye devam edeceğiz

Tabi ki ‘Hayır’ vereceğiz. İçerik adına hiçbir şey yok anayasa değişikliğinde; sadece bir insanın nerede oturacağını seçiyorlar. Bulunduğu yerde de mutlu değil adam. Sırf bunun için bütün ülkeyi seferber ettiler.

Kadın olarak bugün 15 yıldır Türkiye’yi yöneten insanların kadınlara bakış açılarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Kadınların gülmesine karışan, cinselliğine karışan, kaç tane çocuk doğuracağını belirleyen bütün Türkiye’ye yaygın bir şekilde sirayet eden bir durum var. Ve bunun hele de tek ağızdan çıkmasına asla biz izin vermeyeceğiz.

“Eğer başkanlık olsa tecavüz yasasına ettiğimiz itirazlar işe yaramayabilirdi”

Biliyorsunuz bundan önce tecavüzcülere bir hak yasası çıkarılmıştı ve kadınlar karşı çıkarak geri çektirdi. Eğer bir başkanlık olmuş olsaydı bizim yaptığımız eylemler işe yaramayabilirdi.

‘Evet’ çıkarsa biz mücadelemize devam edeceğiz kadınlar olarak. ‘Hayır’ çıksa da mücadelemize devam edeceğiz gerçi, çünkü ‘Hayır’ın çıkması Türkiye’nin tam anlamıyla demokrasiye ulaşması anlamını taşımıyor. Yalnızca önümüzdeki set biraz yüksekliğini kaybediyor.

Bizim her anlamda yine mücadelemiz devam edecek. Yine alanlarda olacağız. Bu halk eşit yurttaş olana kadar, kadın erkek eşitliği hayata geçene kadar ve düşündüğümüz anlamda en iyi demokrasiyi inşaa edene kadar biz mücadelemize devam edeceğiz.

Nur Bozar: LGBTİ’ler için özgürlük talebimizdir

Açık bir trans kadınım. Biz LGBTİ ve kadın hareketleri olarak aslında tabii ki darbe anayasasını değil yeni bir anayasayı istiyoruz ama tek kişinin cumhurbaşkanı olduğu, tek partinin tahakküm kurduğu bir düzeni istemiyoruz.

LGBTİ’ler çok zor şartlarda yaşıyor. Aile baskısı, devlet baskısı, toplum baskısı yüzünden intihar eden, öldürülen, nefret cinayetlerine kurban giden arkadaşlarımız var. İş hakkımız barınma hakkımız bile mesela eşit olarak sağlanmış değil; herhangi biri bir ev aradığında verilen fiyatla bize verilen fiyat çok farklı.

İş güvenliği istiyoruz, barınma, en önemlisi yaşama hakkımızı istiyoruz.

LGBTİ’ler için özgürlük talebimizdir. Sadece bizler için değil tüm etnik kesimler için, kadınlar için özgürlük. Kadınlar da nefret cinayetine kurban gidiyorlar, insanlar etnik kimlikleri için de öldürülüyorlar. Tüm bu hakları taslağında getirmeyen bir anayasayı kabul etmiyorum.

Ayşe Tansel Gülmezoğlu: Bu parti meselesi değil ‘Hayır’ için herkes bireysel olarak sesini yükseltmeli

Sloganım şu: ‘Hayır’ diyenleri seviyorum, ‘Hayır’ kampanyasında çalışanları daha çok seviyorum, Anadolu’da köy köy kasaba kasaba dolaşan kahramanlara yürekten şükranlarımı sunuyorum. Bu parti meselesi değil. Hepimizin bireysel olarak çalışması gerektiğini düşünüyorum. Bu partiler üstü bir mesele. Vatandaşların partilerden daha ilerde görüyorum. 1 kişi 100 kişiyi bile ikna edebiliyor. Hastalara yaşlılara bile diyorum ki oturduğunuz yerden telefonla bile çalışabilirsiniz. Herkes en yakınındaki çevresindeki kişiye ulaşmalı. Mesela sizin yakınınızdaki güvenlikçiye çalışana ben mi daha çok etkilerim siz mi?

“Propaganda araçlarının ‘Evet’in elinde olması bizi öğrenilmiş çaresizliğe itmesin”

Ben çalışıyorum siz de çalışın. Bu bir motivasyondur. ‘Hayır’ çıkacağına inanıyorum. Evet kampanyaları öğrenilmiş çaresizliğe itiyor insanları, gözümüzü açalım.

Her taraf evet afişleriyle kaplı, özgür basın yok, %95’i yanlı yayın yapıyor ama hayır çıkacağına inancım tamdır. Bunu özellikle söylüyorum. 1.5-2 puan öndeyiz. Ben gizli hayırcılar da olduğuna inanıyorum. Çalışmaya da son ana kadar devam. Rehavete kapılmayalım diyorum.

“12 Eylül’de bile bu kadar endişeli hissetmedim”

Ben kişisel olarak, toplumsal durum ayrı zaten cumhuriyet yıkılacak, vatandaş kimliğimle can ve mal güvenliğimden endişe ediyorum. 12 Eylül dönemini de yaşadım kendimi hiç bu kadar endişeli hissetmedim. Bu çalışma enerjim de tamamen endişeden kaynaklanıyor.

Leyla Koçüzüm: Ülkeye deli gömleği giydirmek istiyorlar, başaramazlar

Şimdi aslında çok özce ve net söylenecek bir şey var ki bu anayasa değişikliği tamamen tekçi bir değişikliktir ve bunun da dünyanın her yerinde ismi bellidir: Bu bir diktatörlüktür.

Neden tüm yetkilerin bir kişide toplanması gereksin ki? Bir öğrenci topluluğunda bile ev tuttuğunuzda birlikte kalanlarının koşulları vardır değil mi? Dersiniz ‘Şu saatte geleceğiz, bugün sen bulaşıkları yıka’ vs. Yani bir sözleşme yaparsınız. Şimdi anayasalar eğer toplum sözleşmesi ise, ki öyledir, o zaman bu taslakta toplumun sözü nerede?

Tamamen tek bir adam düşünülerek aslında yapılmış bir anayasa değişikliği, adına bile o kadar garip şeyler söylüyorlar ki aslında düpedüz dikta. Örneği Kaddafi’de vardı Saddam vardı. Deli göleği giydirilmek isteniyor ülkeye, bunu başarabilirler mi asla başaramazlar.

“AKP’nin ipini kadınlar çekecek” 

AKP’nin şimdiye kadarki politikalarını kadınlar üzerinden kadın bedeni ve kadın kimliği üzerinden hayata geçirdiğini hepimiz biliyoruz. Ne giyeceğimize onlar karar verdi, rujumuzun rengine, gülmemize, gezmemize, kaç çocuk doğuracağımıza onlar karar verdi.

İki aydır sokaktayım, her gün sokaktayım ve net söyleyebilirim ki genç kadınlar ‘Hayır’ diyor, AKP’nin ipini de bu kadınlar çekecek ve onu yok edecekler. Özellikle ‘onların güvendiği’ genç başörtülü kadınlar kesinlikle yanımıza gelip ‘Hayır’ diyor.

Ben umutsuz değilim, onlar umutsuzluğu ve korkuyu yayıyorlar ben aynı zamanda müşahitlik görevi de aldım, çevremde herkesi buna yönlendiriyorum. Çünkü insanlara 15 yıl içerisinde bir umutsuzluk aşılamışlar: Onlar zaten alır, onlar zaten kazanır, hatta hile yapar çünkü hırsızlıklarına çok tanık oldu insanlar. Öğretilmiş bir çaresizlik var bu dönem onun da kırıldığına tanığım.

Hala tepeden, hükmeden, ‘ulan, ey’… Bakın tüm dünyayla kavgalı Erdoğan. Binleri toplayabilir. Bir kişi vardı tarihte herkes çok net hatırlar Hitler’i, hele bir fotoğrafta tek tip olmuştur yüzbinlerce insan ve ‘Heil Hitler’ der herkes, bir tek kişi sırtını dönmüştür Hitler’e. Bütün ülke 16 Nisan’ da bunlara sırtını dönecek. Hayır kazanacak, ülke kazanacak, biz kazanacağız.

Feride Çaylak: Anayasa teklifi sanki başka ülkede yazılmış

Yeni anaysa teklifi içinde baktığımızda kadınlarla, gençlerle, ülkede var olan işsizlik gibi ekonomik sorunlarla ilgili hiçbir şeye rastlayamıyoruz. Sanki başka bir ülkede yazılmış, burası için değil başka bir ülke için. Hiçbir şekilde buranın daha barışçıl, daha güvenli, daha huzurlu yaşamasına hizmet etmiyor.

Bu antidemokratik düzen değiştirilmediği gibi daha despot, daha tek kişiye, dayalı tek kişi elinden çıkacak kararlarla işleyen bir yönetim getirilmeye çalışılıyor.

Benim düşüncem ‘Hayır’ çıkacağı yönünde. Eğer ‘Evet’ çıkarsa bu ülkede özellikle hak arama çabalarında hangi kesimden olursa olsun insanların tepesinde bir baskı aracı olacak ve bugün bu Bakırköy Meydanı’nda bu kadar barışçıl kendimizi ifade eden insanlar olarak hiçbir barışçıl eylemimize dahi izin verilmeyecek.

Dilan Polattaş: Demokratik bir ülke için ‘Hayır’

Bütün maddeleri okudum, herkesin de okuyup daha demokratik bir ülke için ‘Hayır’ demesini istiyorum.

Bir kadın ve öğrenci olarak kadınları, gençleri savunan ya da eşitlikçi bir düzen getirecek hiçbir madde göremiyorum, bunun için hiçbirini kabul etmiyorum.

Örneğin hiçbiri bir kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze karşı duran yasalar değil.

Bence ‘Hayır’ çıkar. ‘Evet’ çıkarsa savaşın daha çok yayılacağını ve en çok da kadınların ve çocukların tahrip olacağını düşünüyorum.