Ana SayfaGüncel‘Mühürsüz oyların tamamı orijinal’ diyen YSK Başkanı’na: 24 saatten kısa sürede nasıl incelediniz?

‘Mühürsüz oyların tamamı orijinal’ diyen YSK Başkanı’na: 24 saatten kısa sürede nasıl incelediniz?

HABER MERKEZİ – YSK’nin tartışmalı ‘mühürsüz oy ve pusula’ kararına ilişkin konuşan Savunma Hareketi üyesi avukatlarından Mehmet Gülerman, bu kararın seçim sonucunu doğrudan etkileyen bir karar olduğunu söyledi. YSK Başkanı Sadi Güven’in Pazartesi akşamı yaptığı ‘mühürsüz oyların tamamı orijinal YSK pusulalarıdır’ açıklamasını da hatırlatan avukat Gülerman, Pazar akşamı biten bir seçimin ardından Türkiye’nin dört bir yanından YSK’ye yeni gelen tüm bu pusulaların bu kadar kısa sürede kontrol edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, YSK Başkanı Güven’e şu soruyu sordu: “Mühürsüz pusulaların dışarıdan geldiğini kanıtlama görevini vatandaşa verirken, sizler 24 saatten kısa sürede böylesi bir incelemeyi nasıl yapabildiniz?”

Savunma Hareketi üyesi avukatlarından Mehmet Gülerman, ‘başkanlık’ teklifini de içeren anayasa değişikliğinin oylandığı referandum sürecinde yaşananları Gazete Karınca’ya değerlendirdi.

Gülerman, seçim günü kendilerine mühürsüz zarf ve pusulalar dışında da onlarca usulsüzlük bilgisinin ulaştığını belirtti.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) mühürsüz pusula ve zarflara ilişkin aldığı kararın kanun ve genelgelere aykırı olduğuna dikkat çeken Gülerman, bu kararın seçim sonucunu doğrudan etkileyen bir karar olduğunu söyledi.

“Referandum günü birçok usulsüzlük yaşandı”

Referandum süreci boyunca kurdukları takip masasına birçok usulsüzlük hakkında bilginin iletildiğini belirten Gülerman, ulaşan kimi sıkıntıların sonucu doğrudan etkilemediğine dikkat çekerek şunları kaydetti:

Bizlere referandum süreci boyunca mühürsüz pusula ve zarflar dışında, ilçe seçim kurulların tarafından ‘tercih’ mührü yerine ‘Evet’ mührü dağıtılması, sandık kurulu mühürlerinin pusulaların önüne basılması veya arkaya basılan mührün izinin ön tarafta da görünmesi, sandıklarda mühürleri deneme için kağıt verilmediğinden mühürleri zarf üzerinde denemesi gibi sıkıntılar da iletildi.

Seçimlerde insan faktörü nedeni ile bu tarz eksikliklerin yaşanması elbette ki doğal ve bu konuda kanunların ne dediğine bakmak önemli. YSK referandum günü aldığı 559 sayılı karar ile ‘Evet’ mührü dağıtılan sandıklardaki oyların ve sandık kurulu mührünün ön tarafa taştığı veya öne vurulduğu sandıklardaki oyların geçerli sayılacağını belirtti. Bu karardaki gerekçesi ise mevzuata ilişkin tereddütler yaratsa da bu durumların oy verme sürecini etkileyecek nitelikte olmaması olarak gösterildi. Bizlere göre de alınan bu karar hukuki açıdan doğruydu, çünkü hatalar ciddi olsa da seçmenin iradesini etkileyecek düzeyde değildi.

“Pusulaların nereden geldiği tartışmalı hale gelmiştir”

Mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli sayılması ile sandıklardan çıkan oyların nereden geldiğinin tartışmalı hale geldiğini belirten Gülerman, alınan kararın kanunun ruhuna da aykırı oluğunu vurguladı.

Avukat Mehmet Gülerman sözlerini şöyle sürdürdü:

Mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli sayılması noktasına geldiğimizde ise işin değiştiğini görmemiz gerek. Zira 298 Sayılı Seçim Kanun’da ve referanduma ilişkin 135/1 Sayılı Genelge’de ‘pusulaların ve zarfların sandık kurulu mührü ile mühürlenmemiş olmasının geçersizlik nedeni’ olarak kabul edildiğine dair açık bir hüküm bulunmakta.

YSK’nin de belirttiği üzere zarf ve pusulalarda bulunan mühür, sahtecilik yapılmasını engellemek için vuruluyor. Ancak burada bir ayrıma daha varmak gerekiyor ki sahtecilik ile pusulaların ilgili sandığa ait olup olmaması ayrı konular. Mühür sahte bir pusulanın sahteliğini ortadan kaldırmaz, ancak o pusulayı o sandığa ait hale getirir. Çünkü o mühürde sandık numarasını taşır ve bu yolla ayırt edilmesini sağlar. Mühür vurulmayan bir pusulanın sandığa girmesi ile o pusulanın nereden geldiği tamamen tartışmalı hale geliyor. Her ne kadar televizyon kanallarında bazı hukukçular kanunun ruhuna işaret etseler de kanun açık biçimde mühürsüz pusulaların geçersizliğine dikkat çekmiştir, yani açıklık bulunmamaktadır.

Kanunun ruhuna bakma durumu, ‘Tercih’ mührü yerine ‘Evet’ mührünün kullanıldığı veya pusulanına arkasına vurulması gereken mührün öne vurulması veya öne taşması ile gerçekleşebilir. Kısacası kanunun ruhuna sonucu etkileyecek bir şey yaratmıyor ise bakılabilir. Ancak mühürsüz-mühürlü tartışması sonucu doğrudan etkileyen bir durumdur ve ruhuna bakmak gibi bir durum olamaz.

“YSK’nin yayınladığı kararlar emsal niteliği taşımıyor”

YSK, internet sitesinde daha önce de mühürsüz zarf ve pusulaların geçerli sayıldığına dair emsal kararlar yayınladı, ancak bu kararlar emsal niteliği taşımamaktadır. Çünkü bu kararlar seçim gününden üç ya da dört gün sonra alınmıştır, yani sandıkların kapandığı ve oyların YSK’ye temsil edildiği günlerde alınmıştır. Burada kararlar, sandıkların sonucu etkileyecek müdahalelere kapalı hale getirilmesinden sonra alınmıştır. Ancak referandumda alınan kararın alındığı zaman diliminde, oylama ve sayım işlemi devam ettiği için sandıklar müdahaleye açık hale getirilmiştir. Dikkat edilmesi gerek bir diğer husus da dün akşam saatlerine kadar alınmış bir kararın da olmamasıydı, yani konu yalnızca YSK’nin bir duyurusundan ibaretti.

“Pusulaların orijinalliğini kısa sürede nasıl incelediniz?”

YSK’nin mühürsüz pusula ve zarfların sahte olmadığına dair yaptığı açıklamaya da değinen Gülerman, böylesi uzun bir incelemenin kısa sürede yapılmasının zorluğuna dikkat çekerek YSK Başkanı Güven’e “24 saatten kısa sürede böylesi bir incelemeyi nasıl yapabildiniz?” sorusunu yöneltti.

YSK’nin mühürsüz zarf ve pusulaların dışarıdan getirildiği kanıtlanmadığı sürece gereçli sayılacağını belirttiği cümleleri de hukuki bir garabettir. Çünkü pusula ve zarfların dışarıdan getirilip getirilmediğine karar verecek olan kurum yine YSK’dir ve vatandaşlardan bunu kanıtlamasını beklemesi gibi bir durum söz konusu dahi olamaz.

Kaldı ki YSK Başkanı Güven’in Pazartesi akşamı yaptığı ‘mühürsüz oyların tamamı orijinal YSK pusulalarıdır’ açıklaması da gerçekçi değildir. Pazar akşamı biten bir seçimin ardından Türkiye’nin dört bir yanından YSK’ye yeni gelen tüm bu pusulaların bu kadar kısa sürede kontrol edilmesi mümkün değildir. YSK Başkanı Güven’e bu aşamada sormak gerek: “Mühürsüz pusulaların dışarıdan geldiğini kanıtlama görevini vatandaşa verirken, sizler 24 saatten kısa sürede böylesi bir incelemeyi nasıl yapabildiniz?”

Ayrıca yürüyen tartışma pusulaların sahte olup olmaması değil, içlerinden çıktığı sandıklara ait olup olmadığına dair bir tartışmadır. YSK bu kararı ile tedbiri olarak fazladan basılıp dağıtılan pusulaların akıbetini belirsiz hale getirmiş oluyor. Yine bu karar ile kanunun ve genelgenin pusula ve zarfları mühürlemek ile hedeflediği her şeyi ortadan kaldırmış oluyor.

“Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmalı”                  

YSK’nin aldığı karara hukuki açıdan itiraz yollarına da değinen Gülerman, YSK’nin aldığı kararlara itiraz yolunun kapalı olduğunu belirterek Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiğine dikkat çekti.

Mühürsüz oy pusulaların geçerli sayılması nedeni ile YSK görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulabileceğini bilmemiz gerek. YSK’nin referandum günü verdiklerini söylediği, ancak dün yayınladıkları için hangi gün verdiklerini aslında bilmediğimiz kararı kesinleşmiş kararlar. Yani bu kararlar için bir itiraz yolu bulunmamakta. Yine CHP ve HDP’nin referandumun iptaline ilişkin yapmış oldukları itirazları da YSK’nin daha önceki kararları emsal olarak yayınlamsından dolayı kabul edebileceklerini düşünmüyorum. Bu noktada yegane hukuki başvuru yol olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkı kalıyor ki bunun da 6 aylık bir süresi mevcut. Bu süre içinde yapılacak başvurularda mühürsüz oy pusulalarının geçersiz sayılması ile yeniden sayım yapılmasını sağlamak amacı ile olabilecektir.