Na


KENAN TEKEŞ


Hakkâri’nin Pirkanis köyü. Burada her yer karla kaplıdır. Burada kar hayatın anlamıdır.

Kutsal kitaplar bunu yazar ve bunu söyler, Tufan’dan sonra Nuh’un gemisi burada demirlenmiş ve yeni yaşam burada başlamıştır.

Hakkâri her şeyin yeniden başladığı yerin adıdır. Burada durmadan yağan, Hak’ın kar’ıdır. Hak ve kar(i). Bura insanı, dağlara sırtını yaslayıp dağlara sırrını verir.

Bir gün denizden bu dağ köyüne nereden geldiğini, niçin geldiğini hiçbir işine yaramayacağını bildiği için hatırlamayan, hatırlamak da istemeyen, kendisine ve herkese yabancı olan isimsiz bir kahraman düşer.

Havada rüzgâr, tipinin uğultusu, köpeğin havlaması, dibeğin sesi ve elindeki çantasıyla köye girer.

Köy halkı onu karşılayıp eve götürür, beraber çay içip sohbet ederler… Onlara öğretmen olduğunu söyler.

“Kalıcı mısın?” diye sorarlar. Yabancısı olduğu bu yerde kalmakta kararlıdır ve “Kalıcıyım” der.

Gördükleri karşısında şaşırır. Sanki bir başka dünyaya gelmiş gibidir. Bembeyaz doğa, dağ ve dilini bilmediği bu insanların karşısında şaşırır. Sorar kendine;

Niçin geldim buraya? Nasıl geldim buraya? Sürgün müyüm? Kimin sürgünü? Başkaları mı sürdü beni yoksa… Hayatımın bir mevsimini burada yaşayacağım. Bu dört duvar arasında ve dışarıda karların içinde ve dışarıda insanların arasında. Gün ola hayrola…

“Gün ola hayrola…” dediği gecenin ertesi sabahında okulu açar ama okul çaresizlik içinde.

Okulu onarırlar ve çocuklar okula gelir. Ancak çocuklar kitapsız, deftersizdir bu kez de…

Kasabaya gider. Çocuklara defter, kitap, kalem ve silgi getirir. Onları çocuklara dağıtır. Ardından, “şimdi bana defterinizin birinci sayfasına silmeden bildiğiniz bütün sözcükleri yazacaksınız” diyerek sınıfa “anladınız mı?” diye sorar. Anadilleri olan Kürtçe ile konuşup oynayan, kahkaha atıp ağlayan, düşler kurup rüyalar gören çocuklar hep bir ağızdan “Na” (Hayır) diye bağırır.

Duyduğu sözcük karşısında şaşırır öğretmen… “Na” sözcüğü gider gelir öğretmenin kulağında… Ne diyeceğini bilemez olur. Yeşerir sınıfın içinde bir sessizlik… Dilinin rengi başka bambaşka olan çocuklara bakar, çocuklar da öğretmene.

Burası Hakkâri. Burada her yer karlarla kaplıdır. Burada durmadan yağan, Hak’ın kar’ıdır. Bura insanı dağlara sırtını yaslayıp dağlara sırrını verir. Burada çocuklar kendi dilinde “Na” der.


Film: Hakkâri’de Bir Mevsim Yönetmen: Erden Kıral, Senaryo: Ferit Edgü’nün aynı adlı romanından Onat Kutlar, 1982


Kenan Tekeş’in bianet‘teki bu yazısı “Bir Film Bir An” köşesinden, başlığı değiştirilerek alınmıştır.
Previous post
AÇLIK GREVLERİ | 60. gün, 4 cezaevinden 59 tutuklu daha eyleme katıldı
Next post
Bertolt Brecht'ten bir şiir: 'Karanlık Çağlarda Yaşamak'