Ana SayfaGüncelReferandum raporu: HDP’li görevlilerin olmadığı bin 157 sandıkta yüzde 90 ‘Evet’ çıktı

Referandum raporu: HDP’li görevlilerin olmadığı bin 157 sandıkta yüzde 90 ‘Evet’ çıktı

HABER MERKEZİ – Referandum raporunu açıklayan HDP, 85 günde “Hayır” çalışması yürüten 2 bin 462 kişinin gözaltına alındığını, 453 kişinin de tutuklandığını açıkladı. Raporda, HDP’nin daha önce oy aldığı 18 ilde 420 sandıkta hiç “Hayır” çıkmadığı, HDP’li müşahitlerin engellendiği bin 157 sandıkta ise yüzde 90 “Evet” çıktığı bilgisi de yer alıyor. Söz konusu raporda “16 Nisan Referandumu tarihe birçok usulsüzlüğü ve seçim ihlalini, hileyi içinde barındıran şaibeli ve demokratik meşruiyeti bulunmayan bir seçim süreci olarak geçmiştir” deniliyor.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), referandum sürecinde yaşanan hak ihlallerine dair parti genel merkezi tarafından hazırlanan 67 sayfalık raporun özetini paylaştı.

HDP Basın Bürosu’nun paylaştığı raporda ‘Hayır’ çalışması yürütenlere yönelik baskı ve ihlaller yer alırken, çarpıcı istatistikler dikkat çekiyor.

HDP’nin raporu beş ana başlıktan oluşuyor:

1) Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı ‘mühürsüz oy pusulası ve zarflarının geçerli sayılacağı’ yönündeki karar yasaya açıkça aykırıdır.

2) Sadece oylama günü ihlalleri ve usulsüzlükleri değil, çalışmalarda karşılaşılan baskı, yasaklama ve engeller nedeniyle de 16 Nisan Referandumu demokratik meşruiyeti olmayan bir süreç olmuştur.

3) Referandum en eşitsiz koşullarda gerçekleştirilmiş, hükümet HDP’siz bir süreç izlemeyi planlamıştır.

4) Bütün kamu kaynaklarının kullanıldığı trilyonluk kampanyalar, ağır devlet baskıları ve engellemeler, tek yanlı medya bombardımanı bu sürecin temel özelliklerini oluşturmuştur.

5) Oylama gününde hem kırsal alanda hem de kentlerde HDP’li seçmen ve görevliler üzerinde ağır baskı kurulmuştur.

YSK’nin kararı

Bu beş ana başlıktan oluşan raporda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) almış olduğu ‘mühürsüz oy pusulası ve zarflarının geçerli sayılacağı’ yönündeki kararın yasaya açıkça aykırı olduğu ve en büyük ihmalin bu olduğu vurgulanıyor.

Raporda “Bu karar ile referandumun demokratik meşruiyeti oluşmamış, Yüksek Seçim Kurulu hukuki meşruiyetini yitirmiş ve güvenilmez bir kurum haline gelmiştir” deniliyor.

‘Hayır’a yönelik baskılar

Anayasa değişiklik teklifinin Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmesinden referandumun gerçekleştiği güne kadarki yaklaşık 85 günün bilançosu ise şu verilerle özetleniyor:

“Hayır” çalışması yürüten 2462 kişi (2165’i HDP ve bileşenleri) gözaltına alınmış, 453 kişi (429’u HDP ve bileşenleri) tutuklanmıştır. 29 kişinin yaralandığı, 1 kişinin yaşamını yitirdiği bu süreçte bize ulaşan bilgilere göre “Hayır” çalışmalarına 151 fiziki saldırı gerçekleşmiştir.

“HDP’siz süreç”: Tutuklamalar, gözaltılar, kayyumlar

Raporda referandumun ‘en eşitsiz koşullarda’ gerçekleştirildiği, hükümetin HDP’siz bir süreç izlemeyi planladığı ifade ediliyor. Bu duruma ilişkin veriler de rakamlarla şöyle aktarılıyor:

OHAL koşullarında ve Eş Genel Başkanlarımızla birlikte 13 milletvekilimizin ve binlerce merkez, il, ilçe yöneticimizin ve üyemizin tutuklu bulunduğu koşullarda, siyasi eşitliğin ve temel insan haklarının çiğnendiği bir ortamda referandum çalışmaları iktidar tarafından türlü yollarla engellenmiş, ciddi hak ihlalleri yaşanmıştır.

Partimiz üyesi ya da bileşeni en az 6 bin 500 kişi gözaltına alınmış, bu arkadaşlarımızdan en az 1600’ü tutuklanmıştır. Bir yıl öncesine gittiğimizde ise, 24 Temmuz 2015’te çatışmalı sürecin yeniden başlamasından bu yana günümüze dek partimize ve bileşenlerine yönelik gerçekleşen siyasi operasyonlar neticesinde en az 11 bin arkadaşımız gözaltına alınmış, aralarında Eş Genel Başkanlarımız, milletvekillerimiz, il/ilçe eş başkanlarımız, yöneticilerimiz ve parti üyelerimizin bulunduğu 3 binden fazla HDP’li tutuklanmıştır. Siyasi operasyonlar ile HDP örgütsel olarak felç edilmeye çalışılmıştır:

  • Temmuz 2015’ten bu yana 38 HDP il eş başkanı, 97 HDP ilçe eş başkanı tutuklanmıştır. Şu anda yönetimde olan 28 il eş başkanı, 84 ilçe eş başkanı, 1 belde eş başkanımız tutukludur.
  • Temmuz 2015’ten bu yana Eş Genel Başkanlarımızla birlikte 13 milletvekilimiz, 2 Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve 5 Parti Meclisi (PM) üyemiz, 750’yi aşkın il ve ilçe yöneticimiz tutuklanmıştır.
  • Başkanvekilleri dâhil 83 belediye eş başkanı tutuklanmış, 84 belediyeye ise kayyum atanmıştır.

Referandum sürecinde Kürt kentlerinde sıkıyönetim koşullarında çalışma yürütülebildiğinin kaydedildiği raporda çalışmalar boyunca karşılaşılan sorunlar ise şöyle aktarılıyor:

  • Kayyum atanan belediyelerin kaynakları açılış ve mitinglere lojistik destek için seferber edilmiştir. Kamusal bir hizmet olan toplu taşıma hizmeti ‘hayır’ mitingleri gerçekleşmesin diye durdurulmuştur.
  • Yurttaşlar bizzat aşıyla, işiyle, rızkıyla tehdit edilerek baskı altına alınmıştır. Hatta kırsal kesimlerde bu tehditler “Hayvanlarınızı meraya çıkartmayız!” noktasına kadar vardırılmıştır.
  • Evleri yakılıp yıkılanlara verileceği söylenen TOKİ evleri bile tehdit ve şantaj aracına dönüştürülmüştür.
  • Muhtarlar sonuçlardan mesul tutularak tehdit edilmiş, kimileri gözaltına alınmıştır.
  • Seçim şarkımız Bakan’ın emriyle yasaklanmıştır. Seçim otobüslerimize ve araçlarımıza el konulmuştur. Eş Genel Başkanlarımızın fotoğraf ve afişleri, dağıttığımız el ilanları ve broşürler yasaklanmıştır. Billboardlarımız sık sık sökülmüştür.
  • OHAL gerekçesiyle Urfa, Van, Hakkari gibi birçok ilde toplantı ve gösteriler valilikler tarafından yasaklanmıştır. Kimi ilçelerdeki sokağa çıkma yasakları kampanya boyunca da sürmüştür. Kimi yerlerde de özel güvenlikli bölgeler ilan edilerek yurttaşın nefes alması bile engellenmiştir.
  • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 21 Mart Newroz etkinlikleri referandum çalışması yapılamasın diye her yerde yasaklar ve engellerle yüz yüze kalmıştır. 15 Şubat ve 21 Mart Newroz dönemlerinde kapsamlı operasyonlar düzenlenmiş, yüzlerce üye ve yöneticimiz gözaltına alınmıştır. 15 Şubat döneminde gözaltına alınan 655 üye ve yöneticimizden 110’u tutuklanırken; Newroz kutlamalarının düzenlendiği 21 Mart haftasında ise gözaltına alınan 437 üye ve yöneticimizden 93’ü tutuklanmıştır.
  • Seçim otobüsünden selam verdiğimiz yurttaşlar polis kamerasıyla tek tek kayıt alınarak taciz edilmiştir. Diyarbakır, Adana, Mersin gibi illerde kendi mitinglerimize parti sözcüsü ve milletvekilleri olarak girmekte güçlük çekilmiştir.

HDP’li görevlinin bulunmadığı bin 157 sandıkta yüzde 90 ‘Evet’ oyu

Raporda HDP’ye yönelik baskıcı politikalara dair veriler ise şöyle sıralanıyor:

  • HDP’nin oy oranının yüksek olduğu bazı bölgelerde sandıklar, başka okullardaki sandıklarla birleştirilmiştir.
  • Birçok ilde sandık başkanı adaylarımızın üzeri çizilmiş, sandık başkanlarımız değiştirilmiştir. Kürt kentlerinde en az 140 sandık kurulu başkanımız ‘kötü ünleri’ öne sürülerek görevden alınmıştır.
  • İlçe seçim kurulu üyelerimize; “bu iş büyük sorumluluktur, büyük cezaları var, sorumluluğunu siz alacaksınız” denilerek, tehdit ile kurul üyelerimizin ve ilçe örgütlerimizin geri çekilmelerine yol açılmıştır. 2022 adayımız ise kuraya girmeden önce reddedilmiştir.
  • Birçok yerde müşahitlerimizin sandık çevrelerine alınmaması, müşahitlerin dövülerek sandık alanından uzaklaştırılması, açık oy kullanmaya zorlama gibi ihlaller söz konusu olmuştur.
  • Birçok Kürt kentinde yurttaşlar asker, jandarma ve korucu baskısı ve silah tehdidi altında oy kullanmak zorunda kalmışlardır. Örneğin ağırlıklı olarak sadece HDP ve AKP’nin oy aldığı 18 ilde (Adıyaman, Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Dersim, Elazığ, Hakkâri, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Urfa, Siirt, Şırnak ve Van) 420 sandıkta “0” hayır oyu çıkmıştır. Bu sandıkların neredeyse tamamı köylerde kurulmuş sandıklardır. Buradaki seçmen sayısı 61 bin 711’dir. Bunlardan 366’sında sandık kurulu üyemiz olmamıştır. Yine bu illerde bin 118 sandıkta ise “evet” oy oranının yüzde 90 ve üzerinde çıktığı tespit edilmiştir. Buradaki seçmen sayısı 237 bin 121’dir. Bu sandıkların da 791’inde sandık kurulu üyemiz olmamıştır. Yani 1538 sandıkta toplam seçmen sayısı 298 bin 832’dir. Bunlardan bin 157’sinde sandık kurulu üyemiz bulunmamıştır. Oylama öncesinde Vali, Kaymakam, Jandarma ve Emniyet amirleri köy muhtarlarını çağırıp “hayır” oyu çıkmaması yönünde baskı yapmışlardır. Seçim gününde ise bu illerde birçok köy muhtarı açık oy kullandırmıştır.

“Hileyi içinde barındıran şaibeli ve demokratik meşruiyeti bulunmayan bir seçim”

Raporun sonuç bölümünde ise Anayasa referandumunun eşit olmayan bir ortamda gerçekleştirildiği, oy sayım prosedüründe YSK’nin ‘hukuk dışı’ bir biçimde son an değişikliği ile seçim güvencesini ortadan kaldırdığı, Anayasa referandumunun uluslararası standartlara uyumun gerisinde kaldığı ve demokratik meşruiyetin sağlanamadığı vurgulanıyor.

Yine raporda Anayasa referandumunda idari kaynaklar ve kamu imkanlarının “Evet” kampanyası lehine hukuksuz olarak kullanıldığı kaydediliyor.

Medyada HDP başta olmak üzere muhalefetin kriminalize edildiğinin belirtildiği raporda şu ifadeler yer alıyor:

Tüm bu özellikleri ile 16 Nisan Referandumu tarihe birçok usulsüzlüğü ve seçim ihlalini, hileyi içinde barındıran şaibeli ve demokratik meşruiyeti bulunmayan bir seçim süreci olarak geçmiştir. Bundan sonra da toplumun yarısı tarafından böyle bilinecek ve hatırlanacaktır.