Ana SayfaGüncelYAŞAM EYLEMİ | Dans edebilirsiniz

YAŞAM EYLEMİ | Dans edebilirsiniz

Aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.

[Fyodor Dostoyevski]


AYTÜL HASALTUN


Günaydın herkese.

Dans ederken yaşanan en büyük engellerden biri de size sürekli nasıl göründüğünüzle ilgili kırıcı ve olumsuz sözler söyleyip duran iç sesinizdir. Bu ses bazen öyle çok konuşur ki adım atmaya bile cesaretiniz kalmaz. Eski deneyimlerden gelen, bazen sadece bir bakış, tek bir jest bile felç edebilir. Kendinize güveniniz paramparça ve yerlerdedir. Ama biliyor musunuz yalnız değilsiniz. Meslek hayatım boyunca ben de bu sesin esareti altında oldum uzun bir süre ve pek çok harika hareket ettiği ve mükemmel bir tekniği olduğu halde kendini sürekli yeren dans öğrencileriyle karşılaştım. Teknik öğrenilebilen bir şeydir ve onun için konservatuara ya da dans derslerine gidersiniz zaten. Ancak tekniğiniz kusursuz olsa da kendinizi yargılıyorsanız durum elbette çok daha farklı.

Her şeyden önce yaptığınız hareket ne olursa olsun biricik ve tektir. Sanatın doğası gereği. Nasıl ki parmak izlerimiz birbirine hiç benzemiyorsa, aynı gibi olan mideden, karaciğerden bizde de olduğu haliyle farklılıklarımız varsa hareket etme halimiz de farklıdır. Tıpatıp aynı hareketi yapıyor olsak da. Onun için öncelikle biricik ve tek olduğunuzu önce kendiniz bilmelisiniz. İkinci olarak dansınızı sadece nezaketine güvendiğiniz kişilerle paylaşmalısınız. Sizi destekleyecek arkadaşlar ve yine sizi destekleyecek eğitimcilerle beraber olmak büyük fark yaratır. Eski tip yetiştirilme tarzında benim “kamçılama” diye tabir ettiğim bir anlayış hakimdi. Öğrenciyi teknik olarak üst seviyeye sıçratmanın yolunun onu duygusal olarak ezmek olduğu düşünülürdü. Sadece sanat derslerinde değil sporda da ve hatta bir büyüğünüz size yemek yapmayı öğretirken bile aynı şekilde davranmış olabilir. Ama bu nezaket yoksunu davranış,  pek çok kişinin ilgilendiği şeyle bağını koparabilecek kadar güçlü bir duygu yoğunluğu yaratabilir. Sizi sürekli eleştiren, olmamış yetmez deyip duran o baskıcı tutumdaki tanıdıklarınızdan bu kim olursa olsun derhal uzaklaşmanız gerekir.

Sanat en içten duygularınızla tüm kalbinizi dünyaya açmak demektir ve bu sizi sürekli yeren gözlerden kendinizden uzak tutmak, kendinize yapacağınız en büyük iyiliktir. Kendinize karşı bu yargılayıcı tutumunuzu hissederseniz şunu sorun: “bu kimin gözleri?” Ve unutmayın siz o değilsiniz ve onun tutumunu kendinizden uzaklaştırıp en harika ve biricik halinizle dans edebilirsiniz.