Ana SayfaManşetAmedspor’un ‘felekle’ oyunu – NURHAK YILMAZ

Amedspor’un ‘felekle’ oyunu – NURHAK YILMAZ


NURHAK YILMAZ


Bu şehir Diyarbekir / Zemini kayalıktır / İklimi serttir / İnsanları cesurdur, merttir / Kötü tanıtmış o da felektir / Feleğin çarkını bozanlardanız

Böyle yazıyor Amedspor’un son lig maçını oynadığı stadın duvarında. Eski Türk filmlerinden, biraz Yılmaz Güney kokan bir replik gibi. Diyarbakır’ın Sur’unda, şehre has kabadayılar yani qırıxların mekanı Melikahmet’te sokağa fırlatır gibi bağırılmış bir nara gibi. Bir omuzu düşük, tek kaş kalkık. Ama el uzatsan yumuşayacak. O kadar naif. Yine de içeriden, ta aşağılardan kabarıp gelen bir isyan…

Burası futbolun “er meydanı”, “erkekliğin kitabının” yazıldığı bir zemin. Belki de bundan sebep ne spor “kardeşlik” kokuyor, ne “yarışta” adalet var…

Duvardaki sözde de denildiği gibi burası Diyarbakır. İsmi bile “bölücü” bulunduğundan, ancak bir yılda resmileşebilmiş Amedspor’un evi. Kendi sahasında, futbol terimiyle “kendi evinde” bile tedirgin. Kapıda TEM, JÖH, PÖH, asayiş, çevik tüm birimler bekliyor. Çünkü “erkek devlet” için çarka su taşıyan futbol dişlisi burada “arıza” veriyor. Arızaya ilk müdahaleyi de genelde kolluk yapıyor.

Böylesine “büyük görev” biçilmiş bu spor dalına sadece polis değil, mesela futbol federasyonu, onun hakemi, medyası, gazetecisi, yetmedi memleketin geriye kalan bütün takımlarının taraftarları korkuyor. Yeri geldiğinde tüm memleket bir olup linç ediyor, sözlü veya sopalı…

Velhasılı kelam “bozuk düzende sağlam çark olmak” mücadelesi çok pahalıya patlıyor. Ya da sadece Sivasspor, İstanbulspor gibi, bir şehri yeşil sahada temsil etmeye çalışıyor Amedspor…

Fotoğraf: Nurhak Yılmaz

Söz konusu Diyarbakır olunca da hepimizi cumartesi günü stada götüren sebepler ortaya çıkıyor. “Çocuklar ölmesin maça gelebilsin” diye pankart açtığı için, galibiyetini sokağa çıkma yasaklarının mağdurlarına adadığı için, taraftarı “ideolojik propaganda yaptığı” için cezalandırılmış bir takımın maçına gittik cumartesi günü. Trafik kazasında yaşamını yitiren kaptanına ağlarken, gözyaşlarıyla alay edilen “darısı diğerlerinin başına” denilen bir takımdı maçına gittiğimiz. Oyuncusunun dövmesi, taraftarının tezahüratı, sahadaki çimin rengi bile neredeyse “cezalandırılmış” bir takımdı Amedspor.

Yani şehrinin kaderini yaşamıştı. Elbet bu bir tercihti. Yazının başındaki söze dönersek, “kendisini kötü tanıtmış feleğin çarkıyla” dövüşmeyi seçmişti Amedspor. “İşin” karakterine bir kez ters düşmüştü. Bu nedenle deyim yerindeyse vuruşa vuruşa birinci ligin kapısına dayanmıştı. Üstelik bunu, şehrin sokakları alev alev yanarken yapmıştı. Fonda çatışmalar yaşanırken, Amedspor yeşil sahada ırkçılığa, tüm saldırılara ve “gözünün üzerinde kaşın var” cezalarına direnmişti…

Ancak şehrinin kimlik mücadelesini bir borç gibi üzerinde taşıyan Amedspor’un tüm oyuncuları sanıldığı gibi Diyarbakırlı değildi. Hatta çok az sayıda oyuncusu bu şehirdendi. Manisalı, Hataylı, İstanbullu, Ankaralı, İzmirli, Zonguldaklı, Denizlili oyuncular çoğunluktaydı. Batıdaki maçlarda takımın uğradığı saldırılar en fazla bu oyuncuları sarsıyordu. Halbuki bir sezon önce Karadeniz veya Ege’de bir yerlerde oynuyorlardı. Futbolun cilvesi işte, yolları Fırat’ın bu tarafına düşmüştü…

Bir de trafik kazası sonucu hayata veda eden kaptan Şehmus var. Kaptan Diyarbakırlıydı. Ve eğer futbol bir centilmenlik yarışıysa, O bu yarışın en centilmen isimlerinden biri olarak tarihe adını yazdırdı…

Cumartesi gününe dönelim ve Kaptan Şehmus’la devam edelim. Stadın her yerinde, maça gelenlerin özellikle çocukların sırtlarında ve tezahüratlarda Şehmus var. Geride kalmak üzere olan sezonda yaşanan tüm eziyetlerin bileşkesi olmuş Şehmus herkes için. Galibiyet, zafer de ona adanmak isteniyor. Taraftarın deyimiyle “feleğe inat, zafer cennetteki Şehmus’a” gitsin istiyor herkes.

Maçın başlamasını, 1990’lı yıllarda bölgeyi kasıp kavuran marşlara yazılmış yeni Amedspor marşlarını dinleyerek geçiriyoruz. Amedspor Direniş Taraftar grubunun bulunduğu Ben u Sen tribünündeyiz. Mikrofonda bir ses, gruba Kürtçe – Türkçe sesleniyor; “Direniş, kalkın, ser piya!” Taraftarın karşısına geçiyor bir amigo, “Amedspor şampiyon olmuş çok önemli değil, Amedspor dünyanın şeref takımıdır. Herkes şampiyon olur ama herkes Amedspor olamaz. Çıkacaz İstanbul’daki o takımlara kafa tutacağız” diyor. Herkesi, hepimizi tek kimlikte birleştiriyor bu sözler. Misafir takım için, “Vurmayın arkadaşlar ben yaralıyam” türküsü çalınıyor!

Protokolün oturduğu tribünün tam karşısındayız. Tam maç başlayacak ki, çok kalabalık bir özel harekât, polis, özel koruma ordusuyla takım elbiseli birileri yürüyor protokole. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyum olduğunu tahmin ediyoruz.

Fotoğraf: Nurhak Yılmaz

Maç başlıyor ancak herkesin kulağı İstanbul’da. Sivas Belediyespor – İstanbulspor maçının sonucu Amedspor’un birinci lig yolculuğunu belirleyecek. İlk dakikalardaki birinci golün ardından skor 1-1 oluyor.

Direniş Taraftar Grubu, bir türlü gelmeyen ikinci gol için takımını şarkıyla motive etmeye çalışıyor. “Çocuklar inanın, inanın çocuklar, güzel günler göceğiz” diyor herkes hep bir ağızdan.

Federasyondan cezalı Amedsporun yıldız futbolcusu, Dersimli Alevi Kürdü Deniz Naki, sahayı parmaklıkların arkasından izliyor. İstanbul’dan ikinci gol haberi geliyor. “Sivasspor sırf Amedspor kazanmasın diye maça yedek oyuncularıyla çıkmış. Hiç izin verirler mi Amed birinci lige çıksın” diyor arkadan birileri. Kim bilir belki Sivas’ta yakılarak öldürülen ozan Hasret Gültekin’in türküleriyle büyüyen golcü Deniz Naki, federasyonun verdiği ceza nedeniyle atamadığı golleri düşünüyor kenarda. Sivas Belediyespor’un ise, “Amed birinci lige çıkmasın diye 2 gol yediğini” düşünüyor taraftar. Bulunduğum yer bu görüntüyle bir stadyum, izlediğim şey ise bir futbol maçı olmaktan bir kez daha çıkıyor benim için…

Amedspor maçın ikinci ve son golünü atsa da, birinci lig umudu play-off maçlarına kalıyor. Biz ise kulağımızda Amedspor marşıyla ayrılıyoruz staddan.

Amed direniş öyküsüne güneş oldu büyük taraftar gücüyle,

Güzel günler gelecek elbet,

Şampiyonluk yakındır inan bizimle,

Bakmışsın bir gün güneş doğar bu kederli şehrin üstüne seherde,

Sorduklarında onlar kimdir, Amedspor yiğitleridir.