“Aydoğan ve Yüksekdağ’ın vekilliklerinin düşürülmesi kadın kazanımlarına saldırıdır”

ANKARA – HDP Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararı Gazete Karınca’ya değerlendirdi. Özgökçe, Figen Yüksekdağ ve Nursel Aydoğan’ın milletvekilliklerinin düşürülmesini kadın ‘kazanımlarına yönelik bir saldırı’ olarak değerlendirdi.

Haber: ALTAN SANCAR

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, HDP’nin bir kadın partisi olduğunu belirterek özellikle kadın milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesinin bilinçli bir politikanın ürünü olduğunu dile getirdi.

Hükümetin kadını yalnızca anne ve eş olarak tanımladığını ve bunu yasal düzenlemeler ile hayata geçirdiğini dile getiren Özgökçe Ertan, HDP’nin bu anlayışa karşı çıktığı için hedef olduğunu belirtti.

“Aydoğan ve Yüksekdağ’ın vekilliklerinin düşürülmesi kadın kazanımlarına yönelik bir saldırıdır” diyen HDP’li vekilin değerlendirmesi şöyle:

HDP’ye yönelik operasyonlar siyasidir, çünkü meclis çatısı altında muhalefet yapan ve çoğulculuğu savunan yegane parti HDP’dir. Bizleri susturmak Türkiye halklarına yapılmış büyük bir saygısızlıktır. Özellikle milletvekilliği düşürülen her iki ismin de kadın olması, dikkat çekicidir ancak uygulanan politikadan bağımsız değildir.

HDP yapısı itibari ile Türkiye’deki bütün farklılıkları, inançları ve halkları bir araya getirmeyi hedeflerken, aynı zamanda bir kadın partisi olma özelliğini de taşıyor. Kadınlar, irade olarak HDP çatısı altında yer alıyor ve yetki sahibi konumda duruyor. HDP’yi sistem partilerinden ayırt eden önemli biz özelliği de budur. Net olarak belirtebiliriz ki Aydoğan ve Yüksekdağ’ın vekilliklerinin düşürülmesi kadın kazanımlarına yönelik bir saldırıdır. Kadın kazanımı demek, kadına yönelik her türlü probleme dair politikanın kadınlar eli ile üretilmesi demektir. Hükümetin anlayışına göre ise kadın evin içinde yaşamaktadır, söz hakkı verildiğinde konuşandır. Hükümete göre kadının tek rolü anne ve eş olmaktır. Bu anlayışı tüm yasal düzenlemeler ile de hayata geçirmektedir. HDP’nin bu sisteme karşı çıkan, yani kadının yaşamın merkezinde yer aldığını belirttiğimiz görüşümüz hedef alınmaktadır. İlk olarak iki kadın milletvekilinin vekilliklerinin düşürülmesi de tam da bu nedenledir.

Türkiye’de yargının hali içler acısı

Anayasa Mahkemesi’nin tutuklu HDP’li vekiller için kararını henüz vermediğini hatırlatan Özgökçe Ertan, AYM’nin yargının itibarını kurtarmak için bir an evvel kararını vermesi gerektiğini de belirtti.

Bir hukukçu olarak söyleyebilirim ki Türkiye’de yargının hali içler acısı. Yargının tarafsız olmaması, tamamen hükümetin talimatı ile hareket eder olması hepimizin gözleri önünde gerçekleşen vahim bir durum. Türkiye’de adaletin dağıtılamıyor olması, halkların yargıya güvenini zedelemiş halde ve bunu yalnız biz siyasetçiler değil, toplumun kendisi dile getiriyor. Aynı zamanda Türkiye’nin entegre olduğu birçok uluslararası kurum da Türkiye’de adaletin dağıtılamadığını dile getiriyor.

Anayasa Mahkemesi, yargının itibarını kurtarmak istiyorsa ve gidişata dur demek istiyorsa tutuklu milletvekillerin durumuna ilişkin kararını bir an önce vermelidir. AYM, sorumluluk üstlenmeli ve ilkelerine ve içtihadına uygun bir karar vermelidir. Görüyoruz ki yargıda yer alan bir kesim hukuku uygulamak istiyor, ancak uyguladığı anda da ya tutuklanıyor ya da sürgün ediliyor. Yani hükümetin talimatlarına aykırı davrananların iş güvenliğinin mevcut olmadığını görüyoruz. Bizler aynı zamanda Anayasa Mahkemesi’nin bu gidişata dur demesi, sorumluluk alması ve yargıya olan güveni yeniden tesis etmesi için de mücadele ediyoruz.