Bülent Şık: Ahmet hep hak haberciliği yaptı; dün Cemaat bugün iktidar tutukladı

HABER MERKEZİ – 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeni ile Gazete Karınca’ya açıklamalarda bulunan tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın ağabeyi Dr. Bülent Şık, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaparak tutuklu gazeteciler ile dayanışmanın büyütülmesinin önemine vurgu yaptı.

Haber: ALTAN SANCAR

Aralık ayında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’ın ağabeyi Bülent Şık, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü nedeni ile yaptığı değerlendirmede,  gazetecilere yönelik baskısının temelinde AKP’nin totaliter politikalarını egemen kılmak istemesinin yattığını belirterek, gazetecilerin özgürleşmesi için kamuoyunun duyarlılık göstermesinin önemine dikkat çekti

Haberleri iktidarı rahatsız etti

Bülent Şık, yaşanan son tutukluluk ardından hazırlanan iddianamede kardeşi Ahmet Şık’ın yalnızca gazetecilik faaliyetleri nedeni ile suçlandığını belirterek, Şık’ın yalnızca vicdanı ve meslek etiği ile hak haberciliği yaptığına vurgu yaptı.

Şık’ın geçmişte de Gülen Cemaati tarafından tutuklandığını hatırlatan Bülent Şık sözlerini şöyle sürdürdü:

Ahmet Şık’ın son tutukluluğu için hazırlanan iddianamede herhangi bir suçlamanın yöneltilemediğini görüyoruz. Yalnızca yaptığı haberler ve sosyal medya paylaşımları suç unsuru olarak yer almış durumda. Hazırlanan iddianame o kadar absürd ve ciddiyetsiz ki, gözaltına alındığında isnat edilen suçlamalar ile hazırlanan iddianamede yer alan suçlamalar bile birbirinden farklı durumda.

Ahmet, 27 yıldır gazetecilik yapıyor. Gazetecilik anlayışı hak haberciliğine yönelikti. Hep hak haberciliği yaptı. Muhabir olarak çalışmayı, sokakta olmayı seven bir gazeteci. Kendi vicdanı ve gazetecilik etiği çerçevesinde mesleğini yapmaya çalıştı hep.

Yaptığı haberler ve yazdığı kitap nedeni ile Gülen Cemaati’nin bir operasyonu ile 6 yıl önce tutuklanmış ve 13 ay tutuklu kalmıştı, bugün de yaptığı haberler iktidar tarafından rahatsız edici bulunduğu için tutuklandı.

İyi gazetecinin başının derde girmemesi mümkün değil

AKP’nin kendi totaliter politikalarını egemen kılmak amacı ile gazeteciliği baskı altına aldığını belirten Bülent Şık, “İyi bir gazeteci, bürokrat ya da akademisyen olmaya çalışan herkesin başının iktidar ile derde girmemesi mümkün değil” dedi.

Tutuklu tüm gazeteciler için kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapan Şık şunları kaydetti:

Türkiye’deki 25-30 yıla yayılan neoliberal politikaların en şiddetli uygulayıcılarından biri AKP oldu. Bu politikalara karşı çıkan, eleştiren herkesi düşman olarak gören bir siyasal iktidar var işbaşında. İktidarın kamu yararı anlayışı ve bu anlayış çerçevesinde yaptığı uygulamalar hem kamuyu ve hem de kamunun çıkarlarını ortadan kaldırıyor aslında. Dolayısıyla hala kamudan, kamu yararının ne olduğundan söz eden; yapılan icraatlardaki sorunlu yanlara dikkat çeken insanlar, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri bir sorun olarak görülüyor AKP hükümetince. OHAL uygulamaları da kamu yararını bütünüyle ortadan kaldıracak icraatların yapılmasını kolaylaştırdı ve daha da kolaylaştıracak. Kürt meselesinde barış yanlısı olan, toplumsal sorunlarımızı barışçı bir çerçevede çözülmesini isteyen insanlar da birer sorun olarak görülüyor AKP hükümetince; çünkü bu hükümetin baskı ve şiddeti artırmaktan başka çaresi yok işbaşında kalabilmek için.

Uzun vadede toplum çok şey kaybedecek ve bunu dile getirecek akademisyenler, gazeteciler ya işsiz ya da hapiste. Bugün, hukuktan, kamu kurumlarından ve işleyen bir bürokrasisinden bahsetmek imkânsız hale geldi. Gazetecilik kamu yararına yapılan en önemli faaliyetlerden biri ve dolayısıyla iktidar tarafından en çok susturulmak istenen mesleklerin de başında geliyor. Bu şartlar altında seküler bir onur anlayışı ile mesleğinin gereğini yapmaya çalışan bir gazeteci, yazar, bürokrat ya da akademisyenin başının iktidar ile derde girmemesi mümkün değil. Bir mesleği etik çerçevesine bağlı kalarak yapmaya çalışmanız bile muhalif olarak nitelenmenize neden oluyor artık.

Gazetecilerin özgürlüğü kamuoyunun duyarlılığına bağlı

AKP’nin totaliter politikalarını egemen kılmak için gazetecileri hapsettiğini söyleyen Bülent Şık, iktidarın medyayı kendi çıkarlarına göre dizayn ettiğini belirtti.

Tutuklu bulunan gazetecilere sahip çıkılması gerektiğine vurgu yapan Şık, kamuoyunun göstereceği duyarlılığın gazetecilerin özgürlüğünün önünü açacağına vurgu yaptı.

AKP’nin gazetecilere karşı, gazetecilerin hakikat arayışına karşı kendi totaliter politikalarını egemen kılmak için başvurduğu politikaların başında işsiz bırakmak, hapsetmek geliyor. İktidar kendi çıkarlarına göre medyayı dizayn etti zaten. Medyanın da bu konuda herhangi bir onurlu duruş sergilediği söylenemez. Zaten ülkemiz yazılı ve görsel medyasında gazetecilik meslek etiğine bağlı olan ya da bağlı kalabilmiş kurumlardan söz etmek hep zordu. Bir avuç gazete ve birkaç internet portalı kaldı şimdi geride. Ahmet ve tutuklu bulunan tüm gazetecilerin durumunu da bu açıdan değerlendirmek gerekiyor, çünkü iyi gazetecilik yaptıkları için iktidar tarafından muhalif olarak kodlanan ve tutuklanan isimler.

Tutuklu gazetecilere sahip çıkılması gerektiğini bir kere daha hatırlatmak gerekiyor. Kamuoyunun göstereceği duyarlılık gazetecilerin özgürlüğünün önünü açacak ve gazetecilik mesleğinin üzerindeki baskıların ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır. Umarım bu olur.