Ana SayfaDünyaErdoğan-Trump buluşması: Görüşmenin Suriye kısmı başlamadan bitti mi?

Erdoğan-Trump buluşması: Görüşmenin Suriye kısmı başlamadan bitti mi?

HABER MERKEZİ – Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyaz Saray’da ABD Başkanı Trump ile bir araya gelecek. Kritik randevunun en önemli gündemi, ABD yönetiminin YPG’ye ağır silah desteği ve Fethullah Gülen’in iadesi. Analistlere göre Erdoğan’ın görüşmeler öncesi elini güçlendirmek için yaptığı Şengal ve Rojava harekâtları istenilen sonucu vermedi ve aksine ABD ile Rusya, eşzamanlı operasyonları eleştirerek, YPG ile sınır boylarında birlik konuşlandırarak ve bunun basına yansımasını sağlayarak Türkiye’ye emrivakiye izin vermeyecekleri mesajı verdi. Yine hem hava saldırısının ardından verilen mesajlar hem de ABD yönetiminin YPG’ye silah desteği Trump-Erdoğan görüşmesinin Suriye kısmının bir yönüyle başlamadan bittiğine işaret ediyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın  arasındaki ilk görüşme bugün Beyaz Saray’da gerçekleşecek. Daha önce yalnızca telefonla görüşen Erdoğan ve Trump, yarın ilk kez yüz yüze görüşecek.

Görüşmenin kuşkusuz en önemli gündeminin ABD yönetiminin Rakka’nın IŞİD’den kurtarılması için operasyonu yürüten YPG’ye silah desteği ve Fethullah Gülen’in iadesi olması bekleniyor.

ABD’nin YPG’ye silah desteği Türkiye cephesinden tepkiyle karşılanmıştı.

Yıldırım: ABD bizi yeterli görmemiş, Erdoğan: İtibar etmediler

ABD’nin YPG’ye silah temini kararına ilişkin konuşan Başbakan Binali Yıldırım, ABD Savunma Bakanı James Mattis’le yaptığı görüşmeyi anlatmış ve “Türkiye’nin teklifini Rakka’daki operasyonu yapacak kapasitede görmemişler, daha doğrusu onların askerleri, sahadakiler bu bizim tekliflerimizi yeterli bulmamışlar” ifadelerini kullanmıştı.

ABD ziyareti öncesi Çin gezisi sırasında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Türkiye’nin IŞİD’le mücadele etmediği söylemenin “yalan” olduğunu söylemiş ve “Obama yönetiminin iftirasıdır” demişti.

Erdoğan, “Eğer stratejik müttefiksek ittifak içinde karar almamız lazım. İttifaka gölge düşecekse başımızın çaresine bakmamız lazım” diye konuşmuş ve “SDG’ye, SDF’ye ihtiyaç yok. Gerekirse ayrıca destek veririz ve meseleyi hallederiz. Baştan beri bunu söyledik, ne yazık ki buna itibar etmediler. Amerika’da bazı haddini bilmezlerin oyunlarıyla, yazılı görsel medyanın oyunlarıyla ‘Türkiye DEAŞ’a karşı gerekeni yapmadı’ diyerek iftira etmeye kalkışıyorlar” ifadelerini kullanmıştı.

Muslim: ABD ve Rusya da biz masada olmadan Suriye’de siyasi bir çözüm olmayacağını iyi biliyor

ABD’nin YPG’ye silah temini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında yapılacak görüşmeye ilişkin konuşan PYD Eş Başkanı Salih Muslim, “ABD’nin YPG tavrı net, Türkiye gerçeği kabul etmeli. ABD ve Rusya da biz masada olmadan Suriye’de siyasi bir çözüm olmayacağını çok iyi biliyor” açıklamasında bulunmuştu.

‘Erdoğan’ın elini güçlendirmek için yaptığı hava saldırıları sonuç vermedi’

Görüşme öncesinde Türkiye tarafından atılan kritik çıkışlardan biri de Şengal ve Rojava’ya 25 Nisan’da düzenlediği hava saldırısı olmuştu.

Bazı analistlere göre Erdoğan’ın görüşmeler öncesi elini güçlendirmek için yaptığı Şengal ve Rojava harekâtlarının istenilen sonucu vermedi ve aksine ABD ve Rusya’nın eşzamanlı operasyonları eleştirmesi, YPG ile sınır boylarında birlik konuşlandırarak ve bunun basına yansımasını sağlayarak Türkiye’ye emrivakiye izin vermeyecekleri mesajı verildi.

Analistlere göre hem hava saldırısının ardından verilen mesajlar hem de ABD yönetiminin YPG’ye silah desteği Trump-Erdoğan görüşmesinin Suriye kısmının bir yönüyle başlamadan bittiğini gösteriyor.

Tüm bunların Türkiye’nin Rakka ve DSG’ye yönelik talep ve planlarının kabul görmeyeceğine işaret ettiğini belirten analistler görüşmede Suriye’ye ilişkin yeni bir şey çıkmasının tek şartının Erdoğan’ın ABD’nin mevcut politikasını harfiyen kabul etmesi olduğu görüşünde.

‘Türkiye’ye özel uygulama’

Amerikan’ın Sesi sitesi konuyla ilgili uzman görüşlere yer verdiği haberinde Türkiye uzmanlarından Joshua Walker Türkiye’nin, “Erdoğan’ın Washington ziyaretini”, Nisan sonunda açıklamasına karşın, Beyaz Saray’ın konuyla ilgili açıklamayı ziyaretten sadece birkaç gün önce duyurmasının Türkiye’ye özel bir uygulama olmadığını belirtiyor.

Amerikan’ın Sesi’nin Erdoğan-Trump görüşmesindeki olası gündemleri ve bu gündemlerin sonuçlarına ilişkin haberde konuşan Joshua Walker’ın tespitleri şöyle:

Şu andaki yönetim sıradışı bir yönetim. Normalde bu tür açıklamalar koordineli yürütülür. Ankara ve Washington aynı zamanda duyurur. Çünkü her iki taraf da kendi iç kitlelerine hitap ediyor. Türkiye tarafı kendi bakış açısıyla ‘Evet önemliyiz, Washington’a gidiyoruz’ diyor ama Trump tarafı için bu o kadar da önemli değil. Ama Beyaz Saray yalnızca Erdoğan’ın bu ziyaretini değil, tüm dünya liderlerinin ziyaretlerini duyurmakta gecikiyor. Yani bu başkanlık koltuğunda Donald Trump’ın oturduğu bir Beyaz Saray için normal bir durum.

‘Top şimdi Erdoğan’ın sahasında, neyi seçecek?’

Peki, bu ziyaret Türkiye-Amerika ilişkilerinin geleceği açısından ne anlam ifade ediyor? İşte bu sorunun cevabı Walker’a göre masada hangi konuların öncelikli olacağına bağlı:

Neler olacağını bekleyip göreceğiz. Bu (ABD’nin Suriyeli Kürtlere silah verme kararı) bir darbeydi. Erdoğan için öncelik, Amerika’dan Suriyeli Kürtleri silahlandırmayacağı konusundaki taahhüdüydü. Özellikle de YPG, çünkü YPG, PKK ile aynı. Bekleyip görmek lazım, aslında bu karar açıklanmadan önce Trump-Erdoğan görüşmesinin çok olumlu geçeceğini düşünebilirdim. Ancak Erdoğan’ın önünde zorlu bir mücadele var. Bir NATO müttefiki, teröristleri silahlandırdıktan sonra nasıl bir yol izleyecek. Top şimdi Erdoğan’ın sahasında. Hangisini seçecek? Kabul mü edecek ‘Tamam sorun yok, boşver, sırada ne var mı?” diyecek, yoksa ‘Ne yapıyoruz?’ mu diyecek? Bence soru; bir sonraki adımda neye odaklanacağı. Madem Kürtler’in silahlandırılması konusunda savaşı kaybetti, o zaman bir sonra yapılacak şey ne? ‘Bu alandan daha fazlasını alamaz mı’ diyecek? Ortak harekatları mı durduracak? ‘Fethullah Gülen’in iadesini mi isteyecek?

Türkiye çantasında nelerle geliyor? Joshua Walker’a göre bu çanta ağır. Çünkü Türkiye ile Amerika’nın çıkarlarının çatıştığı birçok konu var. Mesele Erdoğan’ın Ankara’ya bu ziyaretten hoşnut dönüp-dönmeyeceği…

Joshua Walker, şöyle diyor:

Erdoğan’ın ne istediğine bağlı. Eğer Erdoğan’ın önceliği Suriyeli Kürtlerse, Gülen’ün durumunun değişeceğini düşünmüyorum. Ama derse ki, ‘Kürtleri unutun Fethullah Gülen’i istiyorum. Fethullah Gülen’i iade etmeden Türk Amerikan ilişkileri düzelmez’ o zaman bazı şeylerin değiştiğini görebiliriz. Burada Türkiye ile ilgili birçok mesele var. Erdoğan Amerika’nın iç sistemini değiştirecek ne yapabilir? Amerika’nın işleyen bir sistemi var. Mahkemelerimiz var. Tutuklama talebi, iade talebi, bunların hepsi mahkemelerde çözülecek. Dışarıdan müdahale belki Türkiye’de işe yarayabilir belki başka bir ülkede de işe yarayabilir ama Amerika’da asla işe yaramaz. Bekir Bozdağ ile Jeff Sessions arasındaki görüşmede de bu ele alındı. Nasıl beraber çalışabiliriz? Bu mesele çok önemli ama Türk-Amerikan ilişkileri de çok önemli ve tek bir adam yüzünden Trump yönetimi ne pazarlığı yapacak bu önemli. Trump, Fethullah Gülen’den Rıza Sarraf’tan ya da Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı’ndan kurtulmak isterse bunu yapabilir ama bunun bir bedeli olur. Türkiye de öder bu bedeli, Trump da… Çünkü bir başka liderin talebini yerine getiriyor görünecek. Sanırım Türk tarafının bu konudaki hassasiyetleri anlaması lazım. Erdoğan-Trump buluşmasının öncesinde üst düzey ziyaretler yapılamamasının nedeni de bu.