Ana SayfaÇeviriKÜRT DİL BAYRAMI | Kamîran Ali Bedir-Xan’dan ‘Ülke Edebiyatı’

KÜRT DİL BAYRAMI | Kamîran Ali Bedir-Xan’dan ‘Ülke Edebiyatı’

Fikir ve his kendi dilinin etrafında birleşiyor, kendi his ve fikirleriyle tutunuyor ve kendini tanımanın peşine düşüyor. Böyle olmasa, yabancı fikirler ve hisler içimizde yer edinip, kalbimizde ve aklımızda tutunup kendi manevi değerlerimizi değiştirip dönüştürmeye başlar.


Dr. Kamîran Ali Bedir-Xan

Kürtçeden Çeviren: Ranya Aydın


Bir ülkenin edebiyatı, kendi milletinin duygularından, yaşantılarından, tarihinden ve kalbinden beslenerek gelişir. Edebiyatın kaynağı, o milletin kalbi ve o milletin tarihidir. Ancak böyle bir edebiyat sıcak, renkli ve bir aydınlığa sahip olur. Bu edebiyattan, kaval ve halayın, dağ ezgilerinin ve ninnilerinin sesi duyulur…

Birçok millet çoğu zaman bu gerçekleri duymuyor, görmüyordu. Avrupa’da birçok millet kendi dillerinden bihaberdi. Dillerini zayıf, küçük ve değersiz buluyordu. Bu Dyo’m Ortadoğu ülkelerinde de vardı. Aynı zamanda Kürtler içinde de Bilgin insanlar kendi kitaplarını yabancı dilde yazıyordu. Yüz yıl süren çalışmalardan sonra, Avrupa Batı’da bu durumun böyle yürümeyeceği ve çıkmaz bir yol olduğu anlaşıldı. Çünkü millet başka dilde üretilen bu eserleri okumuyor ve görmüyordu. Bu yüzden bu kişiler kendi dilleriyle yazmaya başladılar. Kalemlerini kendi milletini yazmak için kullanmaya başladılar.

Artık herkes kendini okumaya, kendini tanımaya başladı. Ki buradaki yönelmenin asıl amacı da kendi milletine kimlik ve kültürel bir uyanışa neden olmaktı, ki öyle de oldu… Bundan böyle kendi sınırlarının, kendi sesinin, kendi renginin peşine düşen bir canlanma başladı. Çünkü fikir ve his kendi dilinin etrafında birleşiyor, kendi his ve fikirleriyle tutunuyor ve kendini tanımanın peşine düşüyor. Böyle olmasa, yabancı fikirler ve hisler içimizde yer edinip, kalbimizde ve aklımızda tutunup kendi manevi değerlerimizi değiştirip dönüştürmeye başlar.

Burada anlatmak istediğimiz kendi edebiyatımızı üretmenin ve duyurmanın önemidir, yürümek istediğimiz bu yol açık ve kendiliğinden gelişecektir. Bu yüzden kendi anne ve babalarımızın  dili ile, bu şirin ve güzel dilimiz Kürtçe ile yazmak, Kürtçe ile düşünmek ve hissetmek, Kürtçe stranlar ve öyküler ile tutunmak gerekir. Ki zaten A. Xanî üç yüz yıl önce bu yolu duyurmuştu bize. Yazık ki sonrasındakiler onun peşinden gitmedi. Xanî Kürtçenin zenginliğini daha o zamandan fark etmiş ve bu dilde yazmayanlara aşağıdaki beyitle bildirmiştir:

Safî şemirand vexwari durdî

Manendê durrê lîsanê kurdî

(Saf şarabı bir yana bırakarak tortuyu içti,

İnci gibi dizmek için Kürt dilini tercih etti)

Artık vaktidir Xanî’nin peşine düşmeye…


* Dr. Kamîran Ali Bedir-Xan, Hawar say. 1: 1932
Previous post
Zarrab Davası'nı takip eden avukat: 'Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri dolaylı olarak sanık sandalyesinde'
Next post
KÜRT DİL BAYRAMI | En yabancı dilim