Ana SayfaGüncelMeclis oturumu, Gülmen ve Özakça için çağrıyla başlatıldı: ‘Kulak vermek TBMM’nin görevidir’

Meclis oturumu, Gülmen ve Özakça için çağrıyla başlatıldı: ‘Kulak vermek TBMM’nin görevidir’

ANKARA – TBMM Başkanvekili ve CHP Milletvekili Akif Hamzaçebi, Meclis’teki oturumu 70 gündür açlık grevinde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın eylemine dikkat çekerek başlattı. Hamzaçebi, “Toplumu temsilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu olaya kulak vermesi bizlerin görevidir” dedi.

TBMM Başkanvekili ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Akif Hamzaçebi, Meclis’teki oturumu, işe iade talebiyle 70 gündür açlık grevi eyleminde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın eylemine dikkat çekerek başlattı.

Meclis Genel Kurulu’nda birleşimi açmasının ardından “Gündem dışı konuşmalara geçmeden önce Türkiye’nin gündeminde olan bir konu hakkında görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum” diyen Hamzaçebi, Gülmen ve Özakça’nın açlık grevi eylemi için duyarlılık çağrısı yaptı.

Çebi’nin Meclis’e çağrısı

Gülmen ve Özakça’nın önlem alınmaması halinde hayatlarını kaybedebileceklerini belirten Hamzaçebi, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu olaya kulak vermesi bizlerin görevidir” dedi.

Akif Hamzaçebi’nin Meclis oturumunu açarken yaptığı konuşma şöyle:

Sayın milletvekilleri, hemen yanı başımızda, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yaklaşık 300 metre mesafede, Yüksel Caddesi’nde iki insanımız açlık grevini sürdürmektedir. Bu iki gencimizin açlık grevinde ulaştıkları, geldikleri gün sayısı 70’tir, yani açlık grevinin 70. günündeler.

Sayın milletvekilleri, eğer önlem alınmazsa, bu iki insanımıza kulak verilmezse bunları kaybedeceğiz, ölecekler. İnsan canı her şeyden önemlidir, yaşam hakkı kutsaldır. Haksızlığa uğradığını ifade eden bu iki insanımıza kulak vermek, onları dinlemek, bir yerde bir haksızlık yapılmışsa bu haksızlığı gidermek bütün toplumun, herkesin görevidir. Toplumu temsilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu olaya kulak vermesi bizlerin görevidir.

Ben bu meseleyi sadece hükümetin, sadece toplumun değil aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin meselesi olarak görüyorum. O nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak buradan bu olaya kulak vermenin demokrasinin, yaşam hakkına saygı göstermenin bir gereği olduğunu düşünüyorum.

Buradan aynı zamanda bu iki gencimize de bir çağrıda bulunmak istiyorum. Bizlerin sesine kulak tıkamayın. Adalet için kendi yaşamınızı dahi tehlikeye atabileceğinizi, hayatınızdan vazgeçebileceğinizi ortaya koydunuz. Adaletin toplum için ne kadar gerekli olduğunu gerçekten ifade ettiniz. Gelin, bu açlık grevini sonlandırın. Sizlerin yaşam hakkına saygı göstermek hepimizin görevidir, ancak sizler de bizim, benim bu çağrıma kulak verin, toplumun bu çağrısına kulak verin, açlık grevini sonlandırın. Bir yerde bir haksızlık yapılmışsa bunu gidermek için herkes el birliğiyle çalışır.

Previous post
'Mektuplar'ın çevirmeni: Nuriye Gülmen'in Türkçeye kazandırdığı kitaplar
Next post
EDEBİYAT SÖYLEŞİLERİ | Abdullah Ataşçı: Edebiyat doğası gereği özgür, cesur ve inatçıdır