Ana SayfaYazı / AnalizElend AydınŞengal için ‘no fly zone’ – ELEND AYDIN

Şengal için ‘no fly zone’ – ELEND AYDIN


ELEND AYDIN


Bahar çiçekleri “orada da” kana bulanmasın diye no fly zone (uçuşa yasak bölge).

Kumrular yozlaşıp “ne yabani ne evcil” bir duruma düşmesin, sevgili karıncalar pabuçsuz kalmasın diye no fly zone!

Cebimizde tıkırdayan çok eskimiş tatlı şeyler, bombaya dönüşmesin, tecavüzcü çeteler her tarafı sarmasın, annemizin masum örüğü bir kez daha Şengalli beyaz örüklerde barbar ellerce çekiştirilmesin diye no fly zone!

Ninemizin apak fistanı çaresiz çırpınışın kanlı gözyaşlarıyla lekelenmesin, o leke ruhumuza ebedi leke olarak geçmesin diye… Irmaklar mavi aksın, Süryanilerin ilk gülüşü son olmasın, su başlarındaki ceylan kızlar pazarlık mal yapılmasın diye; “yüz dinar, iki yüz milyon dinar” diyen ağzı salyalı mahluklar bebek kanını anne sütüne karıştırmasın, boy boy kadınlar sıra sıra zincirlenerek vahşetin istediği her yere çekiştirilip, tecavüz edilerek satılamasın…

Ah o kadınlar, o yaz çiçekleri Ezdidi toprak parçaları… Ah o dudaklar, gülle mühürlü ay kızları, susuz suların meçhul kadınları! Ah! Kurtarmalık olduğumuz için kurtaramadığımız o masal Şengal kadınları, bedeni tutsak olsa da “Hayır” diyebilen o Felluceli, Musul ve Rakkalı, sessiz ve yalnız kırık kanatlı hüzün kuşları; onların boğulduğu bizim sözsüzce kahrolduğumuz bu kabus son bulsun diye no fly zone!

Hayırlar birer kartal yavrusu olup hapsedildikleri hırsız sultan kafeslerini kırıp geçerek bu yapışkan, yalancı ve azgın sisi dağıtabilsin diye… Ayışığının amazon kadın ve erkekleri uykularda kana bulanmasın, sarı yaban gülleri roketlere yem olmasın, çiçeklenmiş bahar dalları çocuk bilekleri gibi kırılmasın, kirpikler roketlerle tutuşup gözleri kör etmesin diye no fly zone!

Gelincik kınalı parmaklar tonlarca bombayla yok olmasın, Kürtçe şarkılar, Türkmence deyişler, Arapça kasideler utanmadan ve kalleşçe “ansızın” yok edilemesin diye Mahmud Derviş Filistinli yarasıyla yeniden “Şarabında kanımı görüyorum kardeşim, nasıl içebileceksin?” diye hıçkırmasın diye…

Siyasi ve ekonomik palazlanmayla zehirlenmiş göz doymaz birileri hiç alakası olmayan “vatan-millet” söylemleriyle nadide toprak ve insanlara bomba ve an kusamasın, “bizim adımıza” memleketimizi bir katlie dönüştürüp sağda solda katliamlar yapamasın diye no fly zone!

Kendi hırs ve raydan çıkmış iktidarcı-işgalci egolarını ülkemize mal edemesinler diye no fly zone!

Onlar gibi olmadığımızı ve asla olmayacağımızı, hayallerimizi basacakları “mavi halı”, gerçeklerimizi çiğneyecekleri zavallı çimenler yapmayacağımızı bilsinler, sonun başlangıcı için çalan çanları iyice duysunlar diye, esir düşmüş Şengal kadınlarından evler yapmak isteyen hasta ruhlylar kirli hayallerine ulaşamasınlar diye no fly zone!

“İslam Devleti” mikrobu evlerimize, sokak ve çocuklarımıza bulaşmasın, kimin yardımına gittiklerini, kime nerelerden nasıl takviye gönderdiklerini bildiğimizi bilsinler diye no fly zone!

Miştenur Tepesi’nde gelincik kızılca şiirleri yazan Suphi Nejatımız, Afrinli Zeytin Ağaçlarının cesur ve güleç kızı Arinimiz, Solin bebeklerimiz, Şengal’in her taşına kazınan insanlık destanımız, çöller de susuzluğun kumuna karışan her çocuk ve yaşlımız, tecavüzcülerin kara sakallı zindanlarında lirik dağ şarkılarını mırıldanan kadınlarımız için no fly zone!