Ana SayfaGüncelSurlular yıkıma karşı direniyor: ‘Evlerimizi vermiyoruz’

Surlular yıkıma karşı direniyor: ‘Evlerimizi vermiyoruz’

HABER MERKEZİ – Sur’da yasak kapsamı dışında olan ancak yıkımın hedefindeki iki mahalle için iş makineleri harekete geçti. Fakat mahalleli yıkıma karşı direnince iş makineleri geri çekilmek zorunda kaldı. Yıkıma tepki gösteren mahalleli “Önce gelip canımı alsınlar, sonra evimi yıksınlar” diyor.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 28 Kasım 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı ile birlikte halen girilemeyen mahallelerde binlerce ev yıkımın hedefi oldu.

Yasak kapsamı dışındaki Alipaşa ve Lalebey mahallelerindeki evler de yıkımın hedefinde.

Geçtiğimiz günlerde zırhlı araçlardan mahallelilere “Evlerinizi boşaltın” anonsları yapılmıştı.

Yıkım kararı verilen evler için ekipler bu sabah saatlerinde harekete geçti. Mahalledeki evlerin suları kesildi.

Mahalleli direniyor

Ancak zırhlı araçlar eşliğinde 2 mahalleye giren iş makineleri ise halkın direnişi ile karşılaştı.

İş makinelerinin mahalleye girişlerine dahi izin vermeyen mahallelilerin direnişi üzerine, makineler zırhlı araçlar eşliğinde mahalleyi terk etmek zorunda kaldı.

Ayrıca yıkımı başlatmak için yapılan su kesintisi de kısa süre sonra sona erdi.

‘Önce canımı alsınlar’

Yıkıma karşı olan mahallelilerden Mehmet Ak, kentte bulunan resmi makamlara başvurularının “Yetkili değiliz” denilerek sonuçsuz bırakıldığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı’na seslenen Ak, “Erdoğan bizden ne istiyor?” diye soruyor.

“Evlerimizi vermiyoruz” diyen Ak, “Vermiyorum, gelip önce canımı alsınlar sonra Sur’u yıksınlar” diyor.

2 mahallenin yıkımında AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nu da sorumlu tutan Ak, yıkımın Sur ilçesinin tarihi zenginliklerini elde etmek amaçlı olduğunu ifade ediyor.

HDP’li Yiğitalp: Amaç Diyarbakır’ın hafızasını yok etmek

Öte yandan mahallelere yönelik ‘boşaltma’ anonsları ile yıkım kararını Gazete Karınca’ya değerlendiren HDP Milletvekili Sibel Yiğitalp da yasak, operasyonlar, kentin ‘kamulaştırılması’ ve son olarak Surlulara yapılan ‘kenti boşaltın’ anonsları ile Diyarbakır’ın hafızasının yok edilmek istendiğini belirtiyor.