Ana SayfaGüncel‘Üst düzey örgüt yöneticisi’ denilmiş, ev mühürlenmişti: Sıla Abalay ‘tesadüfen’ oradaydı, öldürüldü

‘Üst düzey örgüt yöneticisi’ denilmiş, ev mühürlenmişti: Sıla Abalay ‘tesadüfen’ oradaydı, öldürüldü

HABER MERKEZİ – İstanbul’da bir eve yapılan baskınla öldürülen ve anaakım medyanın ‘üst düzey örgüt yöneticisi’ dediği 18 yaşındaki Sıla Abalay’ın baskın yapılan evde ‘tesadüfen’ bulunduğu açıklandı. Abalay’ın öldürüldüğü ev, avukatların ifadesiyle ‘kanun dışı’ bir şekilde mühürlenmiş ve incelemeye izin verilmemişti.

İstanbul Küçükçekmece’de önceki akşam baskın yapılan bir evde polis kurşunuyla öldürülen ve medyanın “üst düzey örgüt yöneticisi” ifadesiyle haberleştirdiği 18 yaşındaki Sıla Abalay’ın ölümüne dair çarpıcı bir detay ortaya çıktı.

Doğan Haber Ajansı’ndan Çağatay Kenarlı’ya konuşan Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, Küçükçekmece’de beş adreste düzenlenen ve Abalay’ın öldüğü operasyonda asıl hedefin başka biri olduğunu açıkladı.

Buna göre polisin hedefindeki asıl kişi 25 yıldır aranan Türkiye İşçi Köylü Ordusu (TİKKO) üyesi R.E.’ydi. Abalay’ın evde bulunması ise ‘tesadüftü’.

Öyle ki TİKKO bağlantılı bir örgütten kaydı bulunan bazı kişilerin gözaltına alındığı bilgisi söz konusu.

Bu gözaltıların ise Abalay’ın ev baskınında öldürüldüğü aynı gece TİKKO’ya yönelik bir operasyon gerçekleştirildi ve  TİKKO bağlantılı bir örgütten kaydı bulunan iki kişi ile bir başka baskında da R.E. gözaltına alındı.

Bu üç kişinin Vatan Caddesi’ndeki Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde tutulduğu belirtiliyor.

O gün çıkan haberlerde operasyonun DHKP-C’ye yönelik olduğu ve çatışma çıktığı ileri sürülmüştü.

Ne olmuştu?

İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinin Yeşilova mahallesi Tansel Caddesi Terzi Sokak üzerindeki bir binaya polis tarafından 6 Mayıs’ta, sabaha karşı operasyon düzenlenmişti.

Operasyonun DHKP-C’ye yönelik olduğu belirtilmiş, operasyonda 18 yaşındaki Sıla Abalay öldürülmüş ve  2 kişi de gözaltına alınmıştı.

Olayın ardından Abalay’ın polis kurşunuyla hayatını kaybettiği ev, savcılık tarafından mühürlenmişti.

Mühür uygulamasının ‘bir ilk’ olduğunu söyleyen avukatlar inceleme yapmak istemiş ancak buna izin verilmemişti.

Gazete Karınca’ya konuşan Abalay’ın avukatlarından Oya Aslan, “Olay yerinde ne olmuş olursa olsun inceleme tamamlandıktan sonra mülkiyet sahibine teslim edilir” demiş ve “Yaptıkları kanun dışı bir uygulama. Halkın bir şeyleri görmesini engelliyor olabilirler, delilleri karartarak” demişti.

Evin mühürlenmesini Meclis’in gündemine taşıyan HDP Milletvekili Leyla Birlik de avukatların dikkat çektiği soruyu İçişleri Bakanı’na şöyle sormuştu: “Sıla Abalay’ın öldürülmesinin hemen ardından evinin kapısının mühürlenmesi ile deliller karartılmaya mı çalışılmaktadır?”