Ana SayfaDünya‘YPG tercihi şaşırtıcı değil’ diyen Cook: ABD, aksayan Türk ordusuna dönüşü uygun bulmadı

‘YPG tercihi şaşırtıcı değil’ diyen Cook: ABD, aksayan Türk ordusuna dönüşü uygun bulmadı

HABER MERKEZİ – ABD’li düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi’nin Türkiye uzmanı Steven Cook, ABD’nin Rakka operasyonunda YPG ile hareket etmeyi tercih etmesinin Türkiye’nin Suriye politikasının bir sonucu olduğunu söyledi. Cook, İran asıllı iş adamı Zarrab davasının, Gülen’in iadesinden daha önemli olduğunu savundu.

Foreign Policy dergisine 16 Nisan referandumu sonrası yazdığı ‘Huzur İçinde Yat Türkiye’ başlıklı değerlendirmesi çok tartışılan Dış İlişkiler Konseyi Türkiye uzmanı Steven Cook, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Beyaz Saray’da 16 Mayıs’ta ABD Başkanı Donald Trump’la görüşmesini Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi.

Cook, Amerika’nın IŞİD’le mücadele Türkiye ordusu yerine YPG ile işbirliği yapmasının şaşırtıcı olmadığını söyledi.

ABD’nin IŞİD’le mücadelede sahada kendisine ittifak aradığı dönemde “Türkiye kendince nedenlerden dolayı, bu savaşa doğrudan müdahil olmanın çıkarlarına uygun olmadığı kararını verdiğini” belirten Cook, “Aslında Amerika’nın YPG’yle çalışma kararını bir şekilde Türkiye vermiş oldu” değerlendirmesinde bulundu.

Cook, şu ifadeleri kullandı:

Herhangi bir siyasi ve askeri yetkili, şüphesiz NATO müttefikiyle çalışmayı tercih ederdi. Türkiye, sonuçta NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip ülke. Geçmişte Amerika’nın iyi çalıştığı bir ülke. Tabii ki Türk ordusuyla çalışmak tercih edilirdi. Ama Türk seyircilerinize ve yetkililerinize şunu hatırlatmak isterim, Haziran 2014’e dönersek Başkan Barack Obama, IŞİD’le mücadelede sahada kendine müttefik ararken, Türkiye kendince nedenlerden dolayı, bu savaşa doğrudan müdahil olmanın, çıkarlarına uygun olmadığına karar verdi. Bu nedenle de Amerika, başka müttefik arayışlarına girmek zorunda kaldı. Ve bölgedeki Kürtler gönüllü olunca da, YPG ile Amerikan ordusu arasında işbirliği başladı.

Aslında Amerika’nın YPG’yle çalışma kararını bir şekilde Türkiye vermiş oldu. Çünkü 2014’te Amerika ile hareket etmeye direnç gösterdi. Bu çatışmanın içinde olmak istemediklerini söylediler, Suriye’de rejim değişikliği öngörmeyen bir stratejiye destek vermediler.

Üstelik, önceliklerinin Kürt milliyetçiliğiyle savaşmak olduğu konusunda da gayet açık davrandılar.

‘Türkiye’nin desteklediği unsurlara da güven az’

ABD’nin Suriye’de Türkiye’nin desteklediği unsurların yeteneklerine de güvenmediğini belirten Cook, şöyle devam etti:

Son üç yıla baktığımızda Amerikan Merkez Komutanlığı’yla YPG arasında bir güven ortamı oluştuğunu görürsünüz. Suriye’deki Türk ordusunun desteklediği unsurların yetenekleri konusunda daha az bir güven vardı. Ve Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişiminden bu yana da, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kapasitesiyle ilgili olarak ortada bazı soru işaretleri var. Bence Amerikan ordusu, YPG’yle çok yol almış olduğunu düşündü ve bilmedikleri, güvenmedikleri bir başka gruba ya da darbe girişimi nedeniyle aksamaya başlayan Türk ordusuna dönmeyi, çıkarlarına uygun bulmadı.

‘Sarraf davası, Fethullah Gülen meselesinden çok daha önemli’

İran asıllı iş adamı Reza Zarrab davasının, Fethullah Gülen’in iadesinden daha önemli olduğunu görüşünü savunan Cook, bu konuda ise şunları dile getirdi:

Bana göre Rıza Sarraf davası, Fethullah Gülen meselesinden çok daha önemli. Türkler, Gülen’in burada olmasından son derece rahatsız olsa da, Gülen aslında Türk hükümeti için de bir amaca hizmet ediyor.

Hükümet, Gülen’in Amerika’daki varlığını kendi siyasi çıkarları için kullanabilir. Bunu yapıyorlar demiyorum, sadece olabilir diyorum. Şunu biliyorum ki, Erdoğan son defa burada Obama’yla görüştüğünde, Rıza Sarraf meselesi, Türk Cumhurbaşkanı’nın bir numaralı gündem maddesiydi.