Ana SayfaGüncel114. günde sanatçılardan çağrı: Gülmen ve Özakça için daha fazla gecikmeyin

114. günde sanatçılardan çağrı: Gülmen ve Özakça için daha fazla gecikmeyin

HABER MERKEZİ – Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın açlık grevi eylemi 114. gününde. Sanatçılar Girişimi, iki eğitimci şahsında Türkiye ve dünya kamuoyuna acil çağrı yaptı, “Daha fazla gecikmeyin” dedi.

Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnameler ile mesleklerinden ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın tutuklandıktan sonra cezaevinde de devam ettikleri açlık grevi eylemi 114. gününde.

Eğitimcilerin gözaltına alınıp tutuklanmalarının ardından açlık grevine başlayan Semih Özkaça’nın eşi Esra Özakça’nın eylemi ise 39’uncu gününe girdi.

Eylemlerini 23 Mayıs’tan beri cezaevinde sürdüren Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’nın durumuna ilişkin Sanatçılar Girişimi‘nden geldi.

Sanatçılar Girişimi tarafından ‘Türkiye ve Dünya Kamuoyuna Acil Çağrı’ başlığıyla yayınlanan açıklama şöyle:

Hiçbir yasal gerekçe gösterilmeksizin Olağanüstü Hal kapsamında Kanun Hükmünde Kararnamelerle görevlerine son verilen binlerce kamu görevlisi arasında bulunan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, görevlerine dönmek amacıyla başlattıkları açlık grevinin bugünkü aşamasında bilinç yitimi ölüm sınırına gelmiş bulunmaktadırlar.

Bu iki genç eğitimcinin ölüm sınırına dayanmış olan eylemlerinden vazgeçmeleri için durumlarının yeniden değerlendirilerek görevlerine iade edilebilecekleri yönünde yetkililerce tek bir vicdani, akılcı, umut verici cümle söylenmesi belki yeterli olabilecekken tam tersine tutuklanmaları ve bu yönde kaygılarını belirten seçkin aydın ve sanatçıların İçişleri Bakanınca tehdit edilmeleri dehşet verici, umut kırıcıdır.

Hukuk ve adalet uğruna yaşamlarını ortaya koyarak bu eylemi başlatıp sürdürmekte olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumunu artan bir kaygıyla an be an izlemekte ve hızla yaklaşan trajediye engel olamayışın derin acısını duymaktayız.

Ölümleri, sadece kendileri ve yakınları bakımından telafi edilemez bir kayıp olmanın yanı sıra, vicdan sahibi dünya kamuoyu önünde de ülkemizin zaten bozulmuş olan imajında yeni ve derin bir yara daha açacaktır.

Biz, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın bu insanca, kahramanca direnişlerinin, kamuyu aydınlatarak, işlerini yitirmiş binlerce kamu emekçisinin sözcüsü olarak başarıya ulaştığı kanısındayız. Fakat eylemlerini sona erdirmek ya da sürdürmek, kuşkusuz ki yine kendi özgür iradeleriyle verecekleri bir karardır.

Yöneticileri, yetkilileri ise bir kez daha uyarıyoruz: Bu eşitsiz savaşımda inatlaşmadan vazgeçin. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı yaşama döndürecek adımı atmakta daha fazla gecikmeyin.

Bir çağrımız da dünya kamuoyuna, barışçıl ve insancıl kişilere, kuruluşlara, örgütlere ve devletleredir. Nuriye ve Semih’in ölmemesi için Türkiye’deki yetkilileri evrensel insan haklarına, hukuk ve vicdan ölçülerine uymaya çağırmak ve sonuç almak için çaba göstermek yasal bir hak ve görevdir. 

Cinayete el birliğiyle engel olalım.