Ana SayfaKültür-Sanat5 sürgün gören Filistinli şair: Türkiye’de yaşananları yazmaya korkuyorum

5 sürgün gören Filistinli şair: Türkiye’de yaşananları yazmaya korkuyorum

HABER MERKEZİ – Ortadoğu’da yıllardır süren savaş nedeniyle Filistin’den göçüp Ürdün, Cezayir, Mısır, Suriye’ye uzanan bir hayat şair Saffena İsmail Sedat’ınki. Bunca sürgünün ardından Türkiye’ye gelen Saffena, “Türkiye’de yaşananlara dair şiir yazmaktan korkuyorum” diyor.

Saffena İsmail Sedat’ın göç hikayesi henüz 6 yaşındayken ailesi ile birlikte İsrail saldırısı nedeniyle memleketi Filistin’in Juseyir köyünden Ürdün’e gitmesiyle başlıyor.

Dedesini İsrail’in saldırılarında kaybeden ve ailesi ile Ürdün’e giden Saffena burada Filistinli mültecilerin kamplarında kaldığını söylüyor.

Saffena, sonrasında yaşam şartlarından dolayı önce Cezayir ardından ise Mısır’a göç etmek zorunda kalıyor.

Mısır’da yaşanan baskılar nedeniyle 2 yıl sonra Saffena ve ailesi bu kez Suriye’nin yolunu tutuyor.

Saffena ve ailesi, son durakları olduğunu düşünerek Suriye’nin Lazkiye kentinde kendilerine bir yaşam kurdu.

Ailesi Lazkiye’de esnaflık yapan Saffena, okul hayatını Tişrin Üniversitesi’nde Fransızca ve Arapça Öğretmenliği’nden mezun olarak tamamladı.

Daha sonra evlenen ve 2 çocuğu olan Saffena, bu kez de Suriye’de başlayan iç savaş nedeniyle eşi ve çocukları ile birlikte Türkiye’ye geldi.

Saffena artık daha fazla göç etmek istemese de 3 yıldır yerleştiği İzmir’de 8 ayrı ev değiştirmek zorunda kaldı.

Saffena’nın şiirlerinde Ortadoğu’daki mücadelenin izleri

Saffena, Ortadoğu’da süregelen mülteci yolculuğunu ve yaşadığı savaşları şiirleri aracılığıyla anlatıyor.

Suriye’de kadın mücadelesi içinde yer alan Saffena şiirlerinde daha çok Filistin halkının yaşadıklarına yer veriyor.

Saffena, şiirlerinde İsrail cezaevlerinde tutulan ve işkence edilen, öldürülen kadınlar ile Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) mücadelesinin de sesi oluyor.

IŞİD, Lazkiye’deki kültür mozağini harap etti

Türkiye’de hayal kırıklığı yaşayan Saffena, Lazkiye kentinde Alevi, Sünni, Hıristiyan, Arap, Kürt ve onlarca farklı halkla birlikte barış içinde yaşadıklarını anlatıyor.

Savaşın başlaması ile birlikte Lazkiye’den çıkacaklarını tahmin etmediklerini belirten Saffena, rejimin de çok zulüm yaptığını ancak IŞİD’in Lazkiye’ye saldırması ile kendileri için yeni bir göçün kaçınılmaz hale geldiğini dile getirdi.

Kentten sırasıyla Arapların, Kürtlerin, Hıristiyanların, Sünnilerin ve Aleviler ile diğer halkların göçmeye başladığını belirten Saffena, barış ve kardeşlik mozaiği olan Lazkiye’nin harap olduğunu dile getirdi.

Savaştan önce Suriye’de en fazla ezilen halklardan birinin Kürtler olduğunu söyleyen Saffena, Kürtlerle birlikte de mücadele ettiklerini ve savaşın başlaması ile birlikte Kürtlerden çok destek aldıklarını vurguluyor.

Türkiye’de çözüm Kürt halkının talepleri

Türkiye’ye gelene kadar da Kürtlerin kendilerine yardımcı olduğunu dile getiren Saffena, Suriye’de şimdilerde başta IŞİD’e karşı olmak üzere tüm haksızlıklara karşı Kürtlerin diğer halklarla birlikte verdiği mücadelenin önemli olduğuna dikkat çekti.

Şair Saffena, Türkiye’nin Kürtlerle yaşadığı savaşın Filistin halkının İsrail ile yaşadığı savaşla benzerlik taşıdığını ifade etti.

Saffena, Türkiye’nin Ortadoğu’daki diğer ülkelere benzememesi için savaştan ziyade önünde duran çözüme odaklanması gerektiğine dikkat çekti.

Türkiye’nin önünde bir çözüm olduğunu ve bunu iyi değerlendirmesi gerektiğini belirten Saffena, Türkiye’nin Suriye gibi olmaması için başka çaresinin olmadığını belirtti. Saffena, Türkiye’de çözümün Kürt halkı ve onun talepleri olduğunu dile getirdi.

Savaşı anlatmak ve yaşamak istemeyen Saffena, yine de şiirlerinde ister istemez savaş teması olduğunu söyledi.

“Türkiye’de yaşananları yazmaya korkuyorum”

Rüyalarında sürekli savaşı gördüğünü ve bu nedenle yazmak zorunda kaldığını belirten Saffena, “Belki çizemiyorum ama savaşın şiirini yazarak anlatıyorum” ifadelerini kullandı.

Saffena, şiirin bir deniz gibi olduğunu belirterek şunları söylüyor:

Deniz de bir tartı gibidir. Sen kelimelerini dökersin onlar yerlerini bulur. İlk şiirimi Filistin’de yaşamını yitiren halk için yazdım. Sonra acı çeken anneler için Anneler Günü şiiri yazdım. İsrail cezaevlerinde işkencede ölen hamile annelere yazdım. Ama artık şiir yazmaktan korkuyorum. Türkiye’de yaşananlara dair şiir yazmak istiyorum. Ama buradan da göç etmek zorunda kalırız, birileri ‘sen de onlardan mısın?’ diye sorar diye korkuyorum.


* Bu haber dihaber’den Ruken Demir ve Cihan Başakçıoğlu’nun haberinden derlenmiştir.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
ABD Temsilciler Meclisi, Türkiye'yi korumaların saldırısı nedeniyle kınadı
Sonraki Haber
DSG Rakka’ya girdi: 'Sokak sokak, ev ev Rakka’yı onlardan arındıracağız'