Ana SayfaGüncelAf Örgütü Başkanı Taner Kılıç’ın tutuklanması Almanya’da protesto edildi

Af Örgütü Başkanı Taner Kılıç’ın tutuklanması Almanya’da protesto edildi

ALMANYA – Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin yönetim kurulu başkanı avukat Taner Kılıç’ın serbest bırakılması talebiyle Almanya’nın başkenti Berlin’de protesto eylemi düzenlendi. Eylemde Kılıç’a yöneltilen suçlamaların ‘hiçbir dayanağının olmadığı’ vurgulandı.


Haber: Hrant Kasparyan


Darbe girişimi soruşturması kapsamında Gülen Cemaati ile bağlantısı olduğu iddiasıyla 6 Haziran’da gözaltına alınan ve 9 Haziran 2017 gecesi çıkarıldığı İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan insan hakları savunucusu avukat Taner Kılıç’ın serbest bırakılması talebiyle Uluslararası Af Örgütü Almanya Şubesi tarafından protesto eylemi düzenlendi.

Başkent Berlin’deki Türkiye Büyükelçiliği önünde yapılan protesto eyleminde, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin kurucularından biri olan ve mülteci hakları konusunda etkin bir role sahip olan Taner Kılıç hakkında öne sürülen suçlama iddialarına somut bir kanıt bulunamadığına dikkat çekilerek Kılıç’ın derhal serbest bırakılması talep edildi.

“Suçlamanın hiçbir dayanağı yok”

Af Örgütü Almanya Şubesi tarafından yapılan açıklamada, insan hakları savunucusu bir avukat olan Taner Kılıç hakkında “terör örgütü üyeliği” ile suçlama kararı verildiğine dikkat çekilerek bu suçlamanın hiçbir dayanağının olmadığı vurgulandı.

Açıklamada, Kılıç’ın tutuklanmasının geçen yıl Temmuz ayındaki darbe girişiminin ardından Türkiye yetkililerinin uyguladığı baskının yıkıcı etkilerini gözler önüne serdiği kaydedildi.

“Taner Kılıç’a özgürlük”, “Taner Kılıç’ı serbest bırakın” yazılı pankartların açıldığı protesto eyleminde ayrıca, Türkiye Adalet Bakanlığı’na hitaben başlatılan imza kampanyasına katılım çağrısında bulunuldu.

Kampanyada, Af Örgütü Türkiye Şubesi’nin yönetim kurulu başkanı Taner Kılıç hakkında öne sürülen suçlamaların düşürülerek derhal ve koşulsuz bir şekilde serbest bırakılması yönünde Türkiye Adalet Bakanı’na çağrıda bulunuluyor.

“Bylock” kullanıcısı olmakla suçlanıyor

2002 yılından bu yana çeşitli dönemlerde Uluslararası Af Örgütü Yönetim Kurulu’nda yer alan Taner Kılıç’ın İzmir’deki evinde ve ardından da ofisinde polis tarafından arama yapılmıştı.

Kılıç ve 22 avukat hakkında, “Fethullah Gülen Terör Örgütü”ne (FETÖ) üye olduğundan şüphelenilen kişilere karşı başlatılan bir soruşturmayla ilişkili olarak bir gözaltı kararı çıkarılmıştı.

6 Haziran’da gözaltına alınan Kılıç, 9 Haziran 2017 gecesi çıkarıldığı İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanmıştı.

Kılıç hakkında verilen mahkeme kararında, 2014 yılında Kılıç’ın telefonunda Gülen cematinin kullandığı bir mesajlaşma aplikasyonunun (Bylock)  bulunduğuna dair bir rapora, kayınbiraderinin kapatılan Zaman gazetesinin genel yayın yönetmen yardımcısı olmasına, Kılıç’ın geçmişteki Zaman gazetesi aboneliğine ve çocuğunun olağanüstü hal döneminde kapatılan bir okula gitmiş olmasına atıf yapılıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), mahkeme kararında öne sürülenlerin hiçbirinin, herhangi bir kişinin tutuklu yargılanmasına gerekçe oluşturacak veya bir suçlamayı destekleyecek nitelikte suç delilleri sayılamayacağını açıkladı.

Taner Kılıç’ın gözaltına alınması uluslararası kamuoyunda geniş bir yankı uyandırarak, ABD Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği, Almanya İnsan Hakları Sorumlusu, Danimarka Dışişleri Bakanı’nın yanı sıra çok sayıda uluslararası ve ulusal insan hakları kuruluşları tarafından kınandı.

Af Örgütü iddiaları yalanladı

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi ise, çeşitli basın yayın organlarında çıkan ve kaynağı DHA olarak gösterilen, Taner Kılıç’ın Fethullah Gülen cemaati mensubu olduğu öne sürülen kişilerle e-mail ile yazıştığının iddia edildiği haberlerin gerçeği yansıtmadığını duyurdu.

Konuya ilişkin olarak yapılan açıklamada, dört gün süren gözaltı sürecinde böyle bir iddianın hiçbir şekilde dile getirilmediği vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, “Taner Kılıç’la ilgili ileri sürülen ve tutuklanmasına gerekçe gösterilen diğer iddialar da hiçbir şekilde somut ve inandırıcı değil, tutuklamaya gerekçe yapılamaz” denildi.