Ana SayfaGüncelBakan ‘Eskisi gibi yaptık’ demişti: Madde madde TOKİ’nin ‘yapamadığı’ eski Sur evleri

Bakan ‘Eskisi gibi yaptık’ demişti: Madde madde TOKİ’nin ‘yapamadığı’ eski Sur evleri

HABER MERKEZİ – Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin “Sur’u tarihi dokusuna uygun inşa ediyoruz” sözlerine yanıt Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi’nden geldi. Sur’daki yıkım sonrası inşa edilen yeni yapıların kültürel ve tarihi dokuya uygun olmadığını açıklayan Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Şerefhan Aydın, TOKİ tarafından yapılan ve “eski Diyarbakır evleri” olarak kamuoyuna sunulan evlerin, eski doku ve mimari ile bir alakasının olmadığını maddeler halinde sıraladı.

Yasak ve yıkımın ardından Diyarbakır’ın Sur ilçesinde inşa edilen yapılan tarihi kentin mimarisine uygun olmadığı tartışmaları sürüyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki “Burada yeniden Diyarbakır evlerini ihya etme projesi yapıyoruz. Ortaya geleneksel, klasik, Diyarbakır evleri çıkacak” dese de durum pek öyle değil.

Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi’nin Sur’un bazı mahallelerindeki yıkım ve yeniden inşa ile ilgili teknik hataları detaylandırdığı raporu bu konuyu aydınlatıyor.

Çok sayıda tescilli yapı zarar gördü

Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şerefhan Aydın (sağda)

Dün Mimarlar Odası’nda düzenlenen toplantıda raporu açıklayan Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şerefhan Aydın, Sur’daki yasak, çatışma, yıkım ve buna bağlı zorunlu göçe değinirken, tarihi ilçede onlarca tescilli ve tescil değeri taşıyan yapının zarar gördüğünü belirtti.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki’nin Sur’da yürütülen bütün yıkım ve ‘inşa’ faaliyetlerinin 1. derece yürütücüsü ve sorumlusu olduğuna vurgu yapan Aydın, Bakan Özhaseki’nin Sur’daki tescilli yapıların yüzde 5 ile 7’sinin çatışmalardan kaynaklı hasar gördüğünü söylediğini ancak bu rakamların doğru olmadığını söyledi.

Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (SAMER) hazırladığı Sur raporunu hatırlatan Aydın, kentteki 595 tescilli yapıdan 89’unun tamamen yıkıldığını, 36’sının kısmen yıkıldığını, 48 yapının da hasarlı olduğunu kaydetti. Bunun ise tescilli olan yapıların yüzde 30’unun hasarlı ve yıkılmış olduğu anlamına geldiğini ifade etti.

Aydın, Bakan Özhaseki’nin açıklamasında aktardığı yüzde 5 ile 7’nin üzerine eklenen yüzde 25’lik dilimin “Sur’daki tahribatın esas olarak yürütülen yıkım politikalarının bir sonucu olduğunu gösterdiğini” vurguladı.

Madde madde TOKİ’nin ‘yapamadığı’ eski Diyarbakır evleri

Aydın, yine Çevre ve Şehircilik Bakanının “Sur’u tarihi dokusuna uygun inşa ediyoruz” ifadesinin de gerçeği yansıtmadığını belirtti.

Sur’da TOKİ eliyle inşa edilen ‘sözde Diyarbakır evleri’ni sadece basına yansıyan fotoğraflar üzerinden incelediğimizde dahi bir çok yanlış hemen göze çarpmaktadır. Esasen inşa edilen bu yapılar betonarmedir. Bir kez olsun Suriçi’ni görmüş, havasını solumuş olan hiç kimsenin bu yeni yapıları olumlama, onaylama ihtimali yoktur. Bu projelere onay veren Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu idarecileri ve kurul üyeleri de bu yanlış uygulamaların ortağı ve sorumlularıdırlar.

Yine Suriçi bölgesine ‘Kentsel Sit Alanı’ tescil değerini veren sokak dokusu, revize edilen KAİP (Koruma Amaçlı İmar Planı) ile ortadan kaldırılmış, Suriçi’nin dar sokakları, yerini genişlikleri 20 metreye varan  caddelere bırakmıştır. Örneğin Tahir Elçi’nin katledildiği Yenikapı Sokak, revize planda Yenikapı Caddesi olarak geçmektedir.

Aydın, Mimarlar Odası’nın yapı tipolojisi bazında tespit ettiği yanlış uygulamaları ise maddeler halinde şöyle sıraladı:

  • KAİP’e göre özellikle yapıların sokak cephelerinde var olan geleneksel özelliklerin korunmasını sağlayacak önlemler alınacaktır. Sokakların kültürel değerini öne çıkaran özgün sokak döşemesinin bulunduğu alanlar korunmalı ve yeni yapılarda avlu duvarlarının özgün malzeme ve örme  tekniğine uygun biçimde yapılması gerekirken, dikkate alınmadığı ve kesme bazalt taş ile avlu duvarının  kaplandığı görülmüştür.
  • KAİP’e göre Sur’un çıkmaz sokakları dokunun önemli bir özelliği olduğundan korunmalıdır ancak böyle bir özen gösterilmemektedir.
  • KAİP parselde var olan avlular, avlu duvarları, zemin kaplamaları, merdivenler, kapılar, havuzlar ve kuyuların da korunmasını öngörmektedir ancak böyle bir koruma anlayışı görülmemektedir.
  • KAİP’e göre her parselde 1 adet cumba olmalıyken, yeni yapılan evlerde çok sayıda cumba yapıldığı görülmüştür.
  • KAİP’e göre dar sokaklarda mahremiyet gereği, cumbanın sağ ve solunda pencere olması gerekirken yeni yapılan evlerde cumbanın ön cephesine de pencere yapıldığı görülmüştür.
  • KAİP’e göre pencereler kemerli ve kemerlerin de üst noktasında kenet taşı olmalıyken yeni evler kaplama bazalt olduğundan kenet taşları yapılmamıştır
  • KAİP’e göre şu an yapılan evlerde bodrum kat olmamalıyken yeni evlerde bodrum kat yapılmıştır.
  • KAİP’e göre parsel sınırı korunmalıyken yeni evlerde parsel sınırı düz geçilmektedir yani parsel sınırı yer yer korunmamaktadır.
  • KAİP’e göre avlu sınırı korunmalıyken yeni planlarda yer yer avlular küçültülmektedir.
  • KAİP’e göre korunması gereken avlulardaki ağaç, havuz ve kuyular gibi, dokunun önemli ögeleri ortadan kaldırılmıştır.
  • Eski Diyarbakır evlerinde Avlu giriş kapısı üstünde markiz bulunurken yeni evlerde yapılmamıştır.
  • Eski Diyarbakır evlerinin damında parapet bulunmazken  yeni yapılarda parapet yapılmaktadır.
  • Eski evlerde killi toprak olan dam döşemesi, KAİP’e göre ya aynı malzeme olmalı ya da uygun bir malzeme kullanılmalıyken, yeni yapılarda damın döşemesi betonarme yapılmakta ve üstü bazalt ile kaplanmaktadır.

Zorunlu göç

Şerefhan Aydın, yapısal tahribatın yanı sıra 25 Mart 2016’da Bakanlar Kurulu’nun aldığı ‘acele kamulaştırma’ kararından sonra Surluların zorla yerinden edilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu da hatırlattı.

Aydın son verilere göre şu ana kadar yaklaşık 25-26 binlik bir nüfusun yerinden edildiğini söyledi.

“Bakanlığın mağduriyeti giderme yöntemi olarak sunduğu TOKİ’ye borçlandırma girişimi de göç eden bu nüfusun bütün yaşam olanaklarının ellerinden alınması anlamına gelmektedir” diyen Aydın, halihazırda Sur’un yasaklı 6 mahallesinden göç etmek zorunda kalan nüfusa Sur’un kalan 9 mahallesinde yaşayan nüfusunun da eklenmesinin olası olduğuna dikkat çekti.

Aydın son olarak tarihi Sur kenti için duyarlılık çağrısında bulundu ve “Bu kültürel, tarihi ve sosyal kırıma ‘dur’ diyelim” dedi.