Ana SayfaGüncelCHP-HDP görüşmesinde ‘diyalog’ ve ‘demokrasi’ vurgusu

CHP-HDP görüşmesinde ‘diyalog’ ve ‘demokrasi’ vurgusu

HABER MERKEZİ – Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP heyeti, referandum sonrası ziyaretleri kapsamında ilk kez HDP Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Görüşme sonrası bir açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, diyalog içinde olmanın önemine vurgu yaptı. Kılıçdaroğlu ise ‘demokrasi’ vurgusu yaptığı açıklamasında “Birlikte yaşamayı savunuyoruz” dedi ve tutuklu HDP’li vekillerin durumuna değinerek, “Tutuklu milletvekili istemiyoruz” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum ziyaretleri kapsamında ilk kez Halkların Demokratik Partisi (HDP) Genel Merkezi’ni ziyaret etti.

CHP lideri, referandum sonrası ‘Hayır’ cephesinden Saadet Partisi, Vatan Partisi, Demokrat Parti ve MHP’den ihraç edilen Meral Akşener’le görüşmeler yapmıştı.

Kılıçdaroğlu bu görüşmelerin ardından HDP’ye ziyarette bulundu.

Kılıçdaroğlu başkanlığındaki heyette, Genel Başkan Yardımcıları Bülent Tezcan, Haluk Koç ile Genel Başkan Başdanışmanı Cemil Erhan yer aldı.

Heyeti, HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, genel merkez binası girişinde karşıladı.

Tutuklu Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’ın çalışma odasına gerçekleşen görüşmeye, Eş Genel Başkan Serpil Kemalbay ve Eş Genel Başkan Yardımcısı Fatma Kurtulan katıldı.

Karşılama sırasında Demirtaş’ın odasında bulunan bir tabloya dikkat kesilen Kılıçdaroğlu, Önder’den tablonun nereye ait olduğunu sordu. Önder de odanın halen tutuklu bulunan Demirtaş’a ait bir ressam tarafından hediye edildiğini söyledi.

Saat 10.05’te başlayan görüşme sonrası Kemalbay ve Kılıçdaroğlu tarafından açıklamalar yapıldı.

Kemalbay: Diyalog içinde olmak çok önemli ve anlamlı

HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, dünya ve bölgede yaşanan gelişmelere değinerek, diyalog içinde olmanın önemine vurgu yaptı.

Özellikle 16 Nisan meşru olmayan anayasa referandumundan sonra demokrasi güçleri açısından ortak bir mücadele anlayışıyla yan yana gelişinin, özellikle partilerin bir diyalog içinde olmasının çok büyük bir önemi ve anlamı var.

Partimiz 7 Haziran seçimlerinin ardından önemli bir saldırıya uğradı.

AKP iktidarı tarafından dokunulmazlıkların kaldırılması ve partimize yönelik siyasi soykırım operasyonları, meclisin iradesinin ortadan kaldırılması, 6 milyon seçmenin iradesinin yok sayılması, Türkiye’deki anti-demokratik süreç, özellikle OHAL ve KHK’lerle bir gecede insanların sokağa atılması, işinden ekmeğinden edilmesi, gazetecilerin tutuklanması, çatışma ve savaş politikalarının yürürlükte olması önümüzdeki süreç açısından bizleri Türkiye’nin bu karanlık tablosunu değiştirme yönünde önemli demokratik tartışmalarda yan yana gelişler, fikir alış verişinde bulunmalar açısından bizlere sorumluluk yüklüyor.

Bu anlamlı diyalog ve görüş alışverişinde bulunduğumuz bu ziyaret bizim için de önemlidir. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Umuyorum ki bu yan yana gelişler başta cezaevindeki milletvekillerimiz, eş genel başkanlarımız ve siyasi soykırım operasyonları kapsamında tutuklu bulunan partililerimizin özgürlüklerine kavuşmasına, demokrasi anlamında da bir yol kat edilmesine de hizmet eder.

Önümüzdeki dönemde bizler demokrasinin ve evrensel insan hakları kriterlerinin demokratik siyasetin hayata bulması ve demokratik ilkeler etrafında toplumsal yan yana gelişler, partiler arası diyalogların da sürmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Kılıçdaroğlu: Tutuklu milletvekili istemiyoruz

Kemalbay’ın ardından konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise tutuklu vekillerin durumuna değinerek, “Tutuklu milletvekili istemiyoruz” dedi.

Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında şunları söyledi:

Bir referandum süreci yaşadık. Bu süreçte demokrasiyi savunan kim varsa bugün de demokrasiyi savunmalıyız.

Birlikte yaşama iradesinin en güçlü şekilde ortaya konacağı rejim demokrasidir. Demokrasilerde birlikte yaşayacaksak birbirimizin düşüncelerine tahammül etmeliyiz. Herkes düşüncelerini özgürce ifade edebilmeli, kimse düşüncelerinden ötürü cezaevine atılmamalı.

Eğer biz demokrasiyi geliştirmezsek 21. yüzyılın uygar dünyasından da kopmuş oluruz. O nedenle siyasal görüşlerimiz farklı olabilir, farklı partilerde, derneklerde, sendikalarda olabiliriz ama bir demokrasi ortak paydasında buluşmak zorundayız. Türkiye’yi uygar dünyaya taşıyacak olan ana omurga budur. Demokrasiden vazgeçemeyiz. Eğer bugün bir Türkiye yarı açık cezaevine dönüşmüşse, olağanüstü kararnamelerle yönetiliyorsa, Türkiye’de demokrasiden söz edilemez.

Biz demokrasiyi, birlikte yaşamayı savunuyoruz. Doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde bir arada birlikte yaşama iradesini ortaya koyarak, demokrasiyi güçlendirmek istiyoruz. Hiçbir ayrım yapmıyoruz. Kişiler demokrasiden yana tavır ortaya koyuyorlarsa başımızın üstünde yeri var.

Demokrasi kadar güzel bir şey yok. Şimdi demokrasinin askıya alındığı bir süreci yaşıyoruz. Demokrasinin olduğu yerde terör de olmaz. Terörün olduğu yerde demokrasi de olmaz.

Biz terörsüz, biz düşünce özgürlüğüne hiçbir sınır getirmeyen, düşüncelerini açıkladı diye hapishanelerinde milletvekillerinin, gazetecilerin, aydınların olduğu bir Türkiye de istemiyoruz.

Biz işini geri istedi diye açlık grevi yapan ve hapishaneye konan hocaların olmasını da istemiyoruz. Böyle bir Türkiye’yi biz bir hak etmiyoruz.

Yıllarca demokrasi mücadelesi verdik. Demokrasi mücadelesi verilirken çok sayıda insan hayatını kaybetti. Döndük dolaştık aynı yere geldik. Dolayısıyla demokrasi paydasında hepimiz birlikte yaşama irademizi ortaya koymalıyız ve bir arada hep birlikte gelecekte demokrasi türküleri söyleyerek, ülkemizi büyüteceğiz.