Ana SayfaGüncel‘Ben Selvi Kılıçdaroğlu’yum, kadının erkek üzerinden var edilmesini sevmiyorum’

‘Ben Selvi Kılıçdaroğlu’yum, kadının erkek üzerinden var edilmesini sevmiyorum’

HABER MERKEZİ – Adalet Yürüyüşü’nde yer alan Selvi Kılıçdaroğlu, “Kadının erkek üzerinden var edilmesini sevmiyorum, biz kadınlar bir bireyiz, onun annesi, bunun babası olarak anılmak istemiyoruz. Ben Selvi Kılıçdaroğlu’yum, kendi düşüncelerim var. Kemal Bey ile aynı düşündüğüm noktalar var ama farklı düşündüğüm durumlar da çok fazla” dedi. Dersimli olduğunun altını çizen Selvi Kılıçdaroğlu, “Herkes için adalet diyoruz, hapistekiler için de dışarıdakiler için de” diye konuştu.

Ankara’dan başlatılan ‘Adalet Yürüyüşü’nde yer alan isimlerden biri de Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu.

Artı Gerçek’ten Dilek Gül’e konuşan Selvi Kılıçdaroğlu, yürüyüşten dokunulmazlıkların kaldırılmasına dek pek çok konuda açıklamalarda bulundu.

Selvi Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Ben Selvi Kılıçdaroğlu’yum

Kadının erkek üzerinden var edilmesini sevmiyorum, biz kadınlar bir bireyiz, onun annesi, bunun babası olarak anılmak istemiyoruz. Ben Selvi Kılıçdaroğlu’yum, kendi düşüncelerim var. Kemal Bey ile aynı düşündüğüm noktalar var ama farklı düşündüğüm durumlar da çok fazla.

Ben Dersimliyim

Ben Dersimliyim. Bulunduğum coğrafya nedeniyle siyasete ilgimin olmaması gibi bir şey söz konusu değil, Dersim’den beş yaşında çıktık Ankara’ya geldik. Farklı bir dil konuşuyoruz, anadilimiz Zazaca sonuçta. Dil farklı, şehir farklı, çok büyük olmasa da zorluklar yaşadık. Annem Türkçe’yi benimle öğrendi. Ama en çok düşündüren ve şaşırtan aynı memlekette yaşamamıza rağmen birbirimizi tanımadığımızı gördüm. Bu yaşımda hala Türkiye’nin şehirlerini dolaştıkça gördüğüm farklılıklar, etnik kimlikler şaşırtır, ki ben Dersim bölgesinden geliyorum.

Biz bu coğrafyada birbirimizi tanımıyoruz

Ama birbirimizi tanımıyoruz, batıdaki doğudakini güneydeki kuzeydekini tanımıyor, farklı anlatılmış haliyle, ‘hepimiz kardeşiz’ cümlesi havada kalıyor. Biz bu coğrafyada birbirimizi tanımıyoruz. Sebebi siyaset ve bizi idare edenler.

Adalet Yürüyüşü

Enis Berberoğlu’ndan önce HDP’li vekiller, gazeteciler içerde. Berberoğlu’nun tutuklanması fitili ateşledi. Aslına bakarsanız, insanların yılgınlığı var, bir şey bekliyorlardı. İnsanların umuda ihtiyacı var ki ben Kemal Bey’den daha çok sokakta olduğum için insanların yılgınlığına, beklentilerine yakından tanık oluyorum. O nedenle bu yürüyüş iyi de oldu, bu katılımı bekliyordum çünkü insanlar bir ışık bekliyordu, o nedenle bu katılım beni şaşırtmadı. İnsanlar beklentisi olmadan, inanarak yürüyorlar. Bir korku yaratılmak isteniyor bomba patlayacak, saldırı olacak deniliyor ama buna rağmen katılım artıyor. Kötü şeyler olmaz demiyorum, garantisi yok ama insanlar göze alarak yürüyor.

7 Haziran’dan sonra çok şey yaşadık

7 Haziran’dan sonra çok şey yaşadık, Güneydoğu’da ikinci seçime girerken ne olduğunu, niçin olduğunu tam anlayamadığımız şeyler oldu, HDP güzel bir başarı yakalamıştı ama geldiğimiz nokta böyle. Birçok anlaşılmaz nokta var, ama herhalde hükümetin kendi tercihiydi, kendilerine göre hesapları vardı. Orda evler boşaltıldı, insanlar çok zor günler yaşadı hepimiz de buna şahit olduk. Türkiye’nin batısı çok fazla bilgi sahibi değildi, bu yönde eleştiriler de geliyordu. Ama ben kalben bölündüğümüzü düşünmüyorum.

Dokunulmazlıkların kaldırılması

Gerek yoktu, nasılsa MHP ve AK Parti oyları yetiyordu ama kanunla çıkartmak istediler. CHP böyle davranmayabilirdi.

Adalet Yürüyüşü’ne eleştiriler

Kaç gündür duyuyoruz, hakkınız olan bir yürüyüş için ‘müsaade ettik, izin verdik‘ açıklamaları yapılıyor. Sanki bir lütufmuş gibi… Şaşırmıyorum ama şu bir gerçek; buranın siyasetle alakası yok, her ne kadar ısrarla ilişkilendirilmeye çalışılsa da…

Yürüyüş nereye varacak?

Ben de bilmiyorum ama dileğimiz bunun devamlılığının olması, umudun sürmesi, çok üzücü şeyler yaşıyoruz ve görüyoruz, mesela KHK ile görevden uzaklaştırıldıktan sona başlattıkları açlık grevini cezaevinde de sürdüren akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın durumlarının kötüleştiğini öğrendim, üzülüyorum. İnsan bazen bir şey diyemiyor artık, bu yüzden yürüyoruz, herkes için adalet diyoruz, hapistekiler için de dışarıdakiler için de.


Bu söyleşi Artık Gerçek’ten derlenmiştir. Tamamına BURADAN bakabilirsiniz.