Ana SayfaManşetÇinli kadınlar için karanlığı delen ışık huzmesi: Qiu Jin

Çinli kadınlar için karanlığı delen ışık huzmesi: Qiu Jin

Bugüne kadar bin yılda dört kez ortaya çıkmış bir ışık huzmesi, biz kadınların evreninde her yanı kapatmış olan o koyu karanlığı yavaş yavaş delmekte.


TARİHTEN KADIN PORTRELERİ


Yaşadığı çağın ve içine doğdu kimliğin savaşçısı ve anlatıcısı olan kadınlar vardır. Her coğrafyada dilleri, yaşamları, direnişleri farklı bir deneyimdir paylaşılması gereken…

Çünkü resmi tarihler sadece erkekleri yazar. Örneğin Arthur Rimbaud’u Rilke’yi ve Goethe’yi, Pablo Neruda’yı, William Shakespeare’i, Federico Garcia Lorca’yı, Puşkin’i ya da daha az bilinse de Bai Juyi…Ama topraklarının ruhunu incelikle işleyen ve toplumun ataerkil kalıpları içinde sıkışmış kadınlara dizeleri ile başkaldırı ilhamı olan kadınlarlar pek bilinmez.

Çinli Qiu Jin de az bilinen ama 31 yıllık yaşamına kadın mücadelesi, özgürlük mücadelesi, isyan ile sayısız şiirler bırakan feminist, devrimci bir şairdi. Bahar Gerçek Doğru, Gülten Akın için kaleme aldığı yazısında “Şiir, ruhun en çıplak ve zarif şekilde dışa vurumudur… Hele de bir kadının yüreğinden ve zihninden süzülüp kağıda düşüyorsa… Ne var ki ruhunu, sözcüklerin ve imgelerin üzerinden kaygısızca dışa vurmak herkesi iyi şair yapmaz. Acı, sevinç, aşk, hüzün ve toplumsal mücadele sarmalı hayatın belkemiğini oluştururken, dahası her zaman buna dair incelikler yanı başımızdayken kimileri onu görmeden yanından geçer, kimileri ise onu en naif ve yalın haliyle ustaca önümüze koyar. Bazen bir şiir okursunuz hayatınız değişir” diyor.

“Jianhu Nüxia” (Ayna Gölü Kadın Şövalyesi) olarak anılan, Qiu Jin’in şiirleride hayatına dair verdiği ipucu ile incelikli bir isyanı anlatır bize…

Varlıklı bir ailede 1875’de dünyaya gelen Qiu Jin, küçük yaşlardan itibaren şiirler yazmaya başladı, çocukluk ve ilk gençlik yıllarında, çiçeklerden ve dört mevsimden tarihi yerleri ve evcil etkinlikleri ziyarete kadar pek çok neşeli şiir yazdı. Halkının tarihine özellikle de bu tarihteki kadınlara meraklı olan Ayna Gölü Kadın Şövalyesi, kadın kahramanlar hakkında da şiirler yazıyordu.

Qiu Jin 19 yaşındayken, ataerkil gelenekler içinde babası tarafından zengin bir tüccarın oğluyla zorla evlendirildi. Evliliğinde mutsuzdu; ölümünden sonra açılan günlüklerinde evlendirildiği kişiye ilişkin “Bu kişinin davranışı bir ‘hayvandan’ daha kötüdür. Hiçbir şeymişim gibi davranıyor” cümlesi yaşadıklarıyla ilgili ipucu verir.

1903 yılında evlendirildiği kişiyle birlikte Pekin’e taşınan Qiu, feminist yazıları okumaya başladı, okuduklarının gösterdiği yolla mutsuz evliliğinden kurtuldu ve eşi ile iki çocuğunu terk ederek kendini politik mücadeleye adadı. Yaşadığı çağda Çinli kadınlar için okuma olanakları olmadığı için genelde Japonya’ya gidiyorlardı ve O da öyle yaptı.

Sanat Okulu’na kayıt yaptırdı, feminist dostlar edindi, yakın arkadaşı Chen Xifun’la birlikte, kadın haklari için feminist bir grup kurdu, bu ülkesinde neredeyse duyulmamış bir fikirdi.

Çapraz elbise, erkek kıyafetleri ve pantolonlar giymeye başladı. Demokrasiyi geliştirmek için, kadınlar için eğitim hakkı da dahil olmak üzere feodalizme ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine son vermeyi öngören bir dergide Bai Hua Wen (Vernacular Text) adlı bir yayının öncülüğünü yaptı. Bu dergide, özellikle Çin’de ataerkil bir gelenek olan ve kadınların bir çoğunu sakat bırakan kadınlara yönelik ayak törenlerinin kaldırılmasını isteyen en etkili makalelerinden biri yayımlandı.

Qiu Jin ülkesindeki kadınları köleleştiren sistemin başlangıcı olarak gördüğü bu geleneğe karşı mücadele yürüttü.

Çünkü kadınları neredeyse sakat bırakan bu uygulama, hareket özgürlüğünü sınırlayan ve onları erkeklere bağımlı kılan düzenlemelerin ilk aşamasıydı. Kız çocuklarının öldürülmesi ve evlilik de kadınları köleleştiren sistemin farklı ayaklarını oluşturuyordu…

Dergideki yazılarında evlilikle ilgili kendi deneyimlerini açıkyüreklilikle paylaşarak, “Bilinçlenmeyen ve bağımsız olmayan kadın için evlilik tutsaklıktır” satırlarını yazdı.

1905’te Çin’e döndügünde, Mançuryalı Qing Hanedanı’nı devrilmesi için başlatılan fikir tartışmalarının içinde yer aldı. Uzak Asya’da hanedanlık karşıtı kurulan yeraltı örgütü Üçlüler’e (Triads) katıldı. Bu dönemde yazdığı bir şiirde Çinli kadınlara şöyle seslendi:

Kalbimin yarısı milyonlarca hemcinsim, yalvarıyorum, yurttaş olun ve ayağa kalkın, ayağa kalkın…

Qiu şiirleriyle isyana çağırdığı kadınlarla birlikte, 1906’da, Zhongguo Nu Bao (Çin Kadınlar Haberi) çıkarmaya başladı. Dergide Çin’in modern bağımsız bir ülke olması ve cinsiyet eşitliği üzerinde duruluyordu. Döneminde bir çok kadın yazdığı yazılarda, kadını aile ve annelik rolü üzerinden tanımlarken O, geleneksel ailenin kadınlara karşı baskıcı yönüne dikkat çekiyor, ülkesi ve kadınlar için ‘bağımsızlık’ istiyordu. Dergide kadınların ekonomik bağımsızlığı ve bunun için meslek edinmesi gerektiği üzerine de yazılar yazıyordu.

Aynı zamanda illegal Triads’ın üyesi olan Qiu, 1907’de Zhejiang Eyaleti, Shaoxing şehrinde Datong okulunun başkanlığına atandı. ‘Spor okulu’ olarak açılan okul asılnda Çin’in bağımsızlığı için mücadele yürüten devrimciler için askeri eğitim alanı olarak kullanılıyordu.

Qiu burada teorik eğitimler verirken aynı zamanda kendiside bir öğrenci olarak askeri eğitim alıyordu. Qiu, diğer devrimcileri bir araya getirmek ve eğitmek için kuzeni Xu Xilin ile birlikte çalışıyordu ve ikili 1907 yılının Haziran ayında, Angui Eyaleti’ndeki Anqing’de planlanan ayaklanmayı organize etmek için çalışmaya başladı. “Amaç” diyordu:

Kıvılcımı bir yerden balattığımızda her yere yayılır, hanedanlığa karşı modern bağımsız devlet isteyenler birleşmeli bunun için kıvılcım çakan biz olmalıyız…

Uğradığı iç ihanetle okulun amacının fark edilmesiyle birlikte, tehditler almaya başladı ve ardından ayaklanmanın başlangıcından birkaç gün önce kuzeni ile birlikte yakalandı. Kuzeni hemen idam edildi ancak Qiu ağır işkencelerle itirafa zorlandı ancak o planlanan ayaklanmaya karıştığından bahsetmeyi reddetti.

Cebinde bulunan ve isyan ile kahramanlığı anlattığı iki şiiri suç delili olarak gösterilerek 15 Temmuz 1907’de boynu vurularak infaz edildi. Onun acımasız bir şekilde infaz edilmesinin ardından Çinlilerin, Qing Hanedanı’na öfkesi daha da arttı.

İdamından altı ay sonra, Qiu’nun iki arkadaşı onun için uygun bir defin töreni istemek için hanedanlık yetkilerine başvuru yaptı. İzin verilen cenazesi yoksul Çinliler ve özellikle kadınlar için büyük bir gösteriye dönüşerek, halk sokaklarda ‘Ayna Gölü Kadın Şövalyesi’ diye bağırıyordu.

Çin’de kadınların bağımsızlığının sembolü olan Qiu’nun mezarı Hangzhou’da Xi Hú (Batı Gölü) tarafında bulunuyor. Mezar taşına kadınlar tarafından yazılan yazı bugün hala duruyor:

Bugüne kadar bin yılda dört kez ortaya çıkmış bir ışık huzmesi, biz kadınların evreninde her yanı kapatmış olan o koyu karanlığı yavaş yavaş delmekte.

İdam edildiğinde Qiu 31 yaşındaydı ve öldürüldüğü tarihe kadar sadece dergilerde yayımlanan yazıları biliniyordu ancak ölümünden sonra şiirleri, ailesine ve arkadaşlarına yazdığı mektupların çoğu ve günlükleri yayınladı.

Çinli kadınlar için bir kahraman olan ve mücadele mirası ile yol gösteren Qiu Jin’in zarif devrimciliği dilden dile dolaşan şiirleriyle ilham vermeye devam ediyor…

Qiu Jin’in Japonya’dan ülkesi Çin’e dönmeden önce arkadaşına yazdığı şiir ise onun devrim yolculuğunun özetini veriyor bizlere:

Bana kadınların kahraman olmadığını söyleme
Tek başına Doğu Denizi rüzgarlarını geçtim
Şiirsel düşünceler genişliyor
Okyanus ve cennet arasında bir yelken gibi
Üç adayı hayal ettim
Bronz develeri düşünmeye üzülüyorum
Çin’in koruyucuları, dikenleri kaybetti
Utanıp hiçbir şey yapmadım
Benim adıma bir zafer değil
Savaş atımı terletirim sadece
Topraklarıma üzülüyorum
Kalbim acıyor, söyle bana
Bu günleri burada nasıl geçirebilirim?
Bahar rüzgarlarınızdan hoşlanan konuk olarak mı?


Not: Çeviri için Melike Bisikletçiler‘e teşekkürler.


Kaynak

QIU JIN (1875?—1907) Chinese Feminist

Qiu Jin – The First Feminist Poet Of China

Qiu Jin, Chinese feminist & revolutionary martyr