Ana SayfaManşetDeğişiklik komisyonda kabul edildi: ‘301 içtüzüğe aktarıldı, federasyonu savunmak yasak’

Değişiklik komisyonda kabul edildi: ‘301 içtüzüğe aktarıldı, federasyonu savunmak yasak’

ANKARA – AKP ve MHP ortaklığı ile TBMM gündemine getirilen İçtüzük değişikliğinin Anayasa Komisyonu’ndaki görüşmeleri tamamlandı. Değişiklik teklifindeki 18 madde komisyonda AKP ve MHP’lilerin oyları ile kabul edilerek Meclis Genel Kurulu’na gönderildi. Görüşmelerin ardından Gazete Karınca’ya konuşan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, teklifi ‘diktatörleşmenin bir uzantısı’ olarak değerlendirdi. Komisyonda konuşan HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise teklifi ‘asimilasyonun geri dönmesi’ olarak nitelendirdi.


Haber: Altan Sancar


Anayasa değişikliği ardından gündeme gelen ve AKP ile MHP’nin ortak metni ile Anayasa Komisyonu’nda görüşmelerine başlanan Meclis İçtüzüğü’nün komisyondaki görüşmeleri 18 maddenin kabul edilmesinin ardından dün gece saatlerinde sona erdi.

Komisyonda HDP ve CHP’li milletvekillerinin sık sık ifade özgürlüğünü kısıtlayacağı gerekçesi ile karşı çıktığı değişiklik teklifi, milletvekillerine konuşmaları nedeni para cezası verilmesi gibi yaptırımların uygulanmasını mümkün kılıyor.

Komisyonda teklifin ceza verilecek durumları belirleyen 15’inci maddesi ile verilecek cezaları belirleyen 16’ncı maddelerinin görüşmeleri esnasında ise HDP ve CHP’liler durumun vekillerin kürsü dokunulmazlığına ve yasama sorumsuzluğuna kısıtlama getireceğini belirtti.

Federasyonu savunmak yasak

AKP ve MHP tarafından 15’inci madde için getirilen kısmi değişiklik önergesinin üzerindeki tartışmaların sürdüğü sırada HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Komisyon Başkanı Mustafa Şentop’a “Bir örnek verebilir misiniz mesela? Türkiye’nin idari yapısına aykırı bir tanımlamaya örnek istesek, ne olabilir mesela?” diye sordu.

Şentop, Beştaş’ın sorusuna “Üniter yapıya aykırı, mesela federasyonla ilgili ifadeler bunun içine girer” şeklinde cevap verdi.

Şentop ve Danış Beştaş arasındaki konuşma şöyle devam etti:

  • Danış Beştaş: Federasyonla ilgili. Federasyonu andıran,
    nasıl yani?
  • Şentop: Andıran değil, bunu açıkça ifade eden, dile getiren konuşmalar.
  • Danış Beştaş: Federasyonu savunan.
  • Şentop: Evet.
  • Danış Beştaş: Savunmayı yasaklıyorsunuz.

AKP’lilerden CHP’li Özdiş için suç duyurusu talebi

CHP Milletvekili İbrahim Özdiş ise komisyonda yaptığı konuşmada “İktidar rejimi değiştirme ısrarını sürdürüyor ve Cumhuriyeti tamamen tasfiye etmek için bütün şartları zorluyor. AKP, ülkemizi derin bir siyasal krizin içine sürüklüyor. Amaçlanan değişim, sıradan bir düzenleme değildir. Türkiye’nin 150 yıllık Meclis geleneği ortadan kaldırılacaktır. Bu bir rejim değişikliğidir. AKP sistem karşıtı İslamcı bir harekettir. İktidar sayesinde hukuk ve adalet yok edilmiş, yargının tarafsızlığı tamamen bitirilmiştir” ifadelerini kullandı.

Komisyon Başkanı Şentop’un, Özdiş’in konuşmasına müdahale etmesi üzerine  CHP’li Engin Altay “Konuşmanın içeriği sizleri rahatsız edince müdahale ediyorsunuz’ dedi. Komisyon Başkanı ise ‘Konuşmanın içeriği rahatsız etmiyor, konuşma süreleri uzuyor” cevabını verdi.

AKP’li vekiller Özdiş’in konuşmasının gündem dışı olduğunu belirterek, “Zırva tevil götürmez” demesi üzerine Özdiş, “Sizlere ayna tutuyorum” cevabını verdi.

Özdiş’in konuşmasının ardından söz alan AKP’li Haydar Ali Yıldız Özdiş’in konuşmasında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesi ile konuşma tutanaklarının savcılığa gönderilmesini talep etti.

HDP Mardin Milletvekili Erol Dora Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Nisan 2011 tarihinde Ermeni Soykırımı’nın yıldönümünde yayınladığı mesajı hatırlatarak, “Bu düşünceler söylemde kalmamalı ve içselleştirilerek pratikte uygulanmalıdır. Tüm bu düşüncelerden sonra İçtüzük’te ifade özgürlüğünü kısıtlamak ve para cezalarını getirmek Türkiye’yi zaafiyete uğratacaktır ve komik duruma düşürecektir” dedi.

“Teklif 301’inci maddenin aktarılması”

HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise komisyonda yaptığı konuşmada, teklifin 15’inci maddesinin Türk Ceza Kanunu’nun 301’inci maddesinin içtüzüğe aktarımı olduğunu belirterek şunları kaydetti:

Anayasa değişikliği ardından milletvekillerine yönelik ikinci bir kıskacın kapanmakta olduğunu düşünüyorum. Türkiye kendisini var eden kuruluş paradigmasından artık vazgeçiyor. İktidarın Meclis’e hükmettiği, muhalefet milletvekillerini kendi siyasi yorumuna tabi kıldığı bir İçtüzüğe kendisini taşıyor.

Yaptırıma tabi tutulmak istenilen şeylerin hepsi insanların kendi öznelliklerine göre değişen şeylerdir. Bunları yaptırıma tabi tutmak ile ilgili nesnel bir ölçü bulunmamaktadır. Maddedeki kısıtlar, TCK’nin 301’inci maddesinden buraya aktarılmıştır.

Komisyon Başkanı Şentop’un  “federasyon” sözlerine değinen Kürkçü, tüzüklerinde federasyon bulunan partileri hatırlatarak şunları kaydetti:

Anayasa Mahkemesi 2008’de HAKPAR’ın tüzüğünün üniter devlete aykırı olduğu için açılan davayı reddetti. HAKPAR şimdi bu tüzük ile yaşayan bir partidir. HAKPAR önümüzdeki seçimde bu Meclis’e gelince ‘Tüzüğünü burada savunma’ mı diyeceksiniz?

TBMM’nin yurttaşlar için olmayan kısıtı kendine dayatması, yarın bu kısıtlamanın yurttaşlara dayatacağını göstermektedir. AKP ve MHP Türkiye’ye bir deli gömleği giydirmeye çalışmaktadır, yurttaşlarımız uyanık olmalılar.

Getirilen teklif mevcut Terörle Mücadele Kanunu’nun Meclis’e dayatılmasıdır. Çöktürme Planı’nın Meclis’e dayatılmasıdır.

“Düzenleme asimilasyonu geri getirmektir”

Milletvekillerine ceza öngören maddelerin ceza verilecek nedenleri ortaya koymadığını ve yoruma açık olduğunu belirten HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise teklif sahiplerine “Fikirleri yüzünden milletvekillerinin parlamentodan çıkarıldığı düzenlemelere İsrail ırkçılarının düzenlemelerine bakın, diğer çağdaş ülkelerde olanlara değil” dedi.

Düzenleme ile “Kürdistan” kelimesine ceza verilmesinin mümkün kılınacağını hatırlatan Sancar, “Düzenlemenin anlamı, parlamentoya asimilasyonu geri getirmektir” dedi.

Sancar konuşmasını şöyle sürdürdü:

Getirilen hükümler düşünce özgürlüğünü kısıtlayıcı hükümlerdir. Komisyon Başkanı anayasal düzeni korumaktan bahsetti ki bunu korumak ceza hukukunun konusudur. Eğer bunu disiplin hukukuna aktarmaya kalkarsanız, amacınızın özgürlüğü kısıtlamak olduğunu itiraz edersiniz.

Hukuk düzeni içinde bile çelişkiler yaratıyorsunuz. 12.12.2014 tarihinde Yargıtay tarafından tescil edilen partinin adı Kürdistan Özgürlük Partisi. Partinin program ve tüzüğünde de federasyon var. KADEP de kapatma davasına maruz kaldı ve bu davada reddedildi. Bu kadar büyük bedeller ödeyerek Türkiye’de demokrasiyi belli bir noktaya getirdik. Eskiden ‘Kürt’kelimesi yasakken şimdi Kürdistan kelimesi Yargıtay’ın sayfasında durabiliyor. Buradan geriye gitmeye kapı açan düzenlemelerin gereği nedir?

Düzenlemenin anlamı, parlamentoya asimilasyonu geri getirmektir. AKP döneminde asimilasyonun belli ölçülerde kırıldığını belirttim. Şimdi yeniden neden geriye gidiyoruz? Sebeplerine ilişkin fikirlerim var, ama bunları polemik konusu haline getirme derdimde bulunmamakta. Düşünce özgürlüğünü sınırlayan bu düzenlemenin nedenlerini açıklamak AKP temsilcilerini görevidir.

Tutarlı davranmak için ya ceza kanununu değiştirecek ve federasyon fikrine, Kürdistan kelimesine cezayı açık haline getireceksiniz ya da Meclis’te cezalandırılacak her söz dışarıda da cezalandırılsın.

Konuşmalar ardından teklifin maddeleri üzerindeki görüşmeler devam etti.

Teklifin tüm maddeleri üzerindeki görüşmeler tamamlandıktan sonra yapılan oylama ile maddeler kabul edilerek Meclis Genel Kurulu’na gönderildi.

“Durum diktatörleşmenin bir uzantısı”

Görüşmelerin ardından teklifi Gazete Karınca’ya değerlendiren CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, yaşanan durumun diktatörleşmenin bir uzantısı olduğunu belirtti.

Teklif ile ‘Saray bürokrasisine teslim edilmiş bir Meclis’ istendiğini belirten Emir şunları kaydetti:

Meclis geleneğine izin vermiyorlar, çünkü muhalefetin söz kullanabileceği gelenekselleşmiş uygulamaları yok eden ve her şeyi bir kurala bağlamak istiyorlar. Değişiklik ile muhalefetin konuşamadığı, her şeyi yazılı olarak bildirmesi gereken, süreleri kısıtlayan bir uygulama getirilmek isteniyor.

Meclis Başkanı’na 10 dakikaya kadar usul tartışması açma hakkı veren yetki dahi alınıyor ve 3 dakikaya indiriyorlar. Peki bir gün 10 dakika konuşmak gerekirse ne olacak? Meclis Başkanları’ndan neden bu kadar korkuluyor? Bu durum daha çok MHP’nin tavrından kaynaklanıyor, çünkü kendilerinin Meclis Başkanvekilleri yok ve muhalefet partisi vekillerinin insiyatifli görev yapmalarını istemiyor.

Yaşanan bu durum diktatörleşmenin bir uzantısı. Anayasa değişikliğinden sonra Meclis’in yetkileri zaten büyük oranda azaltılmıştı. Bizlerin burada yapabileceği en önemli şey de muhalefet olarak sesimizi yükselterek nelere karşı çıktığımızı madde madde ortaya koymaktı. Bugün burada ‘Madem ki etkisiz ve yetkisiz bir meclissiniz çok da fazla konuşmanıza gerek yok’ deniliyor. Hükümet edenlerin zaten konuşmaya ihtiyaçlar yok, çünkü onlar yap boz kanunlar ile Türkiye’yi yönetmeye çalışıyorlar. Çalışmadan, topluma danışmadan bir kanun yapıyorlar ve bir yıl sonra da onu değiştirmek zorunda kalıyorlar. Saray bürokrasisine teslim edilmiş bir Meclis isteniyor.

“MHP muhalefet tanımını haketmemektedir”

Teklifin ortaklarından MHP’nin gizli hükümet ortağı olduğunu ve muhalefet tanımını haketmediğini belirten Emir, sesi kısılan Meclis’in Türkiye’de kırılmalara yol açacağına dikkat çekti.

Emir sözlerini şöyle sürdürdü:

Meclis’te tartışmaların olmaması ile bir enerji birikiyor ve kırılmalar yaşanıyor. Bu enerji kendini Gezi ile gösterdi, zaman zaman farklı biçimlerde kendini gösterdi. Bizim Adalet Yürüyüşümüz de aslında bu kırılmanın bir yönü ile görünür hale gelmesiydi.

Her ülkede iktidar vardır, ancak o ülkeyi demokratik yapan muhalefetin varlığı ve düşünce özgürlüğüdür. Tüm bunlar yokedildikçe Türkiye demokrasiden hızla uzaklaşmaya devam edecektir.

MHP bir muhalefet partisi değildir artık, kritik zamanlarda destek veren gizli bir hükümet ortağıdır. Bir parti hükümet ortağı olabilir elbette, ama bunun nasıl bir koalisyon olduğunu kendi tabanı ve ülkenin bilmeye hakkı vardır. Ama burada gizli bir anlaşma var ve bu anlaşmayı AKP ve MHP tabanı bilmiyor. MHP bir koalisyon ortağıdır ve muhalefet tanımını haketmemektedir.

Teklifin kabul edilmesi halinde sesi daha az çıkan bir Meclis ile karşı karşıya kalacağız. Bunun karşısında muhalefetin sesini yükseltmek, umut vermek ve diktatörlüğe karşı çıkacak kim varsa onları bir anlayış etrafında birleştirmek, gelecek hayalinde ortak hareket için yüreklendirmeye çaba harcayacağız. Bilinsin ki konuşacağımız söz olduğu sürece Meclis’te de başka alanlarda da sözümüzü söylemeye devam edeceğiz.