Ana SayfaGüncelHDP’den Diyarbakır’da grup toplantısı: ‘Yezid olmaya kararlıysanız, biz de Hüseyin olmakta kararlıyız’

HDP’den Diyarbakır’da grup toplantısı: ‘Yezid olmaya kararlıysanız, biz de Hüseyin olmakta kararlıyız’

HABER MERKEZİ – “Durmayalım, Dur Diyelim, Faşizmi Durduralım” sloganıyla eylemsellik programını başlatan HDP, grup toplantısını Diyarbakır’da düzenledi. Toplantının düzenlendiği parka halkın girişi polis tarafından engellenirken, toplantıda konuşan HDP Sözcüsü Baydemir, iktidara “HDP’ye Kerbela dayatılıyor. Siz Yezid olmaya kararlıysanız, biz de Hazreti Hüseyin olmakta kararlıyız. Siz Hitler, Franco olmaya karalıysanız, biz de Qazi Muhammed, Seyit Rıza, Mazlum Doğan olmaya kararlıyız” diye seslendi.

Geçtiğimiz hafta “Durmayalım, Dur Diyelim, Faşizmi Durduralım” sloganıyla 9 maddelik deklarasyon ve eylem takvimini açıklayan HDP, kampanya kapsamında haftalık grup toplantısını Diyarbakır Ekin Ceren Parkı’nda düzenledi.

Aynı zamanda milletvekillerinin katılımıyla başlatılacak “Direniş Nöbeti”nin de düzenleneceği parka halkın girişi polis tarafından engellendi.

Engellemelere rağmen parkın önüne gelen yurttaşlar grup toplantısını dışarıdan izledi.

HDP’li vekiller ve yöneticiler ise polis bariyerleriyle çevrilen parkta durumu “Türkiye açık cezaevine dönüştü” deyip volta atarak protesto etti.

Grup toplantısında ise HDP Sözcüsü Osman Baydemir konuştu.

Baydemir iktidara “HDP’ye Kerbela dayatılıyor. Siz Yezid olmaya kararlıysanız, biz de Hazreti Hüseyin olmakta kararlıyız. Siz Hitler, Franco olmaya karalıysanız, biz de Qazi Muhammed, Seyit Rıza, Mazlum Doğan olmaya kararlıyız” diye seslendi.

İki yıldır demokrasiye ait tüm değerlerin “ayaklar altına alındığını” söyleyen Baydemir, “Son 2 yıldır temsil etmiş olduğumuz halkların iradesi işgal edilmiş durumda. Tüm bunlardan kaynaklı Türkiye’nin kamuoyuna ve dünyanın kamuoyuna halkın vicdanına vicdanımızdan çağrıda bulunmak için buradayız. Burada oluşumuz bir vicdan ve adalet hareketidir. Adaleti vicdani bir direnişle koruma çabasıdır. Tüm insani değerlerine saldırıya ‘hayır’ demek için buradayız” dedi.

Baydemir’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

Bugün bu parka baktığımızda bu abluka Türkiye’deki reel durumun ifadesidir. Burası bir kamusal alandır. Burası benim de Diyarbakır’da görev yapmış olduğum zamanda inşa edilmiş park. Bu ağaçlar halkın alın teri ile sulandı büyüdür. Ama bugün bu şehirde yüzde 70 oy almış bir siyasi parti grup toplantısını yapamıyor. İl, ilçe yöneticilerimiz bu parka alınmıyor. Halkımız parka giremiyor. Bu abluka bütün gölgelerden de tecrit edilmiş durumda. Adeta HDP’ye Kerbela dayatılıyor. Eğer siz Yezid olmakta ısrarlıysanız and olsun ki bizler de Hz. Hüseyin olmakta kararlıyız. Eğer siz Franco olmakta, Hitler olmakta kararlıyız and olsun bizler de Gazi Muhammed, Şeyh Said, Mazlum Doğan olmakta kararlıyız.

‘Onlar özgür olmadıkça bizler kendimizi özgür hissetmeyeceğiz’

Zulmün sonu yoktur. Zulümle hiç kimse abad olmamıştır. Zulümle hiçbir rejim sonuç alamamıştır. Moğolların istilasından geçti bu coğrafya; ama bu halkın kökleri öyle derindir ki asla bir baskıyı zulüm rejimini kabul etmez. 7 Haziran’da milletin iradesini tanımamakla başladı bu zulüm rejimi. Dokunulmazlığın kaldırılması ile büyüdü. 4 Kasım’da milletin iradesine HDP Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimizin tutuklanması ile yeni bir faşizm sayfası açıldı. 6.5 milyon insanın iradesi kelepçelenemez. Seçme ve seçilme hakkı zindana konulamaz. Halkın hür iradesi ve vicdanı ile seçmiş olduğu belediye başkanlarına kayyum atanamaz. Buradan bir kez daha seçilmişlerimize selam olsun. Onlar özgür olmadıkça bizler kendimizi özgür hissetmeyeceğiz.

‘Milletvekillerimiz tutuklu olduğu sürece eylemimiz devam edecek’

Bizlere faşizmi zorbalığı dayatıyorlar. Bizler de faşizme karşı eşitliği, özgürlüğü, kardeşliği, onurlu bir barışı ısrarla savunuyoruz. İçerde Kürt düşmanlığı dışarda Kürt düşmanlığı. Çözüm sürecini tek başına iktidar olma uğruna çökerttiler. Kanla gözyaşı ile bir iktidar devşirdiler. Ve o iktidar şimdi aynı şekilde Rojava düşmanlığı üzerinden içerde sürdürülmek isteniyor. Bu adalet nöbetimiz duruşumuz aynı zamanda Rojava halkımız içindir. Bu eşitlik ve özgürlük çağrımız aynı zamanda Güney Kürdistan halkını tehdit edenlere karşıdır. Bir kez daha açık bir dille ifade ediyoruz ve buradan Türkiye’nin batı yakasına 80 milyon insanın vicdanına çağrıda bulunuyoruz. Eş Genel başkanlarımız Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ milletvekillerimiz belediye başkanlarımız zindanda olduğu sürece adalet ve vicdan nöbetimiz devam edecek.

‘Faşizme biat etmeyeceğiz’

Bizim bir şiddet aracımız yok. Bize şiddet uygulasa bile şiddetle yanıt vermeksizin, Diyarbakır’dan Surlardan, vicdanımızdan bir kez daha faşizme biat etmeyeceğiz. Faşizmi durduracağız sloganını nakşedinceye kadar bu duruşumuzu sürdüreceğiz. Eşitlik, adalet, onurlu bir barış isteyen bir halktan neden korkuyorlar. Çünkü barıştan korkuyorlar. Çünkü barış demek insanların hayatını yitirmediği bir ortam demek, onların iktidarının sarsılması demek. OHAL rejimi ortadan kalkıncaya kadar vidan ve adalet nöbetimiz devam edecek. KHK’ler ile işinden olan bütün insanlar işine aşına yani adalete kavuşuncaya kadar vicdan ve adalet durumumuz devam edecek. Durmayacağız faşizmi durduracağız. Aynı şekilde Cizre, Şırnak, Gever, Sur’da işlenen suçlardan dolayı failler yargılanıncaya kadar, adalet tecelli oluncaya kadar durmayacağız. Sur/da devam eden yıkım kültürel mirasımıza saldırıdır. İnsani vicdani bir duruşla yıkım duruncaya kadar mücadele edeceğiz. Barışın birlikte yaşamın önündeki en büyük engel Abdullah Öcalan önündeki tecrit politikasıdır. Bu tecrit kalkıncaya kadar adalet, onurlu barış talebi devam edecektir

Ne yaparsanız yapın biz duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Bu coğrafyada mutlaka barış, demokrasi, özgürlük inşa edilecektir. Bir kez daha faşizme, zorbalığa sömürüye karşı hep birlikte durduracağız.