Ana SayfaGüncelSURUÇ KATLİAMI’NIN 2. YILI | Yaşamlarını yitirenler anıldı: Hiçbir düş yarım kalmayacak

SURUÇ KATLİAMI’NIN 2. YILI | Yaşamlarını yitirenler anıldı: Hiçbir düş yarım kalmayacak

HABER MERKEZİ – Bugün, Kobani’deki çocuklarla dayanışmak amacıyla Suruç’ta bulunan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu üyesi gençlere yönelik IŞİD tarafından düzenlenen ve 33 kişinin yaşamını yitirdiği Suruç Katliamı’nın 2’nci yılı. Katliamda yaşamlarını yitirenler için saldırının yaşandığı Amara Kültür Merkezi başta olmak üzere pek çok kentte anma etkinlikleri düzenlendi. Öte yandan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Suruç Katliamı dolayısıyla bir mesaj gönderdi.

Kobani’deki çocuklarla dayanışmak amacıyla Suruç’ta bulunan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi gençlere yönelik 20 Temmuz 2015 tarihinde IŞİD tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısında 33 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın üzerinden 2 yıl geçti.

Katliamın 2’nci yıldönümünde katliamın yaşandığı Amara Kültür Merkezi başta olmak üzere pek çok kentte de anma etkinlikleri düzenlendi.

Katliamda yaşamlarını yitiren Ece Dinç Karacaahmet Mezarlığı’nda, Nazegül Bahar Boyraz Küçükyalı Mezarlığı’nda, Duygu Tuna, Cemil Yıldız ve İsmet Şeker Gazi Mezarlığı’nda, Polen Ünlü ve Hatice Ezgi Sadet Ihlamurkuyu Mezarlığı’nda Vatan Budak Gaziosmanpaşa Karlıtepe Mezarlığı’nda, Büşra Mete ve Alper Sapan Kurtköy Mezarlığı’nda, Mert Cömert Samsun Bafra Mezarlığı’nda, Kasım Deprem ve Osman Çiçek Urfa Suruç Mezarlığı’nda, Veysel Özdemir Diyarbakır Yeniköy Mezarlığı’nda ve Nazlı Akyürek Diyarbakır 450 Evler Mezarlığı’ndaki mezarları başında anıldı.

Ece Dinç’in mezarı başında yapılan anmaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Halkarın Demokratik Kongresi (HDK) ve çok sayıda siyasi parti temsilcileri ile SGDF üyeleri katıldı.

‘Hiçbir düşü yarım bırakmayacağız’

Anmada konuşan SGDF Eş Sözcüsü Ceren Çoban, “Suruç’ta şehit düşenler bir düş yolcusu olarak en kıskanılacak şekilde ölümsüzleştiler. Hiçbir düşü yarım bırakmayacağız” dedi.

Anmada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay ise şunları söyledi:

Bu mücadele Türkiye halklarını bir araya getirmek için atılan önemli bir adımdı. 33 düş yolcusunun ortak arzusu halkların birlikteliğiydi. Bu saldırı halkların bu birlikteliğine yönelik bir saldırıydı. Türkiye halkları ile Kürt halkı ne zaman bir araya geldi ise bu saldırıların şiddeti arttı.

Katliamda yaşamını yitiren İsmet Şeker, Cemil Yıldız ve Duygu Tuna ise Gazi Mahallesi Mezarlığı’nda bulunan mezarları başında anıldı.

‘Onlar nasıl Kobane’yi savunduysa biz de Arfin’i savunacağız’

Anmada konuşan ESP Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi, Suruç Katliamı ile bölgede ve ülkede savaş sürecinin başladığını vurgulayarak şöyle devam etti:

Bu toprakların kaderi Suruç’la belli oldu” diyerek devam eden Çelebi, “Suruç’tan sonra ve önce bir dizi patlama oldu ancak Suruç gibi bir gençlik katliamı ilktir. Kobanê bizler için çok önemli, bugün Efrin’e yönelik saldırılar var. 33 yoldaşımız nasıl ki Kobanê’yi savundu, bizlerde Efrin için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Amara Kültür Merkezi’nde anma

Katliamın yaşandığı Suruç Amara Kültür Merkezi’nde düzenlenen anmaya ise HDP Milletvekilleri Feleknas Uca, Behçet Yıldırım, Dilek Öcalan, Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Ağbulut, HDP PM Üyesi Faruk Sağlam, DBP PM Üyesi Selma Sürer, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülşen Özer, SGDF MYK Üyesi Gözde Sivaslıoğlu ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Anmanın düzenlendiği kültür merkezi demir bariyerlerle abluka altına aldı. Kültür merkezinin etrafında TOMA ve akrep tipi zırhlı araçlar konumlandırıldı. Aynı zamanda anmaya katılmak için gelen yurttaşlar ve HDP Suruç ilçe Eş Başkanı Rojda Binici “ilçeye giriş yasak” diye ilçeye alınmadı.

‘Bunun bedelini er yada geç vereceksiniz’

Katliamda yaşamını yitiren Oğur Özkan’ın abisi Süleyman Özkan anmada yaptığı konuşmada katliamda yaşamlarını yitirenler için dikilen çiçeklerin dahi söküldüğünü hatırlatarak “Bu nasıl zihniyet” dedi.

Özkan şöyle konuştu:

Onları öldürdünüz, bu çiçeklerden ne istediniz. Oysaki bu çocuklar ellerinde oyuncaklar, kitaplar ve güzel duygular ile gelmişlerdi. Kobanê’nin çocuklarına oyuncak vereceklerdi. Belki sadece bu coğrafyaya değil, dünyaya bir etki bırakacaklardı. Dünyanın gıpta ile baktığı bu toprakları kana buladılar. Değil 2 yıl, 2 yüz yıl geçse de bu adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz. Bunun bedelini er ya da geç vereceksiniz.

‘Bu katliamın sorumluları dosyaya gizlilik kararı getirenlerdir’

Katliamdan yaralı kurtulan SGDF MYK üyesi Gözde Sivaslıoğlu da, duygularını şöyle aktardı:

Yıkık bir kenti yeniden inşa etmek için hep birlikte gidiyorduk. Devrimin çocuklarına oyuncak götürüyorduk. Çünkü bu devrimin çocukları bu devremin yarını ve geleceğiydi. Bu yüzden oraya gidiyorduk. Bu katliamın sorumluları bu katliamdan haberdar olmalarına rağmen önlem almayanlardır. Biz yaralılarımızı bu bahçeden çıkarırken, bize silah doğrultanlardır. Bu katliamın sorumluları dosyaya gizlilik kararı getirenlerdir.

Amara Kültür Merkezi’ndeki anmadan sonra anmaya katılanlar Suruç’ta katledilen Kasım Deprem ve Osman Çiçek’in mezarlarını ziyaret etti ve karanfil bıraktı.

Suruç aileleri: Adaletin peşini bırakmaya niyetimiz yok

İstanbul’da Suruç Aileleri İnisiyatifi’nin çağrısıyla yapılan etkinliğin adresi ise ailelerin her ayın 20’sinde “Adalet Nöbeti” tuttukları Kadıköy Halitağa Caddesi oldu.

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, ESP Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi, Taksim Dayanışması Sözcüsü Mücella Yapıcı, Gezi Şehitleri ve Aileleri Platformu ile çok sayıda kişi, Kadıköy’de Suruç aileleri ile birlikte ’24. Adalet Nöbeti’ne katıldı.

Katliamda hayatını kaybedenlerden Çağdaş Aydın’ın dayısı Ali Ekber Uçur aileler adına hazırlanan basın metnini okudu.

2 yıldır hem sevdiklerinin acısını yaşadıklarını hem de adalet mücadelesi yürüttüklerinin altını çizen Uçur, duruşmalarda bir adalet oyunu sergilendiğini söyledi. Uçur, “Biz aileler olarak bu senaryoları ve bize adalet diye yutturmaya çalıştıkları safi adaletsizliği biliyoruz. Ne bugün ne de yarın gerçek adaletin peşini bırakmaya da hiç niyetimiz yok” dedi.

Uçur, şöyle devam etti:

Bizler de aileleri olarak bugün buradan bir kez daha söylüyoruz ki, onlar gibi onlar için, onların bıraktığı yerden düşlerinin devamcısı olacağız. Suruç için adalet herkes için adalet istemeye, bu coğrafyanın bütün adalet arayışçılarıyla buluşmaya devam edeceğiz. Onların düşünü kurarken katledildikleri güzel yarınlar için sözümüzü büyütmeye devam edeceğiz.

Nöbetin ardından kitle, Kadıköy Süreyya Operası önünden Ayvalıtaş Parkı’na yapılacak olan anma yürüşüne katılmak için alandan ayrıldı.

‘Suruç İçin Adalet, Herkes İçin Adalet’

Ardından “Suruç İçin Adalet, Herkes İçin Adalet” yazılı pankartla Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelen çok sayıda kişi, “Polen, Ezgi, Ece düşleriyle zafere”, “Suruç’un hesabı sorulacak” sloganlarıyla yürüyüşe geçti.

CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker ile ESP Genel Başkan Yardımcısı Fadime Çelebi, Devrimci Parti Genel Başkanı Ufuk Göllü, SYKP Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, EHP Genel Başkanı Sibel Uzun, Gezi Şehitleri ve Aileleri Platformu, Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Yaralıları ve Tanıkları Platformu, Devrimci Anarşist Faaliyet’in katıldığı yürüyüşte; katliamda hayatını kaybedenlerin fotoğrafları, Çerkes halklarının ve Trabzonspor bayrağı ile siyah bayrak taşındı.

Açlık grevi eylemlerinin 134. gününde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın sık sık hatırlatıldığı yürüyüş Mehmet Ayvalıtaş Parkı’na kadar devam etti.

Mehmet Ayvalıtaş Parkı’nda saygı duruşuyla başlayan etkinlikte, Nazım Hikmet’in “Güneşi içenlerin türküsü” şiiriyle anma yapıldı.

Gençlik örgütleri adına ortak hazırlanan basın metnini Şilan Durmuş okudu. Katliamlara rağmen gençliğin tüm alanlarda mücadeleye sarıldığını dile getiren Durmuş, “Gençliğin özgürlük arayışı, egemenlere karşı mücadelede daima en ön safta olmasını sağlıyor” dedi.

Herkes için adalet istediklerini ve bu yüzden bir arada olduklarını söyleyen Durmuş, şöyle devam etti:

Dün sizin yüreğinizde ekilen sevda tohumu bugün on binlerin yüreğindedir. Dün sizin çıkınlarınıza doldurduğunuz umut bugün bizlere ışık olmaktadır. Ve bakın nasıl da omuz omuza bir direnişi yarattınız bakın nasıl da can suyu oldunuz birlikte büyüyen mücadelemize. Bizden koparılıp alındığınız günkü öfkemizi bileyerek her gün dönümünde o gözleri gülen çocuklara bırakabilmek adına düşlediğiniz özgür yaşamı bir kez daha haykırıyoruz hep birlikte; Suruç için adalet herkes için adalet. Suruç’un hesabı sorulacak.

Konuşmaların ardından BEKSAV Müzik Topluluğu sahne aldı. Anma, Alamor Müzik Topluluğu ve Adalılar Müzik Topluluğu’nun ezgileriyle devam etti.

Ankara’da Suruç anmasına müdahale: En az 9 gözaltı

Adana’da Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenler için Atatürk Parkı’nda yapılan 33 dakikalık oturma eylemi ile anıldı.

Ankara’da ise katliamda hayatını kaybeden 33 kişiyi anmak için Sakarya Caddesi’nde toplanan yüzlerce kişi basın açıklaması yapmak istedi. Konuşma sırasında Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya değinildiği anda polis gruba dağılmaları yönünde anons yaptı.

Açıklamalarına devam eden gruba polis plastik mermi, biber gazı ile müdahale etti.

En az 9 kişiyi darp ederek gözaltına alan polis etrafta bekleyenleri de hakaretle alandan uzaklaştırdı.

Demirtaş: 33 devrimci genci anıyorum

Öte yandan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da katliamda yaşamını yitiren 33 genç için tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden bir mesaj gönderdi. Demirtaş’ın mesajı şöyle:

IŞİD barbarlığının saldırıları nedeniyle yakılıp yıkılan Kobani’deki çocuklara oyuncak ve eğitim araç gereçleri götürmek için yola çıkan gençlerin Suruç’ta IŞİD’in saldırısı sonucu yaşamlarını yitirmelerinin yıl dönümünde içinde bulunduğum duygular, o gün yaşadığım duygularla aynı.

IŞİD ve onun türevlerine, zihniyetlerine dolaylı veya doğrudan destek olanlar, sessiz kalanlar tarih önünde bunun hesabını vereceklerdir.

Kobani halkları ile köprü kurmanın, dayanışmanın sembolü olan yaşamını yitiren 33 devrimci genci minnet ve saygıyla anıyorum. Katliamdan yaralı kurtulanlara, ailelere ve dostlarına selamlarımı iletiyorum.

Dava süreci

Katliama ilişkin başlatılan soruşturmada iddianame ancak 18 ayın ardından çıktı. İddianamede 2’si Suriye’de olan üç sanık için 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan 213 sayfalık iddianamede, sanıklar için “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürme” suçlarından 34’er kez, “Tasarlayarak ve yangın, su baskını, tahrip, batırma, bombalama ya da nükleer, biyolojik, kimyasal silah kullanarak öldürmeye teşebbüs etme” suçlarından da 70’er kez olmak üzere toplamda 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep ediliyor.

Savcılık bu kapsamda tutuklu Şahin ve Suriye’de bulunan Deniz Büyükçelebi ile İlhami Ballı’ya ayrı ayrı 104’er kez müebbet ağır hapis cezası verilmesini talep ediyor.

3 savcı değişti

İki yıl içinde 3 soruşturma savcısı, bir kez de mahkeme heyeti değiştirildi. İlk günden itibaren davaya “gizlilik” ve “yayın yasağı” getirildi.

Davanın son duruşması Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davanın tutuklu tek sanığı Yakup Şahin’in bir sonraki duruşmaya getirilmesi kararı veren mahkeme heyeti ÖHP, HDP ve SGDF’nin müdahillik taleplerini reddederek duruşmayı 13 Kasım’a erteledi.

Emniyet Müdürü Yapalıal’a ödül gibi ceza

Suruç Katliamı’yla ilgili açılan tek dava ise dönemin ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal hakkında açılan davaydı. Davada Yapalıal, ‘görevi ihmal ve kötü kullanma’ suçundan 7 bin 500 TL para cezasına çarptırılmış ve ceza 12 takside bölünmüştü.

Ne olmuştu?

İstanbul’dan Urfa’nın Suruç ilçesine Kobani’ye yardım kampanyası amacıyla gelen Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi yaklaşık 300 kişi, Suriye’ye geçmeden önce Amara Kültür Merkezi’nin bahçesinde 20 Temmuz 2015’te basın açıklaması yapmak istemişti.

IŞİD’li bir saldırgan kalabalığın içine girerek üzerindeki bombayı infilak ettirmişti. Saldırıda 33 kişi yaşamını yitirmişti.

Patlama mahalinden toplanan delil ve vücut parçalarının Ankara’da incelenmesinin ardından saldırganın Abdurrahman Alagöz olduğu kesinleşmiş, Alagöz’ün, El Kaide soruşturması kapsamında ifadesinin alındıktan sonra serbest bırakıldığı ve hakkında takipsizlik kararı verildiği ortaya çıkmıştı.

Alagöz hakkındaki ‘terör nitelikli aranan şahıs’ kaydının da saldırıdan bir ay kadar önce, 16 Haziran’da Suruç Emniyet Müdürlüğü’ne ulaştığı ortaya çıkmıştı.