Ana SayfaGüncelArzum Onan, Cumartesi Anneleri heykelini anlattı: Mesajım, adaletsizliğin kök salmasına karşı durmak

Arzum Onan, Cumartesi Anneleri heykelini anlattı: Mesajım, adaletsizliğin kök salmasına karşı durmak

HABER MERKEZİ – Cumartesi Anneleri için yaptığı heykeli anlatan sanatçı Arzum Onan, “Vermek istediğim mesaj çok basit: Önce insan, sonra da kadın ve anne olarak, hukuksuzluğun ve adaletsizliğin bu topraklarda yerleşmesine, kök salmasına karşı durmak” dedi.

Oyunculuğu bıraktıktan sonra heykel çalışmalarına başlayan Arzum Onan,  adalet arayışlarının 645. haftasını geride bırakan Cumartesi Anneleri için yaptığı heykelle dikkat çekmişti.

Onan, yaptığı heykelin fotoğrafını Twitter hesabından “#CumartesiAnneleri644Hafta” hastag’i ile paylaşmış ve sanatçının çalışması kısa sürede sosyal medyada büyük beğeni toplamıştı.

Onan, Cumartesi Annesi heykelinin hikayesini ve Türkiye’deki siyasi gelişmeleri BirGün’den Meltem Yılmaz’a değerlendirdi.

Onan heykelle vermek istediği mesajı “Hukuksuzluğun ve adaletsizliğin bu topraklarda yerleşmesine, kök salmasına karşı durmak” diye özetleyen Onan şunları söyledi:

Bunu anlamak, içselleştirmek ve şüphesiz destek vermek için anne olmaya da, sanatçı olmaya da ihtiyacımız yok. Hak ve özgürlükler kimsenin kimseye lütfu değildir. Adı üstünde hak ve özgürlüklerdir. Evrenseldir ve vicdanı olan, adalete inanan, bekleyen herkesi de bağlar ve doğrudan ilgilendirir. Ben de vicdani duygularım ve sorumluluklarım gereği çalışmalarıma aktarıyorum şüphesiz.. Vermek istediğim mesaj çok basit: Önce insan, sonra da kadın ve anne olarak, hukuksuzluğun ve adaletsizliğin bu topraklarda yerleşmesine, kök salmasına karşı durmak…

Onan, Yılmaz’ın “Kendinize mesele ettiğiniz başka ne gibi konular var bugünün Türkiyesi’nde?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

İnsan hak ve özgürlüklerine saygı; bunun için yasal teminatın sağlanması ve gözetilmesi; herkes için hukuk ve adalet beklentisi; tüm canlıların ve doğanın gelecek kuşaklar adına bize emanet edilmiş olduğunun bilincinde olmak gibi konularımız var. Toplumun ağırlıklı ortalaması, böyle dertleri “Tuzu Kuru” olanların derdi sanıyor ve çok yanılıyor. Tuzu kuruların böyle dertleri yok! Paranın üstünde oturanların birçoğu – elbet istisnaları vardır – böyle duyarlılıklara kapalıdır bile! Bu türden kaygılar, seslenmeler, sahiplenmeler, ancak toplumun ortak duyarlılığından geçerek anlam bulur. Muasır medeniyet seviyesine başka türlü ulaşılamıyor. Ama yozlaşmış insan için bu çabalar bir anlam ifade etmiyor tabii. İşte o nedenle ki, binlerce yıl öncesinden uygarlıkların beşiği olan Ortadoğu’nun durumu ortada. Elbette birçok bileşeni var sorunların ve en önemli neden de emperyalistlerin kurgusudur. İşte bu yüzden trajedi bir türlü bitmiyor, bitemiyor.

Türkiye’ye göç eden mültecilerin durumuna da değinen Onan şunları söyledi:

Mültecilerin Türkiye için sosyal ve ekonomik yüklerini konuşmak bana göre değil. Nasıl bir trajediye tanıklık ettiğimizi Aylan Bebek’le yeniden idrak ettik, en ağırından.. Asıl çarpıcı olan şu ki, umuda yolculuğu batı coğrafyasında arıyorlar!.. Aynı sepetteki yengeçler gibi birbirini boğazlayan dini / kültürel akrabalık coğrafyasının bu en büyük ayıbını , günahını ne zaman iyileştirmek mümkün olacak? Aslolan da bu olsa gerek.

Röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz.