Ana SayfaGüncelİstanbul’daki nöbet başladı: ‘Nuriye ve Semih gibi her yeri mücadele alanı yapacağız’

İstanbul’daki nöbet başladı: ‘Nuriye ve Semih gibi her yeri mücadele alanı yapacağız’

HABER MERKEZİ – HDP’nin İstanbul’da devam edeceği ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ öncesi nöbetin tutulacağı Yoğurtçu Parkı, Diyarbakır’da olduğu gibi polis ablukasına alındı. HDP heyeti, parka doğru yürüyüşe geçerken, yürüyüşçülerin önü park girişinde polisler tarafından kesildi. Burada bir açıklama yapan Sırrı Süreyya Önder parka HDP’li vekiller ile yöneticilerin gireceğini, yurttaşların nöbete katılımının ise program çerçevesinde olacağını söyledi. Vekillerin parka girmesinin ardından burada bir açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay ise “iktidarın en korktuğu şeyin bir mücadele hattının gelişmesi” olduğunu söyledi, “Nuriye ve Semih gibi her yeri mücadele alanı yapacağız” diye konuştu. Bu konuşmanın ardından İstanbul’daki nöbetin startı verildi. Bir hafta boyunca vekiller parkta nöbet tutarken, yurttaşlar ise her gün saat 12.00’de Kalkedon Meydanı’ndan Yoğurtçu Parkı’na yürüyecek. Ayrıca İstanbul genelinde saat 21.00’de her gün ses çıkarma ve ışık yakıp-kapatma eylemi yapılacak.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Diyarbakır Ekin Ceren Parkı’nda başlattığı “Vicdan ve Adalet Nöbeti” bugünden itibaren İstanbul Yoğurtçu Parkı’nda başladı.

Park ablukada

Ancak nöbet öncesi Kadıköy’de polis hareketliliği yaşanırken, parkın çevresine çok sayıda TOMA ve zırhlı araç yerleştirildi.

Saat 12.30’da yapacağı açıklama ile nöbetin startını verecek HDP heyetinin partinin Kadıköy ilçe binası önünden başlattığı yürüyüş ise park girişinde polislerce engellendi.

Polis barikatı önünde bir açıklama yapan HDP’li Sırrı Süreyya Önder, ilkin HDP’li vekiller ile yöneticilerin parka gireceğini, yurttaşların nöbete katılımının ise hazırlanacak program çerçevesinde olacağını söyledi:

Milletvekillerimiz, genel merkez yöneticilerimiz, MYK üyelerimiz, il bakanlarımız, il yöneticilerimiz, parti meclis üyelerimiz ve danışmanlarla beraber ilk hazırlığı yapacağız. Ondan sonra hepinizin ziyaretini programlayacağız. Aşama aşama kabul edeceğiz, bu dayanışmayı yaygınlaştıracağız.

Kemalbay: Nuriye ve Semih gibi her yeri mücadele alanı yapacağız

Yapılan görüşmenin ardından nöbete destek için gelenleri parka almayan polis, sadece “Vicdan ve Adalet Nöbeti”ne girecek olan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay ile 12 milletvekilinin parka girişine izin verdi.

Nöbet, Kemalbay’ın grup toplantısında yaptığı konuşmanın ardından başladı.

Toplantıda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, “Bugün parlamentoya kilit vurmak isteyenler, vekillerimizin ağzına kilit vurmak isteyenlere karşı bir araya gelmek istedik. Ama gördük ki sokaklara da kilit vurmaya çalışıyorlar” diyerek, İstanbul’daki nöbete yönelik ablukaya dikkat çekti:

Barikatlarla çeperlenmiş bu parkta en kuru yerdeyiz, bir kuru ağaç var ve bizi bunun altında tutamaya çalışıyorlar.

7 Haziran’dan sonra parlamentonun tümü işlevsizleştirilmeye çalışıldı. Biz faşizmi geriletmek için 7 Haziran’dan bu yana en geniş şekilde bu bayrağı elden ele yükseltmeye devam ediyoruz. Biz diyoruz ki gelin faşizmi geriletelim. Bu tek adam rejimi mücadele etmeden gitmeyecek.

Adalet ve Vicdan nöbeti Amed’de öğle bir korku yarattı ki her dakikası polis ablukasında, demir barikatlarla halktan koparılmaya çalışıldı. Sormak istiyoruz. Neden korkuyorsunuz. HDP’nin halk ile buluşmasından neden korkuyorusunuz. Erdoğan her yerde miting yapıyor. Ama HDP yapınca tüm kolluk karşımıza dikiliyor. Halkla partimizin buluşmasını engellemeye hakkınız yok.

Kemalbay devamla iktidara yakın medyada HDP’nin nöbetine ilişkin haberlerdeki manipülasyonlara tepki gösterdi:

Bu kuşatmalardan sonra da manşet atıp başlık atıp ‘Halk HDP’nin toplantılarına katılmıyor’ diyorlar. Ya bu kadar büyük yalanları söyleyip kafanızı yastığa nasıl koyuyorsunuz. Partimizi kriminalize etmek çalışmalarımızı bu şekilde hayallerle halktan kopartmayı düşünmek nafiledir.

Bizden bu kadar korkmaları AKP-Saray iktidarının ne kadar suçunun olduğunun göstergesidir. 17-25’ten Aralık’tan tutalım da El-kaide desteğine kadar, Sur, Cizre, Nusaybin’e kadar… O kadar büyük suçlar işlediler ki ondan bizden korkuyorlar. En fazla da Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’tan korkuyorlar.

Bizler mutlaka bu suçların karşılığında hesabını soracağız hukuken de demokratik siyaset yluyla da bu suçların hesabını soracağız.

“İktidarın en korktuğu şeyin bir mücadele hattının gelişmesi” olduğunu söyleyen Kemalbay’ın “Nuriye ve Semih gibi her yeri mücadele alanı yapacağız” dediği konuşmasının devamı şöyle:

Demirtaş rehin tutuluyor. Bugüne kadar 64 duruşmaya SEGBİS’le katıldı ama bunların hiçbiri rehin tutulduğu dosyadan değil. Rehin tutulduğu dosyada hala duruşma tarihi verilmedi. Parlementonun 3. büyük partisinin eş genel başkanı yalan fezlekelerle rehin alınmış fakat bir yargılama günü bile verilmemiştir.

Eş Genel Başkanımız Türkiye’de bölgede dünyada saygı duyulan bir siyasetçidir. Erdoğan demiştir ki: Demirtaş teröristtir. Erdoğan’ı birçok kez bu suçlamayı ispat etmeye çağırdık ama hiçbir karşılık alamadık. Eğer elinde belgen varsa bunu savcılara verirsin. Yapamıyorsan iftira ediyorsun. Bu suçlamayı aynen sana iade ediyoruz.

Bu iktidar ancak yalanlarla kendini sürdürebileceğini biliyor. Kendi çamur medyasıyla 24 saat insanları bu yalanlara ikna etmeye çalışabilirler ama gerçekler bir gün acı bir şekilde ortaya çıkar.

Sesimiz bir miktar yükselebiliyordu Mecliste. Teşhir etme şansı buluyorduk onu da iç tüzüğü geçirerek engellemeye çalışıyorlar. İç tüzük meclisin bir noter gibi çalışması için getirildi ve geçirildi.

İç tüzük değişikliğinin geçirilmesi esnasında Kürdistan demenin Çorum katliamı demenin Sivas katliamı demenin ne kadar büyük bir korkuyla karşılandığını gördük. Ama biz bu tarihsel gerçekleri anlatmaktan geri durmayacağız. Nasıl bir ceza verirlerse versinler bunu asla başaramayacaklar.

Onların korktukları şey birlikte bir mücadele hattının gelişmesi. Bu Erdoğan Bahçeli ittifakını korkutan en büyük şey. O yüzden mecliste sesimiz kesilmeye çalışılıyor. Demokrasi mücadelesinin aktörlerinin önü kesilmeye çalışılıyor. O yüzden 7 Haziran’dan bu yana HDP ablukaya alınmış durumda. HDP’ye kilit vurmadan içini boşaltmak istiyorlar. Birleşik mücadelenin inşasında verdiği bedeller ve mücadeledir.

Hak arayan herkese zaten saldırıyorlar. Soma’da 301 işçi saldırıya uğradığında uçar tekmelerle saldırıya uğramışlardır. Isparta’da belediyenin kestiği dut ağacını alıp belediyeye giden kadın AKP politikalarına itiraz ediyor. Onun için birleşelim dediğimizde saldırılarını bu kadar arttırıyor. Newroz’da herkes tek tek kameralarla kaydedildiği halde halk gürül gürül alana akmıştı. İşte onlar Manisa’daki, Aydındaki, Isparta’daki haklarını korumak isteyen kadın ile Kürt halkının mücadelesinin birleşmesinden korkuyorlar.

Erdoğan diyor ki ‘Biz de metal yorgunluğu var’. Bu yorgunluk baskı ve rant politikalarının bir sonucu.

AKP Saray iktidarı bir metal yorgunluğu yaşamıyor artık ömrünü doldurdu. Ömrünü doldurduğunu biz onlara mücadelemizle göstereceğiz.

Dünyada kapısını çalabileceği bir yer kalmadı. Suriye’de karıştığı savaş suçları Türkiye’nin büyük bir riske doğru sürüklendiğinin göstergesidir.

Faşizmi durduruncaya kadar halkların eşitlik barış ve özgürlük talebi gerçekleşinceye kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz.  Birleştiğimiz zaman bu karanlığı çıktığı yere kadar kovalamak cesaretine sahibiz.

Başlattığımız bu eylemle omuz omuza vererek birlikte mücadele edeceğiz. Hukukun adaletin demokrasinin bu ülkeye gelmesi için yürütülen bir mücadele. Ellerimizi yeni bir dünyayı kazanıncaya kadar birleştireceğiz. Her birimiz tıpkı Demirtaş, Yüksekdağ, Ahmet Şık, Nuriye ve Semih gibi hakikati haykırmaya devam edeceğiz. Ta ki o duvarlar yıkılıncaya kadar.

Halk denizini bir kaba sığdıramazlar. Milyonların sesisini rehin aldıklarını zannedenler zulmün kumdan kalelerini adalet seliyle yıkacağız. Onun için Türkiye’nin tüm özgürlük, adelet barış isteyenlerini birleşe birleşe kazanacağımız bu mücadeleye çağırıyoruz. Yaşasın direnişimiz.

Hepimizin mücadele yolunda verdiğimiz bedeller var. Faşizmi durdurana kadar, Türkiye halklarının özgürlük, barış, demokrasi talebi gerçekleşinceye kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu karanlığı çıktığı yere kadar kovalama gücüne, cesaretine sahiptir.

Amadde büyük bir özveri ve çaba ile tamamlandı. Güçlü bir şekilde mesajlarını verdi. Şimdi İstanbul’da birlikte mücadele yolunu döşemek için buradayız. Ele ele vererek birlikte mücadele edeceğiz. Emekçilerin, Kadınların, Gençlerin türkiye halkalrının mücadelesidir. Demokrasinin bu ülkeye gelmesi için yürütülen bir mücadeledir. Ne kadar mücadele verilirse o kadar hızlı demokrasi bu ülketye gelir. Kimseye minnet borcumuz yoktur. Bizi açlıkla terbiye etmek isteyenlere karşı ekmeğimizi bölüşeceğiz.

Ellerimizi yeni bir dünyayı kurana kadar birleştireceğiz. Her birimiz Demirtaş gibi Yüksekdağ gibi, Şık gibi, Nuriye ve Semih gibi her yeri mücadele alanı yapacağız. Uzun sürebilir direnişe başladık. Zulme karşı dilsiz şeytan olmayacağımızı herkese göstereceğiz. Hapishanelerin kumdan kalelerini yıkacağız.

Türkiye’nin bütün vicdanlarının ele ele vermeye çağırıyoruz. Türkiye’nin bütün barış isteyenlerini bu mücadeleye çağırıyoruz. Mutlaka kazanmak için hep birlikte mücadele edeceğiz. Yaşasın bütün adalet için yürütenler, faşizme karşı direnişi yükseltenler, yaşasın Kürtler, Türkler, Aleviler, İşçiler, halklar, Kadınlar… Mücadele ile kazanacağız.

Direne direne kazanacağız.

HDP heyetinde kimler var?

İstanbul’daki nöbette HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay’ın yanı sıra milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Sırrı Süreyya Önder, Nadir Yıldırım, Mithat Sancar, Hişyar Özsoy, Ayşe Acar Başaran, Bedran Öztürk, Erdal Ataş, Leyla Birlik, Sibel Yiğitalp, Erol Dora ve İbrahim Ayhan yer alıyor.

 


Gazete Karınca

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Ahmet Cemal hayatını kaybetti
Sonraki Haber
Militarizm ve tekelci kapitalizm - Tom Mayer