Ana SayfaDünyaÇikolata endüstrisi Fildişi Sahili’ndeki yağmur ormanlarında felakete yol açıyor

Çikolata endüstrisi Fildişi Sahili’ndeki yağmur ormanlarında felakete yol açıyor

HABER MERKEZİ – Dünya’daki kakao üretiminin yüzde 70’ine yakınını, Sierra Leone’den Kamerun’a uzanan alanda 2 milyon çiftçi üretiyor. Fildişi Sahili, ormanlarını diğer Afrika ülkelerine kıyasla daha hızlı kaybediyor. The Guardian da Mars, Nestlé gibi dünya çikolata endüstrisinin önde gelen markalarının Batı Afrika’daki ormansızlaştırmayı korkunç boyutlara ulaştırdığını ortaya koyuyor.


Çeviri-Derleme: Tolga Er


Mars, Nestlé, Mondelez ve diğer büyük markalara satış yapan kakao tacirleri, 1960 yılından itibaren yağmur ormanlarının yüzde 80 azaldığı Fildişi Sahili’ndeki ‘koruma alanları’nda yasa dışı üretilen kakaonun ticaretini yapıyor.

Britanya’da yayınlanan The Guardian gazetesinin ekibi dünyadaki kakaonun yüzde 40’ını üreten Fildişi Sahili’ne giderek, kakao üretimi için ‘temizlenen’ yağmur ormanlarını, sözde koruma altındaki milli parklarda yaşayan çiftçileri, büyük markalara arz eden aracıları ve suçu görmezden gelmeleri karşılığında rüşvet alan yetkilileri belgeledi.

Mars, Mondelez, Nestlé ve Cargill and Barry Callebaut şirketlerine ise yasa dışı ormansızlaştırma yoluyla üretilen kakaonun üretim zincirlerine dahil olup olmadığı soruldu. Hiçbiri bu soruya kesin cevap veremedi; sadece ürünlerinden bu tür ticari ürünleri çıkarmak için yoğun çaba sarf ettiklerini dile getirebildi.

“Önlem alınmazsa 2030 yılında orman kalmayacak”

Dünya’daki kakao üretiminin yüzde 70’ine yakınını, Sierra Leone’den Kamerun’a uzanan alanda 2 milyon çiftçi üretiyor. Ancak Fildişi Sahili ve Gana dünyanın en büyük iki üreticisi olarak öne çıkıyor.

Aynı zamanda bu iki ülke ormansızlaştırmanın da en çok yaşandığı yer. Fildişi Sahili ormanlarını diğer Afrika ülkelerine kıyasla daha hızlı kaybediyor.

Çikolataya yönelik gittikçe artan küresel talep, çevreci ‘Mighty Earth’ grubunun çikolata yüzünden ormansızlaştırmaya ilişkin araştırmasında şu anlama geliyor; önlem alınmazsa 2030 yılına kadar orman kalmayacak.

Fildişi Sahili’nde ormansızlaştırmaya yönelik kanıt bulmak ise zor değil.

Koruma altındaki Mount Tia içerisinde kalan ormanda, bir çiftçi, dört hektarlık alanda yer alan bitkilerin birinden sarı renkteki kakaoyu kesiyor; ormandan geriye kalan sadece asırlık ağaçların gri kökleri.

Çiftçi, ağaçları ‘azar azar yaktığını’ belirterek kakaosunun yetişmesi için güneşe ihtiyacı olduğunu anlatıyor.

Burada çiftçiler, ormansızlaştırılmış toprakların daha büyük çekirdek üretebildiklerine inandıkları için ağaçları teker teker kesiyor, kestikleri yere kakao ekiyor.

Son yıllarda, parkların içerisindeki yıllık ormansızlaştırma hızı iki kat arttı; Fildişi Sahili’nde ve Gana’da ise koruma altında olmayan bölgelerde bu hız iki kat.

Bilim insanlarına göre “Kakao, sonunda kendini yiyecek bir canavar”. Çiftçiler elbet bir gün kestikleri ve yaktıkları ağaçları, yine aynı nedenden ötürü; kakaonun kavrulmaktan korunacak gölge kalmamasından dolayı özleyecek.

“Ne şirketler ne de hükümet bunu tek başına çözebilir”

Kakao endüstrisinde yer alan çoğu şirket, ormansızlaştırmayı sonlandırmaya yönelik Haziran ayında ortak bir açıklama yayınladı. Fakat bu hala şüpheyle yaklaşılan bir açıklama.

Şirketlerin ve hükümetlerin, koruma altındaki alanlarda yaşayan çiftçilerinin başka bir yerde yerleştirilmesine ve yeni iş olanakları sağlamasına yönelik çabalar ise Birleşmiş Milletler’in Aralık ayında yapacağı İklim Değişikliği Toplantısı’nda tartışılacak.

Uluslararası Kakao Örgütü’nden Richard Scobey’e göre hükümetin, milli ormanları korumak konusundaki kararlılığı çok önemli: “Ne şirketler ne de hükümet bunu tek başına çözebilir.”

Ülkenin içerisinde bulunduğu bu kötü durumun nedenlerinden bir tanesi de onları yöneten farklı otoritelerden ötürü.

Örneğin; Conseil Café Cacao (devletin kahve ve kakao düzenleyicisi), endüstriyi denetlemekle, kakaonun kalitesini kontrol etmekle, doğru fiyatların ödendiğinden emin olmakla ve kimsenin çocuk işçi kullanmadığını sağlamakla yükümlü.

Conseil Café Cacao’dan Guardian’a yapılan açıklamada da “Etiğe ve iyi bir yönetime” bağlılıktan bahsedilerek kurdukları “Doğanın Dostu Kakao” programına vurgu yapılıyor. Ancak programın işlerliğine dair çok az kanıt var.

Kakao ve yolsuzluk üzerine çalışan gazeteci ‘kaybolmuştu’

Aktivistler de ‘özel olarak’ ülke ekonomisinin dayanağı olan kakao endüstrisinde ‘sorun çıkarmama’ konusunda uyarılar alıyor. Uyarıları dikkate almayanlar ise ciddi problemler yaşayabiliyor.

2004 yılında kakao ve yolsuzluk hikayesi üzerine çalışan gazeteci André Kiffer kaybolmuştu. Kieffer’in, öldürüldüğü düşünülüyor.

Mount Tia’nın imhası 2004 yılında Fildişi’ndeki ilk iç savaş sırasında başladı, ancak komşusu Mount Sassandra ormanı 2011 yılına kadar el değmeden kalabildi.

Şimdilerde ise Mount Sassandra’daki çiftçiler, yaptıklarının ne anlama geldiğinin farkındalar; ancak çikolatadan asıl kazançlı çıkan onlar değil. Çoğu yoksulluk içinde yaşıyor ve sömürülüyor. Biri ise şöyle diyor:

Çikolatayı yiyen biz değiliz, beyaz insanlar.




Önceki Haber
12 gündür gözaltındaydı: Gazeteci Çağdaş Erdoğan tutuklandı
Sonraki Haber
'Korkusuz Sao Bernardolular': İşgal eylemine katılan 'evsiz işçi' sayısı 6 bini geçti