Ana SayfaÖzelEril zihniyetin kalıplarını fotoğrafları ile yıkan bir kadın: Grete Stern

Eril zihniyetin kalıplarını fotoğrafları ile yıkan bir kadın: Grete Stern

HABER MERKEZİ – Fotoğrafçı Grete Stern’in 1930’lardan itibaren çektiği fotoğraflar ve hazırladığı kolajlar, eril zihniyetin kadını edilgen kılmak isteyen yapısına karşı bir başkaldırış niteliğinde.

9 Mayıs 1904 yılında Almanya’da doğan Arjantinli fotoğrafçı Grete Stern, 1930 ve 1940’larda dönemin kadını baskılayan ortamına çektiği ve kolajladığı proto-feminist* fotoğraflarla cevap verdi.

Grete Stern

Grete, 1923-1925 yılları arasında Stuttgart’taki Kunstgewerbeschule’de grafik tasarım eğitimi aldı.

Grete, kadınların eğitim almasının pek istenmediği dönemde sanat alanında başarılı bir eğitim veren Bauhaus Okulu’nda Fotoğrafçılık eğitimi aldı.

Fotoğrafçı, eserlerinde tipografi ve avangart akımı harmanladı.

Nazi işgali ile başlayan Londra yolculuğu 

Sol hareketlere sempati duyan Grete, Nazilerin 1933’te yaşadığı kenti işgal etmesi üzerine Almanya’dan ayrılarak Londra’ya gitti.

Bertolt Brecht, Helene Weigel , Karl Korsch ve Paula Heimann gibi ‘Alman sürgünleri’ni fotoğraflayarak portre çalışmaları yaptı.

Grete Stern, 1935 yılında kendisi gibi fotoğraf sanatçısı olan Horacio Coppola ile evlenerek Arjantin’e yerleşti.

Grete ve Horacio 1935 Ekim ayında Buenos Aires’e gidişlerinin ardından kısa bir süre sonra Arjantin’de modern fotoğrafçılığın ilk sergisi olarak kabul edilen ortak bir sergi açtı.

Grete, 7 Mart 1936’da kızı Silvia’yı dünyaya getirdi.

1937-1941 arasında Stern ve Horacio, Buenos Aires’te bir fotoğraf, grafik tasarım ve reklam stüdyosu işletti.

Çift, reklam ajansının olmadığı kentte modern bir stüdyo yaratmaya çalıştı.

Buenos Aires’in ilk kadın sergisi

Grete 1943’de portrelerden oluşan Buenos Aires’teki ilk kadın sergisini açtı.

Keskin stili onu yaşadığı dönemde erkek egemen bir toplum olan Arjantin’de yaygın olan fotoğraf anlayışından sıyırdı.

Grete ve Horacio evlerini Avrupa’dan gelen Yahudi ve siyasi sürgünlere açtı.

Soykırımdan kaçan entelektüeller ve sanatçılar ile birlikte bir dizi destek, çalışma ve kültürel faaliyette bulundular.

Aynı zamanda evin konukları Grete’nin fotoğrafları için model oldu.

“İnsanların yüzünde gördüğüm şeyi görmelerini sağladım”

1940 yolunda çiftin ikinci çocukları Andrés dünyaya geldi. Ardından Grete ile Horacio 1941 yılında ayrıldı.

Grete fotoğraflarını şöyle anlatıyor:

İnsanların yüzünde gördüğüm şeyi görmelerini sağladım. O zamanlar sıklıkla kullanılan zor gölgeleri hiç sevmedim. Bazı eleştirmenler [fotoğraf çekmek]  kötü bir yol olduğunu düşündüler, hepsinin gri olduğunu, hiçbir şey söylemediğini söylediler. Ama sonunda sevdiler.

Reklam, mimari ve grafik tasarım alanında da çalışan Grete’nin eserleri dönemin entellektüelleri için arşiv niteliği taşıdı.

Şarkı söylemeye başlayan Grete

Grete, 1947 yılında korolarda şarkı söylemeye başladı ve buna ölene dek devam etti.

1948 yılında Grete, popüler haftalık kadın dergisi ‘Idilio’da rüyaların yorumlanmasıyla ilgili bir köşe için fotoğraflar hazırladı.

“Psikanaliz size yardımcı olacak” başlıklı sütun, okuyucuların, çoğunlukla işçi sınıfı kadınların gönderdiği hayallere bir cevaptı.

Avangarde ruhu

1948-1951 yılları arasında Grete’in avantgarde ruhunu gösteren yaklaşık yüz elli fotoğraf dizisi serisi oldu.

Grete, bu fotomontajlarda Arjantin toplumunda kadınların baskı ve teslimiyetlerini alaycı ve gerçeküstü imgelerle tasvir etti.

Fotontontaj, Grete’in egemen değerler hakkındaki fikirlerini ifade etmesi için ideal bir yoldu.

Grete 1959’da, 1970 yılında emekli olana kadar çalıştığı Museo Nacional de Bellas Artes’de (Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi’nde) bir fotoğraf atölyesi hazırladı ve yönetti.

Orada çok sayıda sanatçı ile bir araya geldi ve portrelerini belgeledi.

Yıllar sonra Almanya’ya dönüş

Grete oğlu Andres’in 1965 yılında intihar etmesiyle ileriki dönemlerde de sık sık tekrarlayacak bir depresyona girdi.

1972’de ABD, İngiltere, Fransa, Yunanistan ve İsrail’e giden Grete ardından Nazi işgalindeyken ayrıldığı Almanya’ya   döndü.

1975’de Berlin’deki Bauhaus-Archiv, savaştan sonra Grete’nin çalışmalarını içeren ilk fotoğraf sergisinini organize etti.

1993’te Essen’deki Folkwang Müzesi orijinal negatifleri ve eserlerinin geniş bir bölümünü satın aldı ve çalışmalarının kapsamlı bir sergi ile sundu.

“Fotoğraf ile söylemek istediklerimi söyledim”

Portre ve manzara çekimleri yaparak stüdyo çalışmalarına 1980 yılına kadar devam eden Grete yaşadığı görme problemleri nedeniyle aynı yıl çalışmalarını durdurmak zorunda kaldı.

Fotoğrafçılığın kendisi için bir anlatım biçimi olduğunu ifade eden Grete buna ilişkin şunları söyledi:

Fotoğrafçılık bana büyük mutluluk verdi. Çok şey öğrendim ve söylemek ve göstermek istediğim şeyleri söyleyebildim.

Grete Stern, 24 Aralık 1999’da Buenos Aires’te doksan beş yaşındayken hayatını kaybetti.

Grete farklı tarzı ile Arjantin’de modern fotoğrafçıları arasında yerini aldı.

Grete Stern’in dikkat çekici fotoğraf ve kolaj çalışmalarından bazıları:




Önceki Haber
Prof. Kaboğlu'ndan 'kalıcı tek kişi OHAL rejimi' uyarısı
Sonraki Haber
Eğitim döneminin ilk günü İstanbul'da ulaşım ücretsiz