Ana SayfaGüncelGülmen ve Özakça ‘kaçırılabilirler’ denilerek mahkemeye getirilmiyor

Gülmen ve Özakça ‘kaçırılabilirler’ denilerek mahkemeye getirilmiyor

HABER MERKEZİ – CHP Milletvekili Barış Yarkadaş, 190 gündür açlık grevinde 114 gündür de tutuklu olan ve bugün ilk kez mahkemeye çıkacak olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın duruşmaya getirilmeyeceği bilgisini paylaştı. CHP’li vekil, Ankara Jandarma Komutanlığı’nın mahkemeye “Yeterli personelim yok”, “Gülmen ve Özakça kaçırılabilir” ve “Provokasyon olabilir” gerekçelerini sıraladığını ve iki eğitimcinin savunma hakkının engellendiğini bildirdi. İki eğitimcinin avukatlarının toplu şekilde gözaltına alındığını hatırlatan Yarkadaş, “Şimdi ise hiçbir inandırıcılığı olmayan gerekçelerin arkasına sığınılıyor ve savunma hakkı gasp ediliyor” dedi. Veli Saçılık ise, “Bizler bu durumu Süleyman Soylu’nun açık biçimde sürece müdahalesi olarak değerlendiriyoruz” dedi.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mesleklerinden ihraç edilen ve bugün tam 190 gündür açlık grevinde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, tutuklu bulundukları dosya kapsamında bugün ilk defa mahkemeye çıkacaktı.

Ancak Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Barış Yarkadaş, Ankara Jandarma Komutanlığı’nın mahkemeye “Yeterli personelim yok”, “Gülmen ve Özakça kaçırılabilir” ve “Provokasyon olabilir” gerekçelerini sıralayarak iki eğitimcinin savunma hakkının engellendiğini bildirdi.

Twitter hesabı üzerinden açıklama yapan Yarkadaş’ın, eğitimcilerin avukatlarının duruşmaya iki gün kala gözaltına alındığını da hatırlatarak verdiği bilgiler şu şekilde:

Nuriye ile Semih, günlerden sonra hakim önüne çıkacak ve asılsız suçlamaları çürütecekti. Ancak; her iki ismin savunma hakkı engelleniyor.

Savunma hakkına yönelik engellerden biri; 18 avukatın gözaltına alınmasıydı. Bu aynı zamanda mahkeme heyetine de örtülü gözdağıydı. 18 avukatın duruşmaya iki gün kala gözaltına alınması üzerinden, ilgili tüm kurumlara açık-örtülü mesaj verildi ve çerçeve çizildi. Bu mesaj yerine ulaşmış olacak ki; etkisi kendisini Nuriye ve Semih’i mahkemeye getirecek olan jandarmada görüldü.

Ankara Jandarma Komutanlığı mahkemeye “Yeterli personelim yok” gerekçesini göstererek, Nuriye ve Semih’i duruşmaya getiremeyeceğini bildirdi. Jandarma Komutanlığı, aynı yazıda, “Nuriye ve Semih’in kaçırılabileceği”ni de öne sürdü. Yazıda provokasyon ihtimalinden vs söz edildi.

Mahkeme heyeti şimdi ne yapacağını düşünüyor. Çünkü; oturumun açılabilmesi için, tutukluların salonda olması gerekiyor. Nuriye ve Semih, duruşmaya getirilmezse yargılama da başlayamayacak. Böylece iki öğretim üyesinin savunma / aklanma hakkı gasp edilecek! İki emekçinin “lekelenmeme hakkı”nın gaspı yetmedi AKP iktidarına… Avukatları gözaltına alındı! Şimdi ise hiçbir inandırıcılığı olmayan gerekçelerin arkasına sığınılıyor ve savunma hakkı gasp ediliyor.

“Gayri ciddi gerekçeler”

Açıklamasına hükümete çağrı ile devam eden CHP’li vekil, “Nuriye ve Semih’in ‘terörist’ olduğunu iddia eden AKP; çağrım size: Madem Nuriye ve Semih’i suçluyorsunuz; o halde yargılanmalarını neden engelletiyorsunuz! Bir deliliniz varsa, gösterin bunu mahkemede! Yoksa elinizde hiçbir delil olmadığı İçin mi ‘Personel yok, kaçıracaklar’ gibi gayri ciddi gerekçelerin arkasına sığınıyorsunuz?” diye sordu.

Mahkeme heyetine çağrı: Bu duruşma cezaevinde değil halkın gözlerinin önünde gerçekleşmeli

“İradesini teslim alamadığınız bu iki emekçinin savunma hakkını gasp ederek gerçekleri ne zamana kadar saklayabileceğinizi düşünüyorsunuz! Aylardan bu yana suçladığınız iki emekçiyi mahkemeye  çıkarmaktan bile korkuyorsunuz. Çünkü yalanlarınızın çöpe atılacağını görüyorsunuz” diye devam eden CHP’li Yarkadaş, mahkeme heyetine ise şöyle seslendi:

Bir sözüm de mahkeme heyetine: Duruşmayı cezaevinde yapmak gibi hukuk dışı yöntem arayışına girmeyin! Bu duruşma cezaevinde değil; halkın gözlerinin önünde gerçekleşmelidir. Jandarmanın Nuriye ile Semih’i salona getirmesini sağlayın ve adil bir karar verin! Adalet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı, gayri ciddi tüm gerekçeleri ortadan kaldırmalı ve adil yargılanmanın koşullarını sağlamalıdır. CHP MV. saat 13.30’da başlaması gereken duruşma salonunun önünde hazır olacak ve “adalet” çağrısını bir kez daha dile getirecek!

Saçılık: Süleyman Soylu’nun açık biçimde sürece müdahalesi var

Gülmen ve Özakça ile birlikte Yüksel Caddesi’nde aylarca ‘İşimi geri istiyorum’ eylemi düzenleyen ve eylemlerini hala devam ettiren Veli Saçılık ise avukatların toplu olarak gözaltına alınmasını da hatırlatarak, “Bizler bu durumu Süleyman Soylu’nun açık biçimde sürece müdahalesi olarak değerlendiriyoruz” dedi.

Veli Saçılık’ın Gazete Karınca’ya konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle:

Henüz netleşmese de mahkemeye getirilmemeleri yönünde büyük bir çaba harcıyorlar. Bu duruma ilişkin mahkemenin nasıl bir tavır sergileyeceğini ise henüz bizler de öğrenemedik. Daha önce mahkemeye getirilmemeleri için doktorlar tarafından ‘Sağlık durumları uygun değildir’ raporu verilmek istendi, ancak bunun kamuoyunda olumsuz izlenim yaratacağını düşünerek vazgeçtiler. Bugün de personel yetersizliği ve kaçma şüphesini bahane olarak öne sürmeye başladılar. Bizler bu durumu Süleyman Soylu’nun açık biçimde sürece müdahalesi olarak değerlendiriyoruz. Mahkemeden iki gün önce avukatların gözaltına alınması, ardından kendisine bağlı jandarmanın Nuriye ve Semih’i getirmek istememesi de bunun kanıtı. Burada avukatları gözaltına alarak ve Nuriye ile Semih’i mahkemeye getirmeyerek olası tahliye durumuna şimdiden müdahale edilmek isteniyor. Bizim anladığımız da odur ki büyük ihtimalle mahkemeye getirilmeyecekler.

Kendisi de açlık grevi eyleminde olan Semih Özakça’nın eşi Esra Özakça ise duruşmanın başlayacağını belirterek, “Herkesi Ankara Adliyesine bekliyoruz” çağrısında bulundu.

Eğitimcilerin avukatı “Son durumlarının halk tarafından görülmesini istemiyorlar” demişti

OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri ile atıldıkları işlerine geri dönmek talebiyle eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın başlattığı açlık grevi eylemi 190 gündür devam ediyor.

114 gündür de tutuklu bulunan eğitimciler hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün Ankara Adliyesi’nde görülecekti.

Ancak duruşmaya yalnızca iki gün kala eğitimcilerin avukatları gece yarısı baskınıyla toplu olarak gözaltına alınmıştı.

Gözaltına alınan avukatlardan Didem Baydar Ünsal 14 Eylül’deki duruşmaya ilişkin olarak, iki eğitimcinin savunmaya hazırlandıklarını ve bir an önce sunumlarını yapmak istediklerini aktarmıştı:

Nuriye ve Semih haklılıklarını bir kez daha anlatacaklar. Semih, halkın aydını ve halkın öğretmeni olmanın kendisine nasıl görev sorumluluklar yüklediği gibi konularda sunum hazırlıyor. Nuriye ise, aynı şekilde bir bilim insanının görevinin,  söylediğini yapmak ve faşizm koşullarında faşizme karşı mücadele etmek olduğuna inanıyor. Bir bilim insanının namusu, söylediğini yapmaktır diyor. Savunmasında ağırlıklı olarak bunları işleyecekler.

Ayrıca avukat Baydar-Ünsal, binden fazla avukatın yetki verdiği 14 Eylül’deki duruşmaya, Gülmen ve Özakça’nın tekerlekli sandalye ve maske ile katılacağını ve uluslararası alandan birçok izleyicinin de duruşmada olacağı bilgisini de paylaşmıştı.

Gülmen ve Özakça’nın son durumlarının halk tarafından görülmesinin istenmediğini söyleyen avukat, “Ceza Muhakemesi Kanunu m.182/1’e göre, duruşma ve celseler herkese açıktır. Aksi bir uygulama suç teşkil edecektir. Bu engellemelere karşı avukatlar olarak hukuki her türlü yola başvurmayı düşünüyoruz” demişti.