Ana SayfaGüncelHDP’nin AYM’deki nöbet eylemi sürüyor: ‘OHAL de olsa yargı rolünü oynamalı’

HDP’nin AYM’deki nöbet eylemi sürüyor: ‘OHAL de olsa yargı rolünü oynamalı’

HABER MERKEZİ – Anayasa Mahkemesi’nin karşısındaki parkta başlatılan nöbet eyleminde konuşan HDP Sözcüsü Osman Baydemir, eylemlerinin hafta sonuna dek süreceğini belirterek, AYM’ye kendi içtihatlarına uyması çağrısı yaptı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin Anayasa Mahkemesi (AYM) karşısında bulunan Ahlatlıbel Parkı’nda başlattığı ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’, bugünlük sona erdi.

HDP’li vekiller parktan ayrılmadan önce parti sözcüsü Osman Baydemir, açıklamalarda bulundu.

Bu açıklamada Baydemir hafta sonuna kadar eylemlerinin devam edeceğini, yarın ise vekillerin neden tutuklu olduğuna dair dosyalarla Ahlatlıbel Parkı’na gelerek, bilgilendirme yapacaklarını söyledi.

AYM’ye çağrı: Yargı rolünü oynamalı, hukuka sahip çıkmalı

Yaptığı açıklamada “Anayasa Mahkemesi önünde vicdansızlığa yüksek sesle itirazımızı haykırıyoruz” diyen Baydemir, 11 milletvekilinin legal siyasetten koparıldığını belirterek, “Onlara adeta rehine muamelesi yapılıyor” diye konuştu.

Yargının muhalefetin sesinin kısılması aracına dönüştürülmemesi gerektiğini belirten Baydemir, “Anayasa hala yürürlükteyse, eğer Anayasa darbe sonucu ortadan kalkmadıysa hükmü açık ve net: Milletvekili tutuklanamaz. Milletvekili teamül görev süresi yani seçilmiş olduğu süre bittikten sonra hakkında işlem uygulanabilir. Mehmet Haberal, Engin Alan içtihadında olduğu gibi” dedi.

Dün AYM Başkanı Zühtü Aslan’ın HDP’lilerle yaptığı görüşmenin ardından açıklamalarına da işaret eden Baydemir, şöyle devam etti:

Biz isteriz ki yargı kurumlarının başkanları kararlarıyla konuşsun. Toplumun beklentisi bir an önce kararlarını vermeleridir. Bizim çağrımız zinhar yargıya müdahale değil; hukuksuzluğun sona ermesi çağrısıdır. Tam 307 gündür Anayasa hükmü ihlal ediliyor. Daha önce milletvekillerinin tutuklanmasına dair AYM’nin yargıçlarının verdiği bir karar var. O kararda açık bir şekilde “milletvekili tutuklanamaz” diyor. Çünkü yasama faaliyeti sekteye uğrar. Dolayısıyla raportörün henüz süreci tamamlamamış olması rutin bir uygulama olarak izah edilemez.

Yargıtay Başkanı diyor ki; toplumda yargıya güven sarsılmış durumda. Bu süreç bu şekilde devam ettiği müddetçe legal demokratik siyasetin kadroları, TBMM’nin en büyük üçüncü siyasi partisinin liderleri cezaevinde tutulduğu müddetçe adalet tecellisi engellendiği müddetçe toplumun yargıya güveni tesis edilemez. Eğer adalet mekanizması işlerse, yargı işlerse, hukuk güçlünün sopası olmaktan çıkıp mazlumun hukukunu koruyan bir mekanizma haline dönüşürse o zaman toplum yargıya güven duyar. O zaman toplum bütününün bir parçası olduğunun idrakına varır.

AYM başkanına bir kez daha çağrıda bulunuyoruz: Eğer mesele milletin iradesiyse, parlamentoda grubu bulunan tüm siyasi partiler sizin nazarınızda aynı saygıyı hak ederler. Cumhurbaşkanının, AKP Genel Başkanının, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, Bahçelinin hak ettiği saygı neyse Demirtaş’ın da hak ettiği saygı odur. O nizamda bir fark olmamalıdır. 15 Temmuz nasıl milletin iradesine saldırıysa Demirtaş’ın, Yüksekdağ’ın, milletvekillerinin cezaevine konması da milletin iradesine saldırıdır.

Burada hiç kimse bizi ‘süreç normal işliyor’ beyanına inandıramaz. Bu, kendisi ile çelişen bir beyandır. Sizin daha önce altında imzanız olan bir karardan bahsediyoruz. O karar 307 gündür görmezden geliniyor!

Mesele sadece Demirtaş’ın cezaevinde tutulması meselesi değildir. Mesele milletin iradesinin cezaevinde tutulması meselesidir. Mesele devletin meşruluk zemininden uzaklaşmasıdır. OHAL, KHK’ler, toplumun korku imparatorluğu ile yönetme çabası meşruiyet zemininden uzaklaşmaktır. Adalet çağrımız, devlet mekanizmasını tüm erkleriyle ele geçirmeye çalışan iktidara dur demek içindir. Hukuk zeminine, ahlak zeminine davet etmek içindir. Yargı, rolünü oynamalıdır. Koşulları ne olursa olsun, ister OHAL olsun, ister sıkıyönetim yargının görevi vicdani karar vermektir; hukuka, içtihada sahip çıkmaktır.

Bu ülkede oyunu kime vermiş olursa olsun her insanın vicdanında Arakan’daki vahşete karşı bir itiraz vardır, işte o vicdandır. Arakan’daki vahşete nasıl hayır diyorsak Lice’de, Hakkari’de insanların heronlarla katledilmesine de, yaşlı, çocuk demeden insanların katledilmesine de hayır demeniz lazım. Biz bunu başardığımızda demokrasi güvence altına alınmış olacaktır. Adalet o zaman güvence altına alınacaktır. Çabamız, birlikte yaşamın zeminini yitirmemek içindir.

Bu mahkemeyi ayakta tutan beton kolonlar değildir, verecekleri adil kararlardır. O kararlar sadece HDP Eş Genel Başkanının siyaset yolunun açılması için de değildir. Milyonlarca insanın gelecek tahayüllerinin şekillenmesini beraberinde getirecektir. Ya bu ülkedeki farklılıklar bu ülkenin gerçek sahipleri olacak ya da bu ülkedeki farklılıklar başka bir arayış içinde olacaklardır. Tam da bu noktada ortak bir gelecek inşası için legal demokratik siyasetin kapılarının kapatılmasından vazgeçilmesi gerekiyor.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Adli Tıp'a göre saldırıya uğrayan Ayşegül Terzi'nin 'yaşamı tehlikeye sokulmadı'
Sonraki Haber
Mezar açıldı, DNA testi yapıldı: Salvador Dali'nin kızı değilmiş