Ana SayfaDünyaTaliban’dan saklanan 7 bin film dijitalleştiriliyor: “Afganistan’ın ‘ölü’ kültürü tekrar hayata dönüyor”

Taliban’dan saklanan 7 bin film dijitalleştiriliyor: “Afganistan’ın ‘ölü’ kültürü tekrar hayata dönüyor”

HABER MERKEZİ – Afganistan’da Taliban’ın yasakladığı ve yaktığı film makaralarını hayatlarını tehlikeye atarak 20 yılı aşkın süredir saklayan Habibullah Ali ve arkadaşları, yüzbinlerce saatlik görüntüleri dijitalleştirerek televizyon ve internetin olmadığı en uzak köylerde bile film gösterimleri yapmayı planlıyor. Savaştan ziyade parklarda piknik yapan neşeli ailelerin ve patlamaya dayanıklı duvarlardan yoksun bir Kabil’in yer aldığı görüntülerle, Afganistan’ın geçmişte kaldığı düşünülen kültürünü tekrar hayata dönüyor.


Çeviri-Derleme: Tolga Er


Taliban, tüm filmleri yok etmek için Afganistan devleti tarafından işletilen film şirketine 1990’larda girdiğinde; Habibullah Ali filmleri kurtarmak için hayatını tehlikeye attı.

Afganistan’ın kültürel zenginlikle dolu binlerce film makarasını saklayan Ali, Taliban’ın bunu öğrenmesi durumunda yaşayacaklarının da farkındaydı:

O gün eve canlı dönebileceğimizi beklemiyorduk. Eğer sakladığımız filmleri bulmuş olsalardı bizi öldürürlerdi.

1996-2001 yılları arasındaki hakimiyeti süresince sinema ve müzik gösterilerini yasaklayan Taliban, bölgeden ayrılmadan önce binlerce film kaydını da yaktı, ancak Ali ve iş arkadaşlarının Kabil kentinin çeşitli yerlerinde sakladıkları 7 bin değerli filmi bulamadı.

Kayıp filmlerin ve Afganistan’ın şiddetin yaşanmadığı zamanlardan parçalar taşıyan belgesellerin bulunduğu bu kayıtlar şimdi ise tekrar izlenilebilmesi için dijitalleştiriliyor.

Yıllardır süren bu proje sayesinde, savaşın yerine aşka odaklanıldığı ve çoğu genç Afgan’ın yaşayamadığı ‘barış’ı içeren Afgan filmleri hayata döndürülmüş olacak.

“Afganistan’ın ‘ölü’ kültürünü tekrar hayata döndürüyoruz”

On yüzbinlerce saatlik dijitalleştirme ise meşakatli bir iş ve Afgan Film Genel Müdürü Mohammad İbrahim Arify tarafından denetleniyor.

Arify, filmlerin nasıl saklandığını gülümseyerek şöyle anlatıyor:

Makaralar, Hindistan ve Batı filmleri olarak işaretlenmiş konserveler ve variller içinde yere gömülmüş. Çoğu tuğla duvarların arasında ve yalancı tavanlarda saklanmış. Her türlü hileye başvurmuşlar.

Arify, halktan kişilerin sakladığı filmlerin de kendilerine ulaştığını söylüyor.

Ancak Arify, “32 bin saatlik 16 milimetre ve 8 bin saatlik 35 mm filmin kataloglama sürecinin halen devam ettiğini” söylüyor ve sürecin tam olarak ne zaman biteceğini bilmediklerini vurguluyor.

Çalışanlardan M. Fayaz Lutfi ise filmlerin ortaya çıkarılmasının önemini şöyle açıklıyor:

Yaptığımız işten dolayı çok gururluyuz; çünkü bu ülkenin görsel tarihini dijitale çevirerek Afganistan’ın ‘ölü’ kültürünü tekrar hayata döndürüyoruz.

“O zamanlarda yaşayacak kadar şanslı olamadım”

Afganistan devleti tarafından üretilen filmler 1970’lerde oldukça popülerdi. Pestuca ve Farsça dillerindeki bu filmler romantizme, kültüre ve dostluğa odaklanıyor.

Kabil’deki yüksek korunaklı ABD Konsolosluğu’nda gerçekleştirilen film gösteriminde paylaşılan görüntüler, o zamanki Afganistan ile şu anki savaş yorgunu ülke arasındaki dikkat çekici farklılığı gösteriyor.

Görüntülerde, parklarda piknik yapan neşeli aileler, şakalaşan kadınlar ve patlamaya dayanıklı duvarların sarmadığı bir Kabil yer alıyor.

Arif Ahmadi, görüntüleri izlediğinde hissettiklerini şöyle anlatıyor:

Görüntüleri izlerken duygulandım; çünkü bu ülkeye dair sadece kötü anılar var aklımda. O zamanlarda yaşayacak kadar şanslı olamadım. Diğer ülkelerde insanlar ileri gidiyor, ancak bizim geçmişimize baktığımızda geriye gittiğimiz görülüyor.

Afghan Film şirketi, yayıncıların bu eski filmlere ve görüntülere yer vermesini istiyor; özel bir medya grubu ise daha şimdiden bu görüntülerden oluşan bir internet sitesi oluşturma planları yapıyor.

Afganistan topraklarının çeşitli yerlerinde yaşanmakta olan onca soruna rağmen, şirket, televizyon ve internetin olmadığı uzak köylerde film gösterimleri yapmayı planlıyor.

Arify, şöyle diyor:

Ülkenin her köşesine gitmeyi göze alıyoruz. Çocuklarımızın, eskiden Afganların nasıl yaşadığını görmesini istiyorum.


Kaynak: Dawn