Ana SayfaGüncelTÜSİAD Başkanı: Gazetecilerin tutuklu yargılanması Türkiye’ye zarar veriyor

TÜSİAD Başkanı: Gazetecilerin tutuklu yargılanması Türkiye’ye zarar veriyor

HABER MERKEZİ – TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, gazetecilerin tutuklu yargılanmasının Türkiye’ye uluslararası arenada zarar verdiğini söyledi ve “Basın özgürlüğü Türkiye için en önemli değerlerden bir tanesi. Basının sesi, yönü ne olursa olsun, zamanı ne olursa olsun basının özgürlüğü ve kendini ifade etmesi, ülkemizin çıkar meselesidir ve çıkarınadır” dedi.

Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Erol Bilecik, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Erken seçime karşı olduklarını belirten Bilecik, Türkiye – Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine ilişkin ise “Bizim de biraz kendimize de bakıp, acaba demokrasi boyutunda, hukuk devleti boyutunda, son dönemler itibarıyla OHAL uygulamasına dönük olarak da ‘acaba nerelerde eksik yapıyoruz?’ diyebilmemiz lazım” değerlendirmesinde bulundu.

Tutuklu gazetecilerin durumuna ilişkin de açıklamalarda bulunan Bilecik, “Türkiye’de gerçekten toplama bakıldığında akademisyenler, siyasetçiler, medya yöneticileri ve yazarların soruşturmaya uğraması ile tutuklu yargılanması özellikle uluslararası arenada bize resim olarak gerçekten zarar veren görüntüler” dedi.

Bilecek’in Sözcü gazetesine verdiği röportajdan bazıları şöyle:

-Erken seçimlere karşı olduğunuz görüşü çıkıyor buradan…

Yüzde 100 tabi ki, bundan hiç beis yok ama şu ana kadar tüm hükümet kaynaklarından aldığımız bütün mesajlar da böyle. İster istemez yapılan her seçim, sıkça yapılan seçimler özellikle kendi ekonomisini de kendi atmosferini de beraberinde taşımış oluyor. Buradan seçim atmosferiyle beraber bir reform atmosferinden bahsetmek doğal olarak mümkün değil. O bakımdan bizim seçimi vaktinde yapıp hiç olmazsa o döneme kadar biraz hızlanarak koşmamıza ihtiyaç olan bir süreç yaşıyoruz.

-Son dönemlerde özellikle Almanya ile gerilen ve Türkiye’nin daha çok kapıları kapatmaktan yana olan AB politikasına ilişkin yorumunuz nedir?

Bugün Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik hedefi öyküsü, son birkaç yılı belki ayrı tutarsak, yapılan bu muazzam reformların ve bu reform perspektifinin en itici gücü oldu. Böyle bir gerçek var. Burada iki farklı nokta var bence. AB’deki üye ülkelerinin bir kısmının bu üyelik sürecini ötelemeye çalışan bir pozisyonları var. Bu resmin bir tanesi ama bizim de biraz kendimize de bakıp, acaba demokrasi boyutunda, hukuk devleti boyutunda, son dönemler itibarıyla OHAL uygulamasına dönük olarak da ‘acaba nerelerde eksik yapıyoruz?’ diyebilmemiz lazım.

Altyapı kaynaklarımız yok, ticaretimizi bu anlamda özellikle gelişen ve gelişmiş ülkelerle daha fazla yapma zorunluluğumuz var. Avrupa çok çemberli bir yapıya gidebilir. Para birimi açısından olabilir, birden fazla çemberi olan bu anlamda konfederal bir yapı olabilir. Bu çemberlerden bir tanesinde kendi yerimizi bulabiliriz. Biz Osmanlı’dan bu yana yüzümüzü Batı’ya çevirmiş bir ülkeyiz, toplumuz.

-Türkiye’de tutuklu bulunan 174 gazeteci ile Sözcü Gazetesi muhabirleri olan Mediha ve Gökmen için bir mesajınız var mı?

Bugün Türkiye olarak baktığınız zaman kendi gücümüzün en etkin kaynakları diye bir sıralama yaptığımızda doğru olan demokrasi, hukuk devleti ve özgürlükler toplumu olmak geliyor. Türkiye’de gerçekten toplama bakıldığında akademisyenler, siyasetçiler, medya yöneticileri ve yazarların soruşturmaya uğraması ile tutuklu yargılanması özellikle uluslararası arenada bize resim olarak gerçekten zarar veren görüntüler. Hemen tutuklama süreçlerinin başlaması en fazla eleştiri aldığımız nokta. Şu masumiyet karinesi meselesi burada en önemli nokta. Özellikle basın özgürlüğü Türkiye için en önemli değerlerden bir tanesi. Basının sesi, yönü ne olursa olsun, zamanı ne olursa olsun basının özgürlüğü ve kendini ifade etmesi, ülkemizin çıkar meselesidir ve çıkarınadır. Burada eleştiriyi az alan bir ülke olmalıyız.