Ana SayfaManşetVeli Saçılık: Herkesi Nuriye ile Semih’i özgürleştirmeye davet ediyoruz

Veli Saçılık: Herkesi Nuriye ile Semih’i özgürleştirmeye davet ediyoruz

HABER MERKEZİ – KHK ile mesleklerinden ihraç edilen ve 189 gündür açlık grevinde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, tutuklu bulundukları dosya kapsamında yarın ilk defa mahkemeye çıkacak. Ankara Adliyesi’nde 14:30’da başlaması beklenen duruşmaya katılım çağrıları sürerken, bir çağrı da Gülmen ve Özakça ile birlikte Yüksel Caddesi’nde direnen Veli Saçılık’tan geldi. Gazete Karınca’ya konuşan Saçılık, “Arkadaşlarımızı almaya gideceğiz” dedi.

Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ihraç edildikleri işlerine geri dönmek için başlattıkları açlık grevini zorla kaldırıldıkları hastanede devam ettiren tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ile Semih Özakça yarın ilk defa hakim karşısına çıkacak.

Duruşmalarına iki gün kala avukatları gözaltına alınan Gülmen ve Özakça’nın açlık grevleri 189’uncu gününde sürerken, duruşmaya katılım çağrıları da devam ediyor.

Mahkemeye bir gün kala Gülmen ve Özakça ile birlikte Yüksel Caddesi’nde ‘İşimi geri istiyorum’ eylemi düzenleyen ve eylemlerini devam ettiren Veli Saçılık da duruşmaya katılım çağrısı yaptı.

Gazete Karınca’ya konuşan Veli Saçılık, duruşmadan tahliye sonucu beklediklerini belirterek, mücadelelerine devam edeceklerini vurguladı.

Duruşmada tahliye çıkmaması halinde mücadelenin seyri hakkında yeniden değerlendirme yapacaklarını belirten Saçılık, şunları kaydetti:

Açlık grevinin 189’uncu günü ve bizler burada bir inadı sürdürüyoruz. İnadımızın adı ‘İşimizi geri istiyoruz’ inadı. Kamuoyu da yakından biliyor ki inadımızın karşısında görmediğimiz zulüm ve işkence kalmadı. Nuriye ve Semih’i esir aldılar ve hiçbir şekilde fotoğraflarının ve seslerinin dışarıya yansımasına izin vermiyorlar.

Bizler 14 Eylül günü yapılacak mahkemeye herkesi davet ediyoruz. Umarım Nuriye ve Semih’i oraya getirecekler ve sağlık durumlarını herkes görmüş olacak. Bizler 14 Eylül’de arkadaşlarımızı devletin esaretinden çekip alacağız.

Nuriye ve Semih’in tahliye edilmemesi ölüme mahkum edilmeleri anlamına geliyor ki bizler de buna göre eylemlerimizde ne kadar gücümüz var ise ortaya koyacağız ve arkadaşlarımızın hayatını savunmaya devam edeceğiz. Tahliye olmamaları halinde arkadaşlarımızın sağlığı ve hayatı için bütün benliğimiz ve varlığımız ile mücadele edeceğiz.

Bizler herkesi duruşmaya katılmaya ve Nuriye ile Semih’i özgürleştirmeye davet ediyoruz.

Davaya destek çağrıları

Sanat, siyaset ve akademi dünyasından birçok isim tarafından yapılan çağrılara son olarak HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay da katılmış ve “Adalet ancak bizler Nuriye ve Semih’e sahip çıkarsak, dayanışmayı ve mücadeleyi yükseltirsek sağlanabilir”demişti.

Kemalbay, “Adalet ancak bizler Nuriye ve Semih’e sahip çıkarsak, dayanışmayı ve mücadeleyi yükseltirsek sağlanabilir. Bu nedenle tüm halkımızı 14 Eylül’de Nuriye ve Semih’in duruşmasına davet ediyorum” sözleriyle davaya katılım çağrısı yapmıştı.


HDP Eş Genel Başkanı Kemalbay’dan Gülmen ve Özakça’nın ilk duruşmasına katılım çağrısı


10 aydır süren direniş: Yüksel’den cezaevine ‘işe iade’ eylemi

Selçuk Üniversitesi’nde araştırma görevlisi iken açığa alınan Nuriye Gülmen, 9 Kasım 2016’da saat 12:30’da Ankara Yüksel Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde yaptığı basın açıklaması ile “Kendisi ve binlerce devrimci demokrat kamu emekçisi adına oturma eylemine başladığını ilan” etti.

Oturma eylemine saldıran polis, Gülmen ile beraber kendisine destek verenleri gözaltına aldı.

Böylelikle Nuriye Gülmen ile başlayan, ardından Semih Özakça, Acun Karadağ, Veli Saçılık’ın katılımı ile gündemde yerini alan oturma eyleminden açlık grevine evrilen ‘İşimi geri istiyorum’ eylemi başlamış oldu.

Nuriye Gülmen, ilk gününde gözaltına alındığı eylemini gözaltından çıktıktan sonra ikinci gününde de devam ettirdi ve yeniden gözaltına alındı.

Eyleminin ikinci gününde de gözaltına alınan Nuriye Gülmen, ‘kamu emekçileri adına direneceğini ve serbest bırakıldıktan sonra yine anıt önündeki eylemine devam edeceğini’ ilan etti.

Oturma eyleminin ilk günlerinde her gün gözaltına alınan Nuriye Gülmen, serbest bırakılmasının ardından ertesi sabah yeniden alana gelerek açıklamasını ve eylemini sürdürmeye devam etti.

Bu sırada bir KHK ile mesleğinden uzaklaştırılan Sosyal Bilgiler öğretmeni Acun Karadağ, son görev yeri olan Halim Şaşmaz Ortaokulu önünde oturma eylemi başlatacağını ilan etti. Acun Karadağ, eyleminin ilk gününde polisin sert müdahalesi ile gözaltına alınırken, Nuriye Gülmen de gözaltılara rağmen eylemini sürdürmeye devam etti.

17 Kasım tarihinde, Acun Karadağ ve Nuriye Gülmen’in eylemlerini sürdürdüğü sırada, açığa alınan öğretmenler Semih Özakça ve Esra Özakça da ‘Biz kazanacağız!’ sloganı ile oturma eylemine başlayacaklarını ilan etti ve destek çağrısında bulundu.

İlerleyen günlerde Gülmen ve Özakça, Yüksel Caddesi’nde beraner direnmeye başlarken, ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nda kolunu kaybeden ve yıllar sonra da KHK ile ihraç edilen Veli Saçılık da kendilerine katıldı. İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelen ihraç edilen emekçiler ve destekçileri, sık sık polis saldırısı ile gözaltına alındı ve darp edildi.

Direnişlerinin 60. gününde ihraç edildiğini öğrenen Nuriye Gülmen, bu sırada verdiği röportajda “Halihazırda bir mevzimiz var ve bu atılma haberini direnişle karşılamaktan onur duyuyorum” diyerek direnişlerini devam edeceklerini belirtti.

İhraç kararının ardından Yüksel Caddesi’ndeki eylemlerine devam eden Nuriye Gülmen, Semih Özakça, Veli Saçılık, Acun Karadağ, Esra Özakça polis saldırılarında darp edilmelerine rağmen her sabah İnsan Hakları Anıtı Önüne gelerek oturma eylemlerine devam etmeye başladı.

Konuya ilişkin olarak 9 Mart’ta TBMM’ye giden ve burada milletvekilleri ile basın açıklaması yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça burada polisler tarafından gözaltına alındı.

Gözaltına alınmaları üzerine 11 Mart’ta başlatacaklarını duyurdukları açlık grevi eylemlerini gözaltına alındıkları gün başlatan Gülmen ve Özakça 5 gün gözaltında tutulduktan sonra mahkeme tarafından adli kontrol talebi ile serbest bırakıldılar.

Gözaltından başlattıkları açlık grevi eylemlerini sersbt bırakıldıktan sonra Yüksel Caddesi’nde 24 saatlik nöbet ile devam ettiren Gülmen ve Özakça, 17 Mart’ta Veli Saçılık ve Esra Özakça’nın da aralarında olduğu yedi kişi ile birlikte yeniden gözaltına alındı.

İki gün gözaltında tutulan Gülmen ve Özakça, serbest bırakılmalarının ardından doğrudan eylem alanına dönerek açlık grevlerine ve oturma eylemlerine devam ettiler.

Açlık grevi eylemlerine Yüksel Caddesi’nde devam eden eğitimciler için Türkiye’nin birçok ilinde destek eylemleri düzenlenmeye başlarken, bu sürede CHP ve HDP’li milletvekilleri Gülmen ve Özakça’yı sık sık ziyaret etti.

Açlık grevinin ilk ayının dolmasının ardından emekçiler için duyarlılık çağrıları artsa da hükümet kanadından konuya ilişkin bir açıklama gelmedi.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevi eylemlerine destek her geçen gün artarken, grevin 75’inci günününde sabaha karşı evlerine düzenlenen polis baskını ile gözaltına alınan eğitimciler, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.

Tutukluluklarına yapılan itirazlar ise sağlık durumlarının cezaevinde kalmaya elverişli olduğu gerekçesi ile reddedilen eğitimciler, Sincan Cezaevi’nde zorla kaldırıldıkları hastanede eylemlerini sürdürüyor.

Eğitimciler hakkında hazırlanan iddianamede ise eylem süresince eğitimcilerin gazeteciler ile yaptıkları telefon görüşmeleri delil olarak mahkemeye sunuldu. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianame ile birlikte eğitimciler tutuklandıktan sonra ilk defa 14 Eylül tarihinde mahkeme karşısına çıkacak.


Gazete Karınca