Ana SayfaGüncel‘Yasağa rağmen’: Musa Anter ödülleri sahiplerine verildi

‘Yasağa rağmen’: Musa Anter ödülleri sahiplerine verildi

HABER MERKEZİ – Bu yıl 25’incisi yapılanması planlanan Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Ödül Töreni’nin OHAL gerekçe gösterilerek yasaklanmasına rağmen ödüller sahiplerini buldu. Törene katılanlar yasağa tepki gösterdi.

Özgürlükçü Demokrasi gazetesi tarafından bu akşam saat 19.00’da Taksim Hill Otel’de düzenlenmesi planlanan Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Yarışma Ödülleri töreni Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından OHAL gerekçe gösterilerek yasaklanmıştı.

‘Gerekçe’ OHAL: Musa Anter Ödül Töreni yasaklandı

Törene DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, HDK Eşsözcüsü Onur Hamzaoğlu, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Musa Anter’in oğlu Dicle Anter, sivil toplum örgütleri temsilcileri, gazeteci meslek örgütleri, Berkin Elvan’ın ailesi, tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık’ın yanı sıra çok sayıda gazeteci katıldı.

Ödüller ‘yasağa rağmen’ sahiplerine verildi

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) önünde yapılan protestoların ardından Musa Anter Ödülleri ‘yasağa rağmen’ sahiplerine verildi.

Törene katılanlar yasağa tepki gösterdi.

Eren Keskin: Bu zihniyet Hatun annenin mezarına saldıran zihniyet ile aynı

İHD Eş Genel Başkanı ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin yasağa ilişkin şunları söyledi:

Özgür Gündem gazetesi bu coğrafyanın en çok baskı gören gazetesiydi. Yine bu coğrafyanın en çok baskı gören gazetecilerinden ve direniş ile mücadele azmi bizlere önder olan Musa amcamızın adına yapılan bir ödül töreni olacaktı. Ölmüş bir insan adına yapılan bir ödül törenini bile yasaklayan zihniyetten söz ediyoruz. Bu zihniyet Hatun annenin mezarına saldıran zihniyetten farklı değil. Bunu ancak böyle görebiliriz. Musa amca eminim ki kahkahalarla güler ve ‘Benden hala korkuyorsunuz’ derdi. Bizi hiçbir şey durduramaz.

Musa Anter’in oğlu Dicle Anter: Mücadelemize devam edeceğiz

Musa Anter’in oğlu Dicle Anter de, “İnsan ne söyleyeceğini bilmiyor. Musa Anter hakkında bundan birkaç sene evvel Diyarbakır mitinginde sırf oy toplamak için ‘Musa Anter’in acısını kalbimde hissediyorum’ diyen adamın kuklaları bugün Musa Anter’in basın şehitleri ödül törenini iptal etti. Samimiyetsizlik diz boyu. Bu kadar fırıldak düşünceler içerisinde dönen bir devlet içerisinde yaşıyoruz. Ama biz mücadelemize devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Türkçe haber dalında birincilik ödülü alan Tekin: Özgür basın geleneğini devam ettireceğiz

İHD’de verilen ilk ödülün sahibi Türkçe haber dalında  “Ev baskınında hırsızlık yapan polis kameraya yakalandı” haberiyle birinci olan, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan dihaber muhabiri Deniz Tekin oldu.

Ödülünü aldığı sırada yaptığı konuşmada ‘ödül töreninin yasaklanmasının kabul edilir olmadığını’ ifade eden Tekin, “Türkiye basın tarihinde kara bir leke olarak görüyorum. Bizler özgür basın geleneğini devam ettireceğiz. Bedel ödeyerek bize özgür basın geleneğini devredenlerin örnek duruşunu devam ettireceğiz” dedi.

Gülsüm Elvan: Acarer’in ödülünü Berkin ve tutsak gazeteciler adına alıyorum

Jüri Özel Ödülünü “ÖSO, TSK’ye ait tankı IŞİD’e verdi” haberiyle alan BirGün Gazetesi muhabiri Erk Acarer’in ödülünü Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Eren Keskin’in elinden aldı.

Burada konuşan Elvan, “Erk’e teşekkür ediyorum. Biz konuştuk onlar yazdı. Yazdıkları için sürgün edildiler. Ne yaparlarsa yapsınlar yanlarındayız. Susmayacağız. Berkin için aldım ama bütün tutsak gazeteciler adına alıyorum” dedi.

‘Metinlerin, Hrantların, Anterlerin ardıllarıyız’

“Anaokulu etkinliğinde korkunç manzara” haberiyle Jüri Özel Ödülü alan Evrensel Gazetesi muhabiri Eylem Nazlıer’e ödülünü (Demokratik Toplum Kongresi) DTK Eşbaşkanı Leyla Güven verdi.

Güven, “Bugün bırakmadılar bu ödülün verilmesini. Bu durum faşizmin geldiği noktayı gösteriyor. Biz Kürdistan’da bu faşizmi görüyoruz istiyoruz ki Türkiye kentleri de bu faşizmi görsün artık. El ele verelim yeter ki, bu faşizmi aşarız. Özgür basın susturulamaz” dedi.

Nazlıer ise yaptığı konuşmada, “Ödülümü devlet dersinde katledilen Uğur’lara, Berklin’lere, Ceylan’lara atfediyorum. Metin’lerin, Hrant’ların, Musa Anter’lerin ardıllarıyız. Bundan sonra daha çok yazmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

‘Gazetecilik yapmaya, gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz’

“Adalar’ın nüfusu beş kat artacak: 2B arazilerine tesis, zemin katlara dubleks izni” haberiyle Jüri Özel Ödülü alan diken.com.tr muhabiri Rıfat Doğan’a ödülünü Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Onur Hamzaoğlu verdi.

Hamzaoğlu yaptığı konuşmada, Hatun Tuğluk’ın cenazesine saldıran saldırganla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun çektiği fotoğrafı hatırlatarak, “Bakanının çektiği fotoğraf Türkiye’nin fotoğrafıdır” dedi.

Rıfat Doğan ise ödül töreninin yasaklanmasını kınayarak, “Yasaklandı. Bunu kınıyoruz. Musa Anter adı ile ödül almak benim için gurur verici. Hatun Ana’nın mezarına izin verilmediği bir ülkede bu törenin yasaklanması çok fazla görülmez. Biz gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Gerekleri haykırmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

‘Devletin yaklaşımına karşı haber mücadelemiz devam ediyor’

Kürtçe haber dalında, “Li Şirnexê skandal: Zarokê 14 sali ji girtigehê bi îşkence birine cihê operasyonê!” başlıklı haberiyle ödül alan KHK ile kapatılan dihaber muhabiri Cihan Ölmez’e ödülünü Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan verdi.

Gürkan, “İlk defa ülkede yasaklanmış bir töreni siz gerçekleştiriyorsunuz. Türkiye’nin utanç tarihine geçti. Her uygulama karşısında utandırmaya devam edeceğiz” dedi. Ölmez ise “Devletin yaklaşımına karşı haber mücadelemiz devam ediyor. Ödülü Kürdistan şehitlerine adıyorum” dedi.

Aslan: Kadınların sesini yükseltmeye çalıştıkça bizi kapattılar

Kadın haberciliği dalında “Batman sustu, çocuk anlattı: Çocuklar fuhuşa zorlanıyor” haberleri ile ödüle layık görülen KHK ile kapatılan Gazete Şûjin muhabirleri Şilan Özhan ve Şehriban Aslan’a ise ödülünü CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu verdi.

Tanrıkulu, “25’incisi düzenleniyor. Bu güne kadar yasaklandığını görmedim. Baskının 25 yıl sonra nereye geldiğini açıkça gösteriyor. Bize açtığı yol bir bilgelik yoludur. Çok önemli şeyler yaptı. Barış insanıydı ve bilgeydi. En karanlık bir biçimde aramızdan ayrıldı. Ne olursa olsun yolunda gitmeye devam edeceğiz” dedi. Özhan ise “Biz gerçekleri yazmak için hayatını feda eden gazetecilerden miras aldık. Töreni yasaklayabilirler ama biz bu haberleri zaten ödül için yapmıyoruz. Gazetecilere yönelik yönelimi gösteriyor bu yasak” dedi.

Aslan ise “Biz gerçekleri yansıtmaya çalıştıkça, kadınların sesini yükseltmeye çalıştıkça bizi kapattılar. Gurbeteli Ersöz’lerden, Deniz Fırat’lardan kalemimizi aldık. Cizre bodrumlarında katledilen Rohat Aktaş ve Kürt basın şehitlerine armağan ediyoruz bu ödülü” diye konuştu.

Faruk Eren: Bu basın ve ifade özgürlüğünün son halidir

Yine kadın haberciliği dalında Şengal’deki saldırıda hayatını kaybetmeden önce Nûjiyan Erhan tarafından hazırlanan ve daha sonra Jinda Asmen tarafından tamamlanan, “Guleya yekem a Şengalê: Ji pênûse Nujiyanê, çiroke Gulê” haberinin ödülünü ise gazeteci Derya Ceylan aldı.

Ceylan’a ödülü DİSK-Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren verdi.

Eren, “Bugün ödül töreni yasaklandı. Basın ve ifade özgürlüğünün son halidir bu. Gazetecileri içeriye atmaya çalışıyorlar. Mücadele etmeye devam edeceğiz ve kazanacağız” dedi. Ceylan ise “Bu ödülü onlar adına almaktan onur duyuyorum” dedi.

Musa Kart’ın ödülünü Yonça Şık aldı

Karikatür dalında, çizgileriyle iktidarları rahatsız eden ve bunun bedeli olarak 9 ayını Silivri Cezaevi’nde geçiren Cumhuriyet Gazetesi çizeri Musa Kart adına ödülü tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık aldı.

Şık’a ödülünü Özgür Gazeteciler Platformu Sözcüsü Hakkı Boltan verdi. Boltan, ödül töreninin yasaklanmasını kınadığını dile getirdi. Şık ise Kart’ın gönderdiği mesajı okudu.

Abdurrahman Gök ödülü Kemal Kurkut’un annesine armağan etti

Fotoğraf dalında dünyada büyük yankı uyandıran dihaber muhabiri Abdurrahman Gök’ün çektiği ve Kemal Kurkut cinayetini gözler önüne seren “Çıplak İnfaz” isimli fotoğrafın ödülünü gazeteci yazar Ümit Kıvanç verdi.

Kıvanç, “Bu ödül töreninin yasaklanması çok çapsız ve düşüncesiz bir hareket. Kimseyi korkutamazlar bu kararla. Musa Anter ile ilgisi olmayan çok kişinin ilgilenmesinin önünü açacak bu karar. Arkadaşımız çektiği fotoğraflarla gazetecilik tanımını ortaya koydu. Bu fotoğraflar olmasaydı bu olayı aktarmamız mümkün olmayacaktı” dedi.

Gök ise “Aslında Cumhurbaşkanı ve Başbakanın sürekli dediği gibi ‘Bu OHAL diğer OHAL’lere benzemiyor. Apê Musa adına verilen hiçbir ödül töreni yasaklanmamıştı bugüne kadar. Bunlara nasip oldu. Bu devletin nasıl intikamcı olduğunu gösteriyor. Onu katleden zihniyet bugün onun adına verilen ödülü yasaklıyor. Musa Anter yok ama onun ardından yürüyenler var. Bu ardıllardan olmaktan gurur duyuyorum. Bu ödülü Secan Ana ve çocukları devlet tarafından katledilmiş analara armağan etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

‘İktidar ölülerle uğraşmaya başladıysa fazla vakti kalmamıştır’

BirGün Gazetesi muhabiri Alican Altunbaş’ın “Tepkisizliğe tepki” ödülünü ise akademisyen Gencay Gürsoy verdi.

Gürsoy, “Bir iktidar ölülerle uğraşmaya başlayınca fazla vaktinin kalmadığını gösteriyor” dedi.

Altundaş ise “Bu ödüle layık görüldüğüm için teşekkür ediyorum. Tutsak olan meslektaşlarıma armağan ediyorum” diye konuştu.

AFP foto muhabiri İlyas Akengin’in “Gözaltı” adlı fotoğraflarına layık görülen Jüri Özel Ödülü ise Musa Anter’in oğlu Dicle Anter verdi.

Akengin, “15 yıldır gazetecilik yapıyorum. 4’üncü ödül alışım. Her aldığımda ayrı bir heyecan ve onur yaşıyorum” dedi.