Ana SayfaGüncelCHP’nin tutumuna eleştiri: Bu ülkede kaç belediye başkanı görevden alındı, ilkeleriniz o zaman neredeydi?

CHP’nin tutumuna eleştiri: Bu ülkede kaç belediye başkanı görevden alındı, ilkeleriniz o zaman neredeydi?

HABER MERKEZİ – Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, AKP’deki görevden almalara değindi, “Bir korkunun ifadesi” yorumunu yaptı. Konuyla ilgili olarak muhalefetin tutumunu da eleştiren Bilgen, isim vermeden CHP’ye şu soruyu sordu: “Bu ülkede kaç belediye başkanının cezaevinde olduğunu bilmiyorlar mı? O zaman ilkeleriniz neredeydi?”

Cezaevinden çıktıktan sonra sözcülük görevini devralan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, 8 ay aradan sonra grup toplantısında konuştu.

Son günlerde Adalet ve Kalkınma Partisi’ndeki (AKP) tasfiyelere dair ilişkin açıklamalarda bulunan Ayhan Bilgen, bunun ‘bir korkunun ifadesi’ olduğunu savundu.

Kadir Topbaş’tan Melih Gökçek’e dek tek tek istifaları hatırlatan Bilgen, konuya dair muhalefetin tutumunu eleştirdi:

Bir başka belediye başkanı televizyon ekranlarında ağlaya ağlaya ailesine yönelik tehditlerden söz ederek görevi bırakacağını söyledi. Eğer belediye başkanlığının itibarı sınıf başkanlığı kadar kalmamışsa o ülkenin demokrasisiyle ilgili ciddi bir yüzleşme gerekir. Sadece iktidar değil muhalefet de ciddi bir yüzleşme ortaya koymalıdır. Sanki Türkiye’de ilk defa belediye başkanları tepeden alınıyormuş gibi tepki koyuyorlar.

Elbette iktidar partisinin belediye başkanlarının görevden alınmasına tepki koymaları takdir edilesi. Ama bir başka partinin onlarca belediye başkanı görevden alındı. O zaman ilkeler neredeydi diye sormazlar mı? Bu ülkede kaç belediye başkanının cezaevinde olduğunu bilmiyorlar mı? Bu ülkede kaç belediye başkanının cezaevinde olduğunu bilmiyorlar mı? Peki, bu durumda iktidar kadar muhalefetin de bir takım hassasiyetler adına verdiği gizli desteğin farkında değiller mi? Elbette biz hiçbir seçilmişin yargı sopasıyla terbiye edilmeye çalışılmasını doğru bulmuyoruz

OHAL ve seçim tartışmaları

HDP Sözcüsü Bilgen’in gündeme getirdiği bir diğer konu ise devam eden olağanüstü hal (OHAL) ve seçim tartışmalarıydı.

“Seçimden asla korkmuyor, kaçmıyoruz” diyen Bilgen, 16 Nisan’daki referanduma dair tartışmalar bitmeden, yine Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) tartışmalı kararı sürerken seçimin gündemleştirilmesini eleştirdi.

“Hangi seçim, hangi koşullarda seçim?” diye soran Bilgen, şöyle devam etti:

Gazetecilerin bu kadar kolay susturulduğu, televizyon ekranlarının karartıldığı, azıcık itiraz edenin düşman hukukuna tabi tutulduğu bir ülkede seçim nasıl bütün sorunları çözer? Elbette seçime varız ama Türkiye’de seçimin sorun çözmesi için eşit demokratik koşullarda olması gerektiğini, böyle olmazsa hiçbir sorunu bitiremeyeceğini ifade ediyoruz. Türkiye’nin birinci sorunu OHAL’dir, seçim değildir.

Öcalan’ın cezaevi koşulları

HDP’li Bilgen, kimseyle görüştürülmeyen PKK lideri Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarına dair de konuştuğu grup toplantısında, şunları dile getirdi:

27 Temmuz 2011’den beri yasal hakkı olmasına rağmen avukatlarıyla görüştürülmüyor. Bir lütuftan değil, en temel hakkının uygulanmasıyla ilgili bir tespitte bulunuyoruz. Ailesiyle 1 yıldan fazladır görüşmüyor. Bu tecrittir. Tecrit kime yapılırsa yapılsın suçtur. Elbette kime yapılırsa yapılsın karşı çıkarız ama Türkiye’de hükümet de biliyor ki Sayın Öcalan herhangi biri değildir. Kanın durması için, insanların ölmemesi için önemli bir şahsiyettir. Bundan sonra da gençlerin hayatını kaybetmemesi için adım atılacaksa sembolik ilk adım bu tecridin sonlandırılması olmalıdır.

Hükümete Gülmen ve Özakça çağrısı

Nuriye Gülmen’in babası Şaban Gülmen ve Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça ile Suruç Aileleri İnisiyatifi üyelerinin katıldığı toplantıda konuşan Sözcü Bilgen, iki eğitimcinin sağlık durumuna ve mücadelesine dikkat çekti:

250 güne yaklaşan bir eylem, bir inanmışlığın göstergesidir. Onlar kendi adlarına bir mücadele yürütmüyorlar. Aslında herkes adına hepimiz adına belki yüksek sesle sözünü söylemekten çekinen herkes adına, hepimiz adına direniyorlar.

Bu yanlışa bir an önce son verilmesi için hükümete çağrıda bulunuyorum. Canları istediklerine gücü yetenlerin, iki kişinin işlerine dönmesi gibi son derece haklı ve masum bir talebi çözecek dirayetleri de vardır; eğer niyetleri varsa, eğer cesaretleri varsa, eğer hala insaniyetten azıcık nasipleri varsa.

200’lü günler kritik tehlikeli günlerdir. Ama Sadece iki kişinin hayatından bahsetmiyoruz, bir ülkenin geleceğinden bahsediyoruz. En temel hak mücadelesinin mübarek ve mukaddes görüldüğü bir ülkede yaşamak istiyorsak Semih ve Nuriye’nin mücadelesini yükseltmek hepimizin görevidir.

İYİ Parti’ye ‘eşit yurttaşlık’ eleştirisi

Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) ayrılan isimlerin öncülük ettiği İYİ Parti’ye de değinen HDP Sözcüsü Bilgen, partiye ‘eşit yurttaşlık’ eleştirisinde bulundu.

İYİ Parti’nin, “Eşit yurttaşlık kavramını programa yazsak mı yazmasak mı?” tartışması yürüttüğüne dikkat çeken Bilgen,  “Sanki ‘eşit yurttaşlık’ demek büyük bir suç. HDP ile anılırız korkusundan programlarına eşit yurttaşlık yazmaktan vazgeçtiler” dedi ve şöyle devam etti:

Biz gurur duyuyoruz eşit yurttaşlık demekten. Arkadaşlarımız eşit yurttaşlık, özgür toplum dedikleri için, ortak vatan dedikleri için tutuklandıklarını biliyoruz.

Previous post
İran'da akademisyene idam cezası
Next post
Feminist 'güzellik yarışması': Kadınlar beden ölçülerini değil kadına şiddetin boyutunu açıkladı